Gizem Yetil'Yapamazsın' dediler dalga geçtiler ama bir sabah her şey değişti! Şimdi kazandıklarını ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor...

HABERİ PAYLAŞ

'Yapamazsın' dediler dalga geçtiler ama bir sabah her şey değişti! Şimdi kazandıklarını ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor...

Instagram'da eğlenceli videolar çekip yakınlarıyla paylaşıyor. İlk başlarda bütün denemeleri başarısız oldu. Dalga geçtiler “Yapamazsın” diyenler de oldu. Kulaklarını tıkayıp denemeye devam etti. Bir gün hesabını herkese açtı ve sabah uyandığında tüm videoları binlerce kişi tarafından paylaşılmıştı. Şimdilerde Instagram'da 2.6 milyon takipçi sayısına ulaşan fenomen Mehmet Furkan, kazandıklarını da ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor..

Seni biraz tanıyalım. Mehmet Furkan kimdir? Neler yapar? 

Toros Üniversitesi optisyenlik mezunuyum. Mersinliyim. Yaklaşık 8 yıllık optisyen, 2 yıllık fenomenim. İşimi sosyal medya üzerinden yürütmeye çalışırken içerikler çekmeye başladım. Şaşırtıcı bir şekilde ilgi görmeye başladı.  

Haberin Devamı

Fenomenlik basamakları da böyle başladı... 

Ünlü olmak benim hayalimdi. Geçmişte tiyatro oyunculuğu da yaptım. Ünlü olacağımı hayal ediyordum. Videoya çekip, sosyal medyada paylaşıyordum. 

Peki sonra? 

İlk başta hep başarısız oldum. Sonra vazgeçtim ve bıraktım. Eğitimime odaklandım. Üniversiteden mezun olduktan sonra tekrar denemek istedim. Etrafımdakiler yaptıklarıma gülmeye başladı. Dalga geçenler de oldu, “Yapamazsın” diyenler de... Kulaklarımı tıkadım. Şu anda sosyal medyada 2.6 milyon takipçim var.  

Peki ilk hangi videon fark edildi? 

Instagram’ım sadece arkadaşlarıma açıktı. Bir gün öylesine herkese açtım. Çok geçmeden videolarımın birçok kişi tarafından paylaşıldığını gördüm. Bir sabah uyandığımda deli gibi takipçi yağıyordu. Beğeniler, yorumlar, mesajlar... Yetişemiyordum. Tüm videolarım aslında bir anda patladı. Sonrasında bir baktım ünlü isimler de paylaşmaya başlamış. Oradan görüp gelenler falan derken çok kısa sürede 1 milyon takipçim oldu.  

Yapamazsın dediler dalga geçtiler ama bir sabah her şey değişti Şimdi kazandıklarını ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor...

Ne kadar sürede bu takipçi sayısına ulaştın? 

1 yılda 1 milyon takipçim oldu. Sonrasında zaten çok daha hızlı ilerdim.  

KEMAL DOĞULU GERİ ÇEVİRMEDİ  

Mersin’e gelen birçok ünlü size uğramadan gitmiyor. İlk nasıl oldu bu? 

Bir gün arkadaşımla oturuyordum. Kemal Doğulu’nun Mersin’e geldiğini gördüm. Tanışmak istedim. “Arasam mı, aramasam mı?” diye düşündüm. Arkadaşım da, “Ya ara, ne olacak! En fazla yüzüne kapatır” dedi. Ben de aradım. Menajeri de, “Tabii ki gelir Kemal Bey, Mersinlisiniz ayrıca hemşehrisine sahip çıkar” dedi. Bir gün sonra da geldi. Hatta gittim ben aldım evinden. 

Haberin Devamı

Kemal Bey’in hareketi çok hoşmuş... 

Evet. Ben de beklemiyordum açıkçası. Kemal Bey’in paylaşımı öz güvenimi artırdı. Sonrasında onun çevresinden birçok ünlü isimle samimi oldum. Onun çevresi, diğerinin çevresi falan derken şu an birçok ünlü isimle samimiyim.  

“YAPAMAZSIN” DEMİŞLERDİ YILIN EN İYİ İÇERİK ÜRETİCİSİ SEÇİLDİ 

Yılın en iyi içerik üreticisi seçildiniz... 

Evet. “Yapamazsın” dediler ama ben şimdi üçüncü ödülümü aldım. Çok büyük bir organizasyonla hem de. Birçok usta isimle birlikte aynı sahnede ödül almak farklı bir öz güven yükledi. Ama bir talihsiz yaşadım. Ödülüm kırıldı.  

Şaka! Resmen nazara gelmişsiniz! 

Valla... En büyük ödülüm kırıldı. Yapıştıracağım. Ödül aldıktan sonra doğrulamadım zaten. Sürekli hastayım, halsizim.  

Sizi çok mu kıskanıyorlar? 

Haberin Devamı

Bir şeyi başardıktan sonra insanlar ikiye bölünüyor. 1.si “Yapamazsın” diyenler, bir de, “Yaptın da ne oldu?” diyenler. “Başardın!” diyen çok az oluyor. “Yapamazsın” diyenler de kıskanıyor, “Yaptın da ne oldu?” diyenler de... Bir de “Ben niye yapamadım?” diye kıskananlar da oluyor tabii. Herkesin gözünde şu var çünkü, “Ya 2 gün önce beraberdik. Nasıl bu kadar ilerledi?”  

Nasıl bu kadar ilerlediniz? 

Şans... Herkesin şansı kendine. Demek ki benim de kaderimde böyle bir şey varmış. Çok yakınlarım bile maalesef beni olumsuz anlamda eleştirmeye çalışıyor. Bu nedenle yıkıla döküle ilerliyorum. 

Aileniz peki? 

Ailem bana her zaman destek. Ben her vazgeçtiğimde onlar devam etmemi söyledi.  

Hedeflerin neler?  

Şu an 10 insandan 7’si tanıyorsa 10’u da tanısın istiyorum. Çok iyi yapımcılardan birkaç oyunculuk teklifi geldi ama kabul etmedim. Roller çok kısaydı. Güzel bir rol gelirse oyunculuk düşünüyorum. 

“TANIMAYAN TAKSİCİ ALMADI, TANIYAN TAKSİCİ ŞEMSİYE AÇTI” 

Fenomen olduktan sonra hayatında neler değişti?  

Mesela bir gün İstanbul’dayım. Yanımda menajerim de var. Çok fena yağmur yağıyor. Sırılsıklam oldum. Takım elbisem üstüme yapıştı. Hiçbir taksi durmuyor. Hepsi boş geçiyor, görüyor ve durmuyor. Sonra bir tanesi durdu, indi ve şemsiyesini açtı. "Allah Allah ya böyle taksici mi var?” diye düşündüm. Sonra taksiye bindim. “Ağabey sen sosyal medyayla ilgileniyor muydun?” dedi. Menajerim de tedirgin oldu, “Yooo” falan dedi. Sonra taksici Instagram’dan benim profilimi açtı, “İşte bu adam değil mi?” dedi. Beni uzun yıllardır takip ediyormuş meğer. Hiçbir taksici durmazken, tanıyan adam inip şemsiye bile açtı. Baktığınız zaman bu durum kötü de bir şey tabii.  

Fenomen olmanın elbette ayrıcalıkları var... Peki olumuz yanları neler? 

İnsanlar ilk kez benimle fotoğraf çekilmeye çalışırken çok korktum. Böyle bir ilgi beklemiyordum. Elbette çok mutlu oldum ama o popülerliği hissedince korktum. Çünkü iyi insan da var kötü de... Seven de var sevmeyen de... Hırs yapan bile var. Mesela bir akşam arkadaşlarımda eğlenmeye gittik. Birisi masama geldi. Dışarısı buz gibi, kış. “Dışarıda fotoğraf çekilebilir miyiz?” sordu. Masada 9 kişiler ve hepsi erkek. Ortam alkollü. “Çekiliriz” dedim. 9 kişiyle tek tek vesikalık gibi fotoğraf çekildik. Sonra, “Bir de toplu çekilelim” dediler. O arada çekildiği fotoğrafı beğenmeyenler oldu. Bir daha çekildik. Sonra muhabbet etmek istediler. Dışarıda dondum, içeridekiler tedirgin olmaya başladı. "Arkadaşlar, üşüyorum, içeri geçebilir miyim?” dedim. “Ağabey daha geleli beş dakika oldu” diyor. Tam 2 saat sohbet ettik!  

Eyvah... 

Sonra bir yolunu bulup içeri girdim. Giderken içlerinden biri beni kenara çekti. “Benim dükkan var da gelir misin çıkışta?” dedi. Saat gecenin 2’si falan... “Tamam kardeşim. Sen numaranı ver bana. Ben geleceğim” dedim. Bir şekilde yırttım. 

İşiniz zor ve keyifli de  

Mersin insanı çok sıcakkanlı biliyorsunuz. Yolda yürüyorum arkamdan bağırıyor, “Mehmet ağabeyyyy!” Gülümseyip yoluma devam etmeye çalışıyorum ama olmuyor.  Yanımda arkadaşlarım, ailem de olsa durduruyorlar. Durdursunlar, fotoğraf çekilelim sorun yok. Ama illa saatlerce sohbet edeceğiz. 

KAZANCININ BİRÇOĞUNU İHTİYAÇ SAHİPLERİ İÇİN HARCIYOR 

8 yıldır optik sektöründesin. 2 yılda kazandığını 8 yılda kazanabildin mi? 

İlk mağazamı açtığımda uyumadan 2 yıl çalıştım. Hafta sonu iznim yoktu. Sosyal hayatım neredeyse sıfırlanmıştı. Tamamen işleri oturtunca da kendi hayatıma yönelmeye başladım. Sonra da fenomen oldum. Popülerliğim artınca dükkanımla pek ilgilenmememe rağmen daha çok müşteri geldi. Anlamsız bir şekilde insanlar görmek için gelmeye, alışveriş yapmaya başladı. Şu anda kolay yoldan para kazanıyormuşuz gibi görünüyor ama inanın hiç kolay değil. 

Sırf sizi görmek ya da fotoğraf çekilmek için alışveriş yapıyormuş gibi davranan oluyor mu? 

Elbette. Bir sürü gözlük deneyip, bir şeyler alıyormuş gibi davranan da oluyor. Sonra da, “Aaa ben sizi tanıdım, bir fotoğraf çekilebilir miyiz?” diyor. Almadan da gidiyor.  

Mağazada yaşadığınız ilginç bir olay oldu mu? 

Olmaz mı! Ya mesela bir tanesi geldi dedi ki, “Ağabey sen hayırsevermişsin. Bana bir tane gözlük versene.” Yardım, koli, erzak istese tamam. Ya da gözünde sorun olsa yine vereyim.  25 yaşında gencecik bir çocuğa ısrarı yüzünden içimden gelmeyerek gözlük verdim. 

Kazancınızın birçoğunu yardımlara ayırıyorsunuz... 

Dükkanımdan kazandığım para bana yetiyor. Fenomenlikten gelen paranın büyük bir kısmını elimden geldiği kadar ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyorum. Bunu bütün Mersin de biliyor. 

İhtiyaç sahiplerine nasıl ulaşıyorsunuz? 

Tamamen erzak yardımı yapıyorum. Kolilere A’dan Z’ye her şeyi koyuyorum. Eti, tavuğu, kahvaltılığı vs... Mersin’de belirli mahalleler var biliyorsunuz. Aracı çekiyoruz oraya dağıtıyoruz. Öyle muhtara, belediyeye vs başvurmuyoruz. Kalbim rahat etmiyor. 

Sıradaki haber yükleniyor...
holder