Ferhan Kaya PoroyMüzede bir gün!

HABERİ PAYLAŞ

Müzede bir gün!

Haberin Devamı

Yarın için size harika bir önerim var. Tabii İstanbul’da oturuyorsanız. İstanbul dışındaysanız da yarın olmasa bile bir gün mutlaka Borusan Perili Köşk’ü görün! Size önerdiğim bu güzel günü geçen hafta yaşadım. Hava soğuktu ama güneşli, pırıl pırıl bir pazar günüydü! Uzun zamandır gitmek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım Perili Köşk’e çocuklar sayesinde gittim.

Çocuklar Borusan Contemporary içindeki sanat etkinliğine katıldı. Fırsat bu fırsat, biz de müzeyi gezdik tabii! Borusan Contemporary Çocuk Atölyesi’nde her ay çocuklara özel etkinlik takvimi yayınlanıyor ve bu etkinlikler pazar günleri gerçekleştiriliyor. Eğitimi, uzman sanat eğitimcisi Gazi Selçuk veriyor. Ofis müzede sergilenen eserlere paralel bir eğitim programıyla çocukların yeteneklerini keşfetmelerine ve çağdaş sanatı tanımalarına olanak sağlayan bu atölyede, şubat ayında ‘Renkli Kalpler’ ve ‘Hareketli Heykeller’ gibi ilgi çekici çalışmalar düzenleniyor. Bizim katıldığımız etkinlik 12 Şubat Pazar günü gerçekleşti. Adı ‘Dans Edip Baskı Resim Yapıyoruz’du. Yarın ‘Renklerle Dans’, 25 Şubat Cumartesi günü ‘Kâğıttan Heykeller’ ve 26 Şubat Pazar günü ‘Rengârenk’ atölyeleri gerçekleştirilecek.

Duru’yu eserden zor ayırdık

Çocukların bu etkinliğe katılması için ödemeniz gereken ücret ise 10 TL. Yaklaşık 2.5 saat süren etkinlikte çocuklar hem sanatsal çalışmalar yapıyor hem müzeyi rehber eşliğinde geziyor. Sonuçta şunu söyleyebilirim; çocuklar hem müzeden ve sergilenen eserlerden çok etkilendi hem de çok eğlendi. Çocuk gözüyle en çok, sanatçı Daniel Canogar’ın ‘Tarih Nehri’ adlı sergisinin içinde yer alan ‘Meyil/Drift ve Akış’ isimli eserleri etkiledi. Yeni medya sanatçısı olan Canogar, eserlerinde video projeksiyonu ve fotoğrafı heykel öğeleriyle birleştirerek, karmaşık ve çok boyutlu deneyimler yaratıyor. Meyil’de İstanbul’daki rögar kapakları kullanılmış.

Yerde oluşturulan alanlara yansıtılan videolardan kapakların içinde neler olup bittiği, nelerin geçip gittiği yansıtılıyordu. İzleyicinin ayakları hizasında gördüğü video, yüzen nesnelere tutunmuş insan figürleri içeriyordu. Haliyle bizimkiler bu görüntülerden çok etkilendi. Zaten gelişmiş olan çevre bilinçlerine yeni bir boyut eklemiş oldular. ‘Akış’ adlı eser ise özellikle küçük kızım Duru’yu hayrete düşürdü. Eser hemen her evde bulabileceğimiz lavabo, küvet gibi banyo elemanlarından oluşuyor. Nesneler, suyun bir çesmede olduğu gibi usulca ve ses vererek aktığı bir devre oluşturacak biçimde düzenlenmiş.

İnsan figürleri ise, nesnelerin üzerine, bir su parkında kendi iradeleri dışında akıntıya kapılarak hareket edermiş gibi algılanacak biçimde yansıtılmış. Bir bakıyorsunuz, projeksiyonla yansıtılan bir çocuk küvette yüzüyor, sonra delikten kayıp gidiyor. Aynı çocuk bu kez musluktan akıp lavabodan tekrar dökülüp gidiyor. Yaklaşık 15 dakika bu eseri ve içindekilerin hareketlerini izleyen Duru’yu eserin başından zor ayırdık. Sonrasında müzenin kafesinde kahve molası vermenizi de öneririm. Kapalı alanı basık olsa da terası çok keyifli. Orada bir çocuğun doğum gününe rastladık. Şimdi doğum günü modası şuymuş; çocuk, arkadaşlarıyla müzedeki sanat etkinliğine katılıyor, ardından müzenin kafesinde doğum gününü kutluyor. Herkese iyi haftalar.

( 18.02.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Sıradaki haber yükleniyor...
holder