Sabah saatleri yaşamın en güzel anlarıdır.
Geç kalkmak günü kaçırmak, hayatın yarısını kullanmayarak ziyan etmek gibi bir şeydir. İşte yine erken bir sabahın ilk ışıklarıydı. Uyanınca ilk işim TV yerine radyo frekansları arasında dolaşmak olduğu için, çok sevdiğim bir şarkı kulaklarıma ve dudaklarıma takıldı. Sertap Erener'in 90'lı yıllarda dillerden düşmeyen "İncelikler yüzünden" dediği güzel melodinin tınılarıyla çok uzaklara takıldım gitti. O yıllarda korona gibi bir beladan haberimiz yoktu. Dünya bu kadar karışmamıştı. O zamanlarda, dertlerimiz vardı fakat bu denli korkunç boyutlara gelmemişti. İnsanoğlu nasıl bu kadar değişti ve canavarlaştı diyecek kadar tarihi bilmiyoruz. Yine de, insanlığın çok acı deneyimlerden geçtiğini tahmin edebiliyoruz. Hayat kolay bir olgu değil. İçinde derin bir felsefe gizli. Yaşamın kabasında dolaşırken gizli anlamlarını hangimiz ne kadar çözebiliyoruz ki. Çok bilmiş hallerimizin sonucu bize ne kazandırıyor.
Dost meclislerinde fetva veren bizler, gerçeğe ne kadar yaklaşıyoruz. Her şey bir yana yaşadığımız hayatın içindeki incelikler yüzünden mutsuz olduğumuz bir gerçek.
Bir denge üzerinde
İlişkiler de, bu tür gariplikler yüzünden bozulmuyor mu? Son dönemde; insan oğlu tuhaf çırpınışlar içinde. Başı sonu belli olmayan, Aşık Veysel'in dediği gibi "Uzun ince bir yoldayım. Gidiyorum gündüz gece" durumundayız. Aslında dünya insanının kaderi, kategorize edilmiş güçlüler ve diğerleri arasında bir denge üzerine kurulmuş. Güçlüler akıl oyunlarıyla uğraşırken, diğer grupların hassasiyetleri gelişmiş, sanatçılar yazarlar ve dünyayı güzelleştiren insanlar ortaya çıkmış. Onlar olmasaydı akıl ve mantık çok kuru ve anlamsız kalırdı eminim. Akıl, zehir gibi bir şey. Fazlası tehlikeli ve öldürücü olabiliyor.
Günümüzde fazlasıyla hassas olan insanların sayısının artmış olmasıyla birlikte, bu konu gündeme geldi ve aslında bir farkındalık da yarattı. Çevrenizde gerçekleşen olaylara diğer insanlardan daha aşırı tepkiler mi veriyorsunuz? Diğer insanların neler hissettiği konusunda endişelendiğiniz oluyor mu?
Daha sessiz ve sakin bir yerde olmayı ister miydiniz? Maalesef duygularınız sizi ele geçirmiş durumda. Güçlü algılarınızla yaşam boyunca boğuşmak zorundasınız artık. Sonuçta psikologların kapısını aşındıran en çok bu tür insanlar oluyor, yaşamın katı kuralları arasında ezildikleri için.
Ortak özellikler
Peki bu hassas ve ince insanların ne tür ortak özellikleri var hiç düşündünüz mü? Duygusal anlamda güçlü olan insanların sahip oldukları özellikler incelendiğinde, bu kişilerin sert bir karaktere, esnek olmayan bir kişiliğe, baskı kurmaya çalışan bir yapıya sahip olmadıkları görülmekteymiş. Bunun tam tersine, dirençli olma, kendini kontrol edebilme kabiliyetleri, bu hassas insanların en fazla öne çıkan özellikleri arasında bulunmaktaymış. Algısal olarak, bu insanlar düşünmek veya hissetmek konusunda diğer insanların düşüncelerine bağlı değilmişler. Yani sadece kendi kriterleri ile hareket ediyor olmaları önemli bir ayrıcalıkmış. Özel dünyalarına sadece kendine benzeyen insanları alıyorlar ve hasar görmemek için, diğerlerinden hızla uzaklaşıyorlarmış.
Bir çeşit duygusal anlamda, kendini koruma içgüdüsü de diyebiliriz. Sevdim bu yaşamın içindeki gizli incelikleri. Her şeye rağmen, hayat sana teşekkür borçluyuz.
Hepimize iyi haftalar.