Skolyoz nedir?
Günlük hayatta birçoğumuzun farkına varmadığı kadar sık bir problem olan omurga eğrilikleri hem görünüm olarak hem de sağlık açısından olumsuz etkilere sahip. Aslında skolyoz veya kifoz bir hastalık değil, omurgada gördüğümüz yapısal bir deformite. Omurganın önden veya arkadan bakınca sağa veya sola doğru olan eğriliği skolyoz olarak adlandırılır. Omurgada öne doğru olan eğriliklere ise kifoz deriz.
Skolyoz sebebi nedir?
Skolyoz, çocuk yaşlarda daha sık görülmesine rağmen her yaşta çeşitli sebeplerle karşımıza çıkar. Amerika’da 1966’da kurulan Skolyoz Araştırma Cemiyeti’nin yaptığı sınıflandırma sıkça kullanılır. Buna göre yapısal skolyoz ve yapısal olmayan skolyoz olarak iki ana grup üzerinden sınıflandırma yapılr. Yapısal skolyozlar en sık karşılaştığımız skolyoz sebepleridir. Kas-iskelet sistemi ve sinir sistemi ile ilgili hastalıklar, romatizmal hastalıklar, çocukluk çağında geçirilmiş hastalıklar gibi tespit edilebilen sebepler, bu gruptaki skolyozlara sebep olur. Bunların arasında da en sık karşılaşılan tip, sebebini bilemediğimiz ve genellikle çocuklukta karşılaştığımız, idiopatik skolyoz dediğimiz tipteki skolyozlardır. Bu tip skolyozlarda hem yana doğru eğilme hem de omurganın kendi etrafında dönmesi, yani rotasyonu söz konusudur.
Yapısal olmayan skolyozlar ise omurga veya etrafındaki kaslarla ilgili problemlerde ortaya çıkar. Bu tip skolyozlarda kemik veya kaslarda kalıcı bir değişiklik veya omurgada sabit bir rotasyon yoktur. Eğriliğin karşı tarafına eğilmekle, germe egzersizleriyle düzelir. Bu tip skolyoz daha çok omurga etrafındaki ağrılı hastalıklarda karşımıza çıkar.
Skolyozların en çok karşılaştığımız tipi olan idiopatik; yani sebebini tam olarak bilemediğimiz tipteki skolyozlar da kendi içinde alt gruplara ayrılır. Bunlar infantil idiopatik skolyoz yani 3 yaşından önce, juvenil idiopatik skolyoz yani 3 ila 10 yaş arası ortaya çıkan ve adolesan idiopatik skolyoz yani 10 yaşından sonra ortaya çıkan skolyozlardır. Erişkinlerde ortaya çıkan tipi ise daha çok yaşlanmaya ve dejeneratif süreçlere, yani kireçlenmelere bağlı olarak oluşur.
3 yaşından önce ortaya çıkan skolyozlarda daha çok annenin yaşının ileri olması risk faktörüdür. İlerleyen veya gerileyen tipte olabilir. Çoğunlukla gerileyen tipte olanı gözlenir. 10 yaşından sonra ortaya çıkan tip skolyoz ise, ergenliğe giren çocuğun boyunun hızlı uzamaya başladığı dönemde hızla ilerler. Kız çocuklarında 5 kata varan oranda daha fazla görülür. Yani 3 yaşından küçük çocuklarda ortaya çıkan skolyoz genel olarak çok tedirgin edici olmazken, ergenlikte saptanan skolyozlar hem aile hem de doktor için dikkatli olmayı gerektirir.
Skolyozun belirtileri ve tanı yöntemleri nelerdir, nasıl korunulabilir?
Skolyoz kendini daha çok duruş bozukluğu; giyilen kıyafetin bir kolunun veya pantolonun bir bacağının uzun veya kısa gibi hissedilmesi; bazen boyun, sırt veya bel ağrıları ile kendini belli eder. Bazen farklı şikayetlerle başvuran hastanın yapılan görüntüleme tetkiklerinde tesadüfen göze çarpar. Ancak özellikle çocukluk çağındaki skolyozlarda genellikle anne-babanın çocuktaki eğilmeyi fark etmesi aileyi telaşlandırır ve doktora gitmesine sebep olur. Bu nedenle çocukların büyüme döneminde yakından takip edilmesi önemli bir ebeveynlik görevidir.
Çocukta omurga eğriliği basit bir testle takip edilebilir. Bunun için ergenlik dönemindeki bu çocuğun mahremiyetine özen gösterilmek şartıyla üst kıyafeti çıkarılmış bir şekilde sırtı incelenmeli ve çocuktan dizlerini bükmeden ellerini yere değdirmeye çalışır gibi öne doğru eğilip bu şekilde beklemesi istenmelidir. Bu sırada skapula yani kürek kemiklerinden birinin yukarıda kalması, omurganın eğri durması gibi bulgular karşımıza çıkabilir. Bu durumda doktora başvurmak gerekir.
Tanının doğru konması için hastanın fiziksel muayenesi yapılır. Kesin tanı ise ortoröntgenografi denilen skolyoz grafileri ile konur. Burada omurgada eğriliğin varlığı, derecesi, yeri gibi bulgular tedavinin planlanması için önemlidir. Tanı konup tedavi planlaması yapıldıktan sonra ise düzenli aralıklarla muayene ve grafi takipleri ile hastalığın ilerleyip ilerlemediği veya tedaviye verdiği cevap takip edilir.
Skolyoz hastalığında derecenin önemi
Skolyozda eğriliğin yeri, tek veya iki eğrilik olup olmaması ve açısı önemlidir. Tedavi planları bu bilgilere göre yapılır. Yerleşmiş bir skolyozda eğriliğin derecesi 30 derecenin altındaysa genellikle ilerlemeyeceği düşünülerek cerrahi tedaviden uzak durulurken, 40 derecenin üzerinde ise cerrahi operasyon kararı verilebilir. Bu nedenle “cobb açısı” dediğimiz skolyoz açısının tespiti ve takibi skolyoz hastalarında önemlidir.
Skolyozun tedavisi var mı? Tedavi yöntemleri nelerdir?
Skolyoz tedavileri günümüzde gelişmeler gösteriyor. Skolyozun sebebi biliniyorsa sebebe yönelik tedaviler uygulanabilir. Ancak çoğunlukla sebep bilinemediğinden derecesine göre şikayetleri ortadan kaldırmaya veya azaltmaya, ilerleyen yıllarda şikayetlerin tekrar ortaya çıkmasını engellemeye, hastanın psikolojik ve sosyal sıkıntılarını azaltmaya yönelik tedaviler uygulanır. Özellikle sırt bölgesindeki yüksek dereceli skolyozlar, akciğer ve kalp üzerinde baskıya neden olabileceğinden, bu hastalarda ameliyat ön olanda tutulabilir. Zira bu hastalarda skolyozun ortaya çıkardığı göğüs içi alanda daralma gibi sebeplerden dolayı solunum fonksiyonları, kalp kapasiteleri bozulabilir ve hastalar ciddi kalp ve akciğer sorunlarıyla karşılaşabilirler.
Ameliyat önerilmeyen hastalarda ise eğriliğin derecesini azaltmak için çeşitli fizik tedavi uygulamaları, korse kullanımı, egzersiz programları uygulanmaktadır.
Skolyozdan korunulabilir mi?
Yapısal olmayan skolyozlardan korunmak pek mümkün olmamakla birlikte erken tanı ve tedavi programına başlanması hastanın hayat kalitesini arttırır ve skolyozdan kaynaklanan sorunları aza indirir. Burada hastanın tedaviye uyumu ve disiplini önemli ve gereklidir.
Yapısal skolyozlarda ise omurga çevresindeki kasların kasılmasına sebep olan problem doğru teşhis edildiğinde ve gereken tedavi önerildiğinde hastanın şikayetleri ve eğriliği ortadan kalkar.
Skolyoz hastalığı kamburluk mudur?
Skolyoz hastalarının bazılarında yukarıda bahsettiğimiz omurgada rotasyonlar eşlik edebilir. Bunun dışında bazen duruş bozukluğu, bazen iltihaplı eklem romatizmaları nedeniyle veya bazen de skolyoz ile birlikte görülen kamburluk yani “kifoz” söz konusu olabilir. Kifoz omurganın öne doğru eğilmesine verilen isimdir. Bu da omurga eğriliklerinin farklı bir türü olup kişide halk arasında kambur denen görünüme sebep olabilir. Dolayısıyla skolyoz hastalarının bazılarında kamburluk görülebilmekle birlikte, bu hastaları kambur olarak isimlendirmek uygun değildir.