Biliyorsunuz, son birkaç aydır sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de ofis açarak temsilci bulundurma zorunluğunu konuşuyoruz. Devlet bakanlarımız temsilci atayan şirketleri sosyal medya hesapları üzerinden büyük bir gururla duyuruyor. Diğer şirketleri teşvik etmek amacıyla olduğunu düşündüğüm bu duyurulara gelen yorumlar, bazı kesim için göğüs kabartıcı oluyor.
ABD merkezli Facebook INC.’e her defasında, “Bak YouTube bile temsilci atamayı kabul etti, sıra sende!” demek istiyorlar.
Temsilci atamayan şirketler için reklamların yasaklanmasına ramak kaldı. Bir sabah tüm reklamverenler reklamlarının performans göstermediğine ve reklam harcaması yapmadığına tanık olacak. Bir sabah dediğime de bakmayın. Çok sürmeyecek gibi görünüyor bu yasağı da hayata geçirmek.
Sahi, Facebook vergi ödemiyor mu? Ödüyor. Buna yüzde 18’lik Katma Değer Vergisi de dahil mi? Evet.
Facebook INC. üzerinden 100 TL’lik bir reklam vermek istediğinizde, KDV dahil 118 TL ödüyor reklamverenler.
Facebook’un web sitesinde yer alan açıklamayı olduğu gibi aktarıyorum:
"Satın Alan" adresiniz Türkiye'deyse:
1 Nisan 2019'dan itibaren, Facebook reklamlarını iş amaçlı veya kişisel amaçlı satın alıyor olmanız fark etmeksizin, bizde kayıtlı olan "Satın Alan" adresiniz Türkiye'deyse ve geçerli Türkiye Cumhuriyeti vergi kimlik numaranızı eklemediyseniz, yerel vergi oranına uygun KDV'yi Facebook reklam alışverişinizin ücretine ekleriz.
Daha fazla bilgi için Türkiye Katma Değer Vergisi (KDV) Hakkında adlı makaleyi inceleyin.
*** Bu arada, Facebook’un yıllık 500 Milyon TL’yi aşkın vergi ödediğini biliyor muydunuz?
Peki Facebook Türkiye’de temsilci bulundurmayı reddederse ne olacak?
Sorumun şeklini değiştiriyorum.
Peki Facebook Türkiye’de temsilci bulundurmayı reddederse 2 milyonu aşkın reklamveren ne olacak?
Başka bir soru daha var aklımda.
Facebook’un Türkiye’de temsilci bulundurmasının ve verilerini yine Türkiye’de tutmasının Türkiye’de tüm kazancını sosyal medya reklamları üzerinden sağlayan reklamverenlerle ve bu işi profesyonel olarak yönetmekten sorumlu olan ajanslarla ilgisi ne?
İçinde bulunduğumuz bu küresel kriz, milyonlarca işletmenin sosyal medya üzerinden reklam vererek satış yapabilmesine olanak sağlıyor. Facebook üzerinden reklam veremeyen işletmeler ne yapacak?
İlgili bakanlıklarımız eğer bant genişliğini düşürmeyi erteleyerek Facebook üzerinden reklam vermek yasaklarlarsa kimler bu işten mutlu, kimler mutsuz olacak?
- Sosyal medyada meydan, bir sosyal medya içeriğini (post ya da story) 10.000 TL ile 90.000 TL üzerinden paylaşan sosyal medya fenomenlerine kalacak.
- Sağlık turizmi, turizm, gayrimenkul sektörlerindeki döviz gelirlerinde düşüş yaşayacak. (Cari açık?)
- Google üzerinden verilen reklamlar bir anda pik yapacak.
- E-ticaret sitesi olmayan ve sadece sosyal medya üzerinden satış yapan işletmeler birer birer e-ticaret sitesi kurmaya başlayacaklar.
- Reklamverenler TikTok, Snapchat gibi farklı sosyal medya platformlarında reklam vermeyi denemeye başlayacak.
- Sosyal medya çekilişleriyle ikinci el otomobil ve uzay mekiği verilmeye devam edilecek.
Hatırlatmakta fayda görüyorum ki sosyal medya üzerinden reklam vermek ile Google üzerinden reklam vermek arasında ciddi bir algı ve strateji farkı var. Facebook üzerinden reklam veremeyen işletmelerin Google’a kayacağı aşikar gibi görünse de iki teknoloji şirketinin yapıları birbirinden farklı.
Reklamveren Facebook INC. üzerinden Instagram’a reklam verdiğinde, kişinin karşısına verileriyle işlenmemiş ve ilgi duyacağı muhtemel olan reklamlar ‘o kişi talepte bulunmadan’ karşısında çıkar.
Ancak durum Google’da farklıdır. Google üzerinden reklam yayınlayan bir işletme ise, reklamının görüntülenebilmesi için satışını yaptığı ya da hizmetini sunduğu ürünle ilgili arama yapılmasını bekler. Ya da benzer anahtar kelimeleri kullanarak reklam verir.
Kısaca, büyük ölçüde sosyal medya kullanıcısının satınalma eğilimi yoktur, reklam ilgisini çekerse satınalma gerçekleştirebilir. YouTube dahil Google’da işler biraz farklıdır. Kişi, bilinçli olarak satın almak istediği ürünü aratır ve reklam ilgisini çekerse satınalma gerçekleşir.
Aradaki fark, sosyal ticaret hacminin ne kadar önemli olduğunu zamanla bizlere gösterecek.
Kısa kısa…
- Telegram’ın yeni kullanıcı sayısı 25 milyonu geçti
- Yerli mesajlaşma uygulaması BiP’in yeni kullanıcı sayısı 10 milyona ulaştı.
- Telegram'ın kurucusu Pavel Durov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Telegram'a katıldığını belirterek, liderlerin Telegram'ı tercih etmesinden ötürü onur duyduklarını bildirdi.
- Instagram, beğeni sayısını gizleyebilme seçeneğini opsiyonel olarak kullanıcıya soracağı bir güncelleme yayınlamaya hazırlanıyor.
- Tüm Türkiye’yi koronavirüsten korumak üzere aşılayan Sinovac şirketinin resmi web sitesine erişim tekrar sağlansa da, SSL sertifikası eksik olan site, “güvenli değil” uyarısıyla ziyaretçisini uyarıyor. Ayrıca web sitesinin tasarımı ve yazılımsal altyapısı 20 yıl öncesine dayanıyor.