Şimdi tüylerim ürpererek hatırladığıma göre, benim için de gerçekten çok zor günlerdi. Üstelik 2 yıl arayla yaşadım ben bu sıkıntılı ‘terribble two’, yani 2 yaş sendromu dönemini. Tam ‘artık bebeklikten çıktılar yürümeye başladılar’ diye sevinirken, bu kez de çığlıklar yükselmeye, ergenlikteki gibi inatlaşmaya başladılar bizimle. Minicik bir boy, kocaman bir dil ve 5 karış surat. O zaman “Ya sabır” diyordum, “Bunlar da geçecek”. Şimdi de diyorum ki; “Geçip gitti ama gelen gideni aratacağa benziyor”. Ama şimdi bu süreçte yaşananlar üzerine konuşmakta fayda var. Çünkü hissedilen o ki siz şu anda hayatınızın en önemli krizi, 2 yaş krizi ile baş başasınız. Ne yapar 2 yaş çocuğu? Yürüme becerileri ile merak ettiği, dokunmak istediği her şeye rahatlıkla ulaşabilir. Bunun için büyük bir heyecan duyar, onu engellemek istediğinizde ise size büyük bir sinirle karşı çıkabilir. İstediğinin olması için sonuna kadar direnir. Çığlık çığlığa ağlayabilir ya da kendini yerlere atabilir. Bu ufacık olayda nasıl böyle büyük tepkiler verdiğine şaşırabilirsiniz.
Anneler bu durumda nasıl davranmak gerektiği konusunda çözümsüz kalır. İnatlaşmalar ve ağlamalar karşında anne ile çocuk arasında bir çatışma süreci başlar. Bu çatışma süreci; ailenin bu davranışlar karşısında nasıl davranacağını bilememesinden kaynaklanır. Yapmanız gereken en önemli şey ona ‘hayır’ dememek aslında. Henüz çok iyi konuşamadığı için kendini ifade edemeyen ufaklık, içindeki müthiş enerjiyi de tam olarak boşaltamadığı için sıkışıp kalır. Tek çıkış yolu vardır; evde en yakınında olanlarla inatlaşmak, tepkisini onlara göstermek. O da bunu yapar. Peki ne yapmalısınız? İlk adım enerjisini boşaltmasını sağlamak. Onunla parka gidin, yerlerde yuvarlanın, oyunlar oynayın... Zamanınız yoksa onu oyun gruplarına, yuvaya verin. Yeter ki hep aynı kısır döngünün içinde sıkışıp kalmasın. Ama her şeye rağmen o sizinle inatlaşacaktır. İşte o zaman:
- O dirense de inatlaşmayın. Siz yetişkinsiz, o çocuk. Ondan daha güçlüsünüz, unutmayın.
- Bu davranış biçiminin, yaşının ve gelişiminin bir özelliği olduğunu hatırlayın.
- Yapmasını istemediğiniz bir davranışı varsa; kızma, engelleme, bağırma, cezalandırma gibi davranışlar göstermeyin. Bu davranışlar onun daha uyumsuz olması sonucunu yaratır.
- Yapmasını istemediğiniz davranışla ilgili çok fazla açıklama yapmayın. Sizi anlamasını ve bir daha yapmamasını beklemeyin. Bu otokontrolü kullanabilecek kadar büyümedi. Bir çok anne “Anlatıyorum, açıklıyorum, güzel güzel konuşuyorum ama hâlâ yapmaya devam ediyor” diye yakınıyor. Bu güzel anlatımlarınıza ilerde daha olumlu tepkiler verebilecektir.
- İstemediğiniz bir davranış gösterdiğinde oyunla ilgisini başka yöne çekin. Bu yaş döneminin dikkat süresi çok kısa olduğu için yaratıcı olabilirseniz dikkatini inatlaştığı olaydan dağıtmayı başarabilirsiniz.
- Oyunlar işe yaramadığında açıklamaları ve ilgiyi kesin. Başka bir işle ilgilenin. Kısa bir süre sonra ağlamasının sonlandığını, sakinleştiğini göreceksiniz. Her şeyden önemlisi, SABIRLI OLUN!
(Bu yazı 30.10.2010 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)