Taraftar maçtan önce içini boşalttı, ilk golden sonra da göndermesine devam etti. Taraftarın hoşnutsuzluğu transfer konusundaydı bu nedenle yönetim epeyce topa tutuldu. Ancak sahada onca eksik kadrosuna rağmen müthiş bir çabuklukta oynayan, pas yüzdesi ile rakibini olağanüstü derecede hırpalayan bir Beşiktaş vardı. Mecburiyetten sol kanada monte edilen Onur Bulut’un çaktığı çividen sonra Beşiktaş iyice Tirana’nın üstüne çöktü.
Tam 11 pasta gelen bu ilk golden sonra ikinci gol de 5 pasta ağları buldu. Yedek kulübesine bakınca acaba forvete kim girer diye bir yorum yaparsanız gençlerden başka oyuncu olmadığını görmeniz mümkündür. İşte burada da Şenol Güneş faktörü devreye giriyor. Şapkadan kaç defa tavşan çıkardığını hatırlamıyorum. Bu defa şapkadan başka bir yaratık çıkardı söyleyeyim. Bir teknik direktör bunca olumsuzluğa rağmen takımına bu öz güveni ve kazanma ruhunu aşılıyorsa o hocanın şapkadan çıkaracağı her sihire inanın.
Zaten ne diyor taraftar: “İnanın, inanın çocuklar Güneş’li günler göreceğiz.” Madem öyle, sonuç da böyle. Her olumsuzluğa karşı alın size skor, öpün hocanın elini. O golü yemeseydi daha iyi olacaktı. Ala galibiyet galibiyettir. Bugün yarın beklenen transferler geldiği anda zaten oturmuş kadroyu izlemeye doyamayacaksınız. Beşiktaş hiçbir ezeli rakibinin transferde de altında kalmaz. Bekle de gör.