Uyku ve uyku ile ilişkili tüm etkenlerin kalitesinin artması hem uyku kalitemizi, hem de sağlığımıza olan etkisini arttırır. Uyku ile ilgili yazılarımın ilkinde, kullandığımız yastıklar üzerinde, ikincisinde de yataklar üzerinde durmuştum. Bu yazıda ise bizim neler yapabileceğimiz üzerinde duracağım.
Uyku kalitesinin artması aslına bakarsanız yine dönüp dolaşıp sağlıklı yaşama bağlanıyor. Yediğiniz yemeklerden tutun da, egzersiz düzeninize, çalışma şeklinize kadar birçok etken uykunuzun kalitesini etkiliyor.
Öncelikle mide sorununuz varsa, reflünüz mevcutsa, ilk önce yatış şeklinizi düzenlemeniz gerek. Yatağın baş kısmını biraz daha yüksek tutmalısınız. Zira bu şekilde midenizden reflü oluşmasını engelleyebilirsiniz. Uyumadan önce midenizin boş olması da uyku kalitenizi arttırır. Uykudan yaklaşık 2 saat önce su dışında başka bir şey midenize gitmezse daha iyi uyuyabilirsiniz.
Uykunuzun gelmesini engelleyen kafein (kahve), çay (tein), sigara (nikotin) gibi maddeleri tüketmemek gerek. Bunların dışında elbette kişisel olarak da uykuyu etkileyen maddeler söz konusu olabilir. Bahsettiğim etkisi kanıtlanmış bu maddeler dışında siz de uykunuz etkileyen yiyecek veya içecekleri belirlemelisiniz.
Alkol tüketimi uykuya dalmayı kolaylaştırır. Ancak derinliğini azaltır ve daha yüzeysel, dinlendirici olmayan bir uykuya ve sık sık uyanmaya da neden olabilir. Bu durumda uykunuzun süresi azalabilir veya dinlendirici olmayabilir.
Hemen herkese düzenli egzersiz yapmayı öneriyoruz. Ancak mümkün olduğunca gündüz saatlerinde yapılmış olması önemli çünkü uykudan önce yapılan egzersizle vücudun salgıladığı adrenalin hem uykuya geç dalmanıza, hem kalp atım sayınızda yeterli düşmenin olmamasına ve bunlara bağlı olarak uykunun yeterli derinliğe ulaşamamasına neden olabilir. Bu nedenle egzersiz, uykudan en az yaklaşık 2 saat önce yapılmış olmalıdır.
Günlük yaşamımızın belirli bir döngüsü vardır. Bu döngü uyku-uyanıklık, metabolizma ve vücudumuzun diğer tüm işlevlerini, yani bioritmimizi etkiler. Bioritmimize uygun yaşamamız vücut sağlığımızı korumada en etkili konudur. Bu açıdan bakıldığında, her gün aynı saatte uyumak ve aynı saatte uyanmak önemli. Vücudumuzun ve genetik kodlarımızın saklandığı DNA’mızın tamiri gece saat 22.00 ile sabah 05.00 arasında yapılır. Bu yüzden gece çok geç yatmak, sabah çok geç uyanmak bioritmimize uygun değildir ve hem uyku kalitemizin kötü olmasına hem de vücudumuzun tamirinin yeterli olmamasına yol açar.
Uyuduğumuz odanın ise uyku sırasında ışıksız olması, uyaranların azaltılması açısından değerlidir. Karanlık bir odada uyku daha dinlendirici olur. Aynı zamanda uykudan önce mobil telefon, tablet bilgisayar gibi elektronik cihazların kullanımını bitirmiş olmalı ve bunların ışıklarıyla da teması minimuma indirmeliyiz.
Sonuç olarak uyku sağlığımız açısından en kıymetli şeylerden biri. Uyku kalitenizi arttıracak tedbirleri almanız zaten daha hareketsiz ve evden çalışarak yaşanan son dönemlerin uykumuz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Kaliteli uyku, sağlıklı bir hayatın da anahtarıdır.