“Günlerden bir gün, Afrika’da çalışan bir antropolog, kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Oyun basittir. Çocukları belirli bir yerde yan yana sıraya dizer ve açıklar. ‘Herkes karşıdaki ağaca kadar tüm gücüyle koşacak ve ağaca ilk ulaşan birinciliği kapacak. Ödülü ise yine o ağacın altındaki güzel meyveleri yemek olacak.’
Çocuklar oyuna hazır olunca, antropolog oyunu başlatır. İşte o anda bütün çocuklar el ele tutuşur ve beraberce koşarlar. Hedef gösterilen ağacın altına beraber varırlar ve meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog şaşırır ve çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar. Aldığı cevap ise; “Biz ‘UBUNTU‘ yaptık: Yarışsaydık, aramızdan sadece bir kişi yarışı kazanacak ve birinci olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir? Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik. Ubuntu; bizim dilimizde BEN, BİZ OLDUĞUMUZ ZAMAN ‘BEN’İM demektir.”
Bu zamana kadar beraber çalıştığımız ya da gözlemlediğimiz takımları düşünelim. Başarılı ve başarısız olunan durumlar nelerdi? Başarılı takımlar birlikte çalışabiliyor olmayı nasıl sağlıyorlardı? Hangi durumlarda başarılı veya başarısız oluyorlardı? Bu sorulara cevaben yapılan tüm araştırmalarda başarılı olan takımların bazı ortak faktörlere sahip olduğu gözlemlenmiştir.
Bir takım, düzenli dönen bir çark sisteminde çalışamıyorsa, takım üyelerinin birbiriyle dürüst iletişim kurmamaları, gerçek güven ortamının olmaması ve ortak katkının çok az olmasıyla harmanlanarak başarıdan uzak olmaya başlıyor.
İşte tam bu noktada bizler için “Ubuntu Kültürü” başarılı bir takım oluşturabilmek adına iyi bir pusula haline geliyor. Ubuntu tek ve kısa bir kelime olabilir ama çok önemli faktörleri içinde barındırıyor ve doğru sinerjiyi takıma hissettirirsek başarıya ulaştırabiliyor. Peki başarılı bir takım kurmak veya başarılı bir takım oyuncusu olmak için dikkat etmemiz gerekenler neler?
- Öncelik ben değil “Biz” olmalı.
- Güven duygusu yüksek olmalı.
- Farkındalıklı iletişim kültürü olmalı.
- Empati yeteneği yüksek olmalı.
- Ortak hedeflerle takım stratejisi kurulmalı.
Gelin biraz detaylandırarak neyi, nasıl ve neden sorularını cevaplamış olalım.
- Ubuntu kültürünün ilk adımı biz olmaktan geçiyor. Yani kurduğumuz takımlarda ilk dikkat etmemiz gereken ve törpülememiz gereken şey “ben dili” ve “ego”dur. Unutmayalım ego ve kibir, zeka ve potansiyelle ters orantılıdır. Ego ve kibiri fazla olan takım arkadaşlarınız varsa bu özelliklerini törpülemek gerekir. Çünkü takım oyununda bireysel çıkarlara ve hedeflere yer yoktur. Tek bir hedef vardır; o da birlikte başarmak!
- Güven: Takım içindeki insanlar birbirlerine güven duyduğunda kendilerini rahatça ifade edebilir, risk alabilir ve zayıf yönlerini gösterecek rahatlıkta hisseder. Güven olmayınca daha az inovasyon, iş birliği, yaratıcı düşünce ve üretkenlik ortaya çıkar ve insanlar zamanlarını kendilerini ve çıkarlarını koruyarak geçirirler. Bunun için harcanan zamanın, aslında takımın hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için harcanması gerekir.
- Farkındalıklı iletişim: Hangi durumlarda nasıl tepki gösterdiğimizin ve ne hissettiğimizin farkında olmak, nasıl iletişim kurduğumuzun farkında olmak, sözcüklerimizin ne kadar pozitif veya negatif olup olmadığını fark etmek tüm süreci etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Şiddetsiz iletişim bu süreçte çok kıymetlidir. Çünkü bazı durumlarda ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz önem kazanır. Bu nedenle iletişim kültürünün pozitif olması, şiddet ve tehdit unsurları barındırmaması ve dürüstlük ilkelerini içermesi gerekir. Bu kurguyu doğru sağlayamadığımızda takımda kopukluklar oluşacak ve bu da güven ve biz duygusunu kaybetmemize neden olacaktır. Unutmayalım; bu bizi başarıya değil sadece başarısızlığa götürür.
- Empati: Daha iyi insan ilişkileri kurmayı, daha iyi bir takım oyuncusu olmayı, dünyaya daha zengin bir bakış açısından bakmayı sağlar. Başkalarının neyi neden yaptığını anlayabilen kişi, negatif durumlarla baş etmede de daha başarılı olur. Ayrıca takım arkadaşını anlamaya çalışmak, yardımlaşmak, birlikte hareket etme güdüsünü tetikleyeceğinden ortak hedeflere odaklanma açısından işimizi kolaylaştıracak güçlü bir olgudur. Takımlar içerisinde empati duygusunu artırmak, süreçlerin daha olumlu ilerlemesine destek sağlayacaktır.
- Ortak hedeflerle takım stratejisi: İki artı iki her zaman dört etmez. Doğru kurgulanmış bir takımda yaratılan doğru sinerji sayesinde bireysel performansların toplamının birkaç katına ulaşılabildiği aşikardır. Zaten bu nedenle takım olabilmek için savaş veririz. Amaç, daha verimli ve başarılı işlerin altına imza atabilmektir. İnsanların belirli bir hedef doğrultusunda bir araya getirilmesi ve ortak hedefler birliğinin oluşturulması takım sinerjisinin temelini oluşturur. Önemli olan aynı hedefe bakmak ve birlikte aynı hedefe koşmaktır. Bu takım içerisindeki sinerjiyi artıracak ve hedefe daha kolay ve birlikte ulaşmayı sağlayacaktır.
Eğer bu şirin Afrikalı miniklerin yakaladığı uyum eşitliğini sağlayabilirsek, “ubuntu kültürünü” kurgulamış oluruz. Bu da başarıya koşan takımlar yaratmamızın en önemli adımını oluşturur.
Unutmayalım; başarının karşılığı alkıştır ve alkış tek elle yapılamaz. Alkışlanacak işler çıkarabilmek için bir takım olmak gerekliliktir.