Agâh Oktay Ateş, eğitimli bir afet gönüllüsü. Geçen seneki yangınlarda canla başla çalıştı. Alevlerin arasında kaldı, ölümden döndü. Hiçbir karşılık beklemeden dünya, doğa, hayvanlar ve insanlar için böyle bir mücadelede yer almak derin bir vicdan ve içgörü gerektirir. 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Bu vesileyle Agâh Oktay Ateş’le buluştuk. Öncüsü olduğu Mahalle Afet Gönüllüleri projesini ve gönüllüğün hayat kurtaran önemini konuştuk.
Sen kimsin ve gezegenimiz için neler yapıyorsun?
1988 yılında Mersin Tarsus’ta dünyaya geldim. Dokuz yaşında izcilikle tanıştım ve gezegenimizin iyiliği için bir şeyler yapabilecek güce sahip olduğumu keşfettim. Şimdi de Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Derneği Bodrum temsilcisiyim. Yerel düzeyde yaşanabilecek doğal afetlere karşı gönüllü olan insanlara liderlik yapıyorum. Afetler konusunda doğru bilgi ve beceriye sahip olabilmek için çeşitli kurum ve kuruluşlardan eğitimler aldım. Afetlerin toplumda bırakabileceği zararları en aza indirebilmek amacıyla önce kendimi geliştirdim.
Böylesi ekonomik koşullar içinde bir işi gönüllü yapmak için nasıl bir motivasyonun var?
Yaşayabileceğimiz tek bir Dünya var ve burada olanlara tepkisiz kalmak yerine bu yola çıkmayı tercih ettim. İhtiyacım kadarını tüketen bir insan olduğum için iş hayatımla afet gönüllülüğünü dengede tutarak sosyoekonomik yapımı kontrolüm altında tutabiliyorum. Hayırsever vatandaşlardan gelen desteklerle bazı ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Harekete geçmek için ihtiyacımız olan şey paradan daha fazlası: Çıkar ve beklenti içinde olmadan sorumluluk almanın bilincinde olmak…
ÖNCE KENDİ GÜVENLİĞİMİZ SONRA AFETZEDELERİN GÜVENLİĞİ
Afet gönüllüsü olmak için eğitim almak gerekiyor mu?
Başkalarının hayatlarındaki en önemli dokunuşları bilgiyle yapabiliriz. Bir enkazda, bir selde, bir yangında, bir trafik kazasında bir hayata dokunacak gücü ancak eğitimimizden alabiliriz. Derler ya "Kontrolsüz güç, güç değildir." Öncelikle kendi güvenliğimiz, sonrasında afetzedelerin güvenliği için eğitimli gönüllüler olarak sahada bulunmamız, herkes için önemli. Yangın, deprem, sel, tsunami, enkaz, ilk yardım, afet psikolojisi, afet kriz yönetimi, afet haberleşmesi gibi çok geniş kapsamlı bir eğitim programımız var.
Mahalle Afet Gönüllüleri projesinden bahseder misin?
Geçen sene yaşanan orman yangınlarında canlıların hayatını, yaşadıkları doğayı, evlerini kaybetmelerine şahit oldum. Bireysel olarak katıldığım söndürme çalışmalarında bilgi ve beceriye sahip olmama rağmen hayvanlarda gördüğüm çaresizlik beni ciddi anlamda etkiledi. Bu etkiden dolayı da afetler konusunda bir ekip yaratabilmek için harekete geçtim ve Mahalle Afet Gönüllüleri projesi Bodrum’da hayata geçmiş oldu. Mahalle Afet Gönüllüleri, öncelikle yaşadıkları mahallenin bireyleridir ve etkinlik alanları kendi mahalleleridir. Mahalle sınırları dışarısında gerçekleştirilecek her türlü faaliyet için yetkili birimlerin onayı ve koordinasyonuyla görev alırlar.
GEÇEN SENEKİ YANGINLARDA BİR ANDA ALEVLERİN ORTASINDA KALDIM
Hiç ölümle burun buruna geldiğin oldu mu?
Geçen sene yaşadığımız orman yangınlarında rüzgarın yön değiştirmesiyle bir anda alevlerin ortasında kaldım. O anda bir helikopterin, bulunduğum bölgeye havadan müdahale etmesiyle önümde bir kaçış koridoru oluştu. Şans eseri kurtuldum.
HER AN AFET YAŞAYACAK GİBİ HAZIRLIKLI OLMAK AFETLE MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ ADIMI
Doğal afetlerdeki insan payını nasıl değerlendiriyorsun?
Dere yataklarına yapılan müdahaleler, doğaya bırakılan çöpler, plansız yapılaşma, afetler konusunda bilinçli birey sayısındaki yetersizlik, afet sonrası oluşacak zararı arttıran nedenler. Daha bilinçli ve ilk müdahale için hazırlıklı bireyler olmamız gerekiyor. İşte burada da Mahalle Afet Gönüllüleri’nin önemi ortaya çıkıyor. Her an afet yaşayacak gibi hazırlıklı olmak afetle mücadelenin en önemli adımı. Evlerimizdeki afet acil durum çantası, afet öncesi, sonrası ve afet anında almamız gereken önlemler afetlerdeki zararları ve kayıpları en aza indirebilecek önlemler.
17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 yıl geçti. Bu büyük depremden sonra sence afetlere bakış değişti mi?
Doğal afetler yaşamın engellenemez bir parçası. 17 Ağustos depreminde, devletin afete müdahale olanaklarını zorladığını, kurtarma ekiplerinin ve yardımların afet bölgesinin tümüne kısa sürede ulaşmasının mümkün olmadığını gördük. Bizler gibi, gönüllüler, iyi koordine ve organize olduğu takdirde, afete müdahalede önemli bir güç haline geldiğini ve afete maruz kalmış bölgelerde acil ihtiyaçların karşılanmasında çok büyük katkıda bulunduğunu tecrübelerimizle yaşadık.