Şirin Sever‘Ekonomik Bade’ye alkış!

HABERİ PAYLAŞ

‘Ekonomik Bade’ye alkış!

Bade İşçil’i tanırsınız... Kendisi bir oyuncu, tanınan kişilik yani. Dolayısıyla da alışverişini Bebek’te en lüks manavdan yapması, özel şoförünün kullandığı bir cipe binmesi bekleniyor kendisinden. Peki o ne yapıyor? Ezber bozuyor. Lüks marketler yerine, uygun fiyatlı bir marketten alışveriş yapıyor, sonra da belediye otobüsüne binerek evine gidiyor. Bu sırada görüntüleniyor ve ‘Ekonomik Bade’ başlıkları atılıyor.  Bence şahane biri çünkü devir ekonomi devri! Sadece etiket ve gösteriş peşinde koşan insanlardan sonra ne iyi geliyor böyle normal hareketler, normal davrananlar anlatamam. ‘Ben tanınan bir insanım, alay ederler, havam bozulur, millet ne der’ demeden, kendi doğrularıyla yaşıyor. Yadırganacak hiçbir şey yok ama nedense sosyal medyada epey ses getiriyor bu görüntüler, o da açıklama yapmak zorunda kalıyor. Diyor ki; “Neden toplu taşıma kullanmayı veya herkesin alışveriş yapabileceği bir yerden alışveriş yapmam hakir ve tuhaf görüldü anlayamadım. Bir vatandaşın olağan hakları neyse o şekilde yaşamaya devam edeceğim...” Helal sana Bade İşçil! Eğilip bükülmediğin için helal sana. Hakikaten neden anormal bir durum yaşanmış gibi tepkiler veriliyor? Dünyanın her yerinde ünlüler metroya biniyor ama bir tek bizde buna şaşırılıyor mesela. Sebep?!! Kabul edelim; hayat pahalı. Bir yıl önce bir mala/ bir ürüne ödediğimiz paranın iki-üç kat fazlasını ödüyoruz. (Bu, bir kısım insan için sorun değil ama onlar bu yazının konusu değil zaten!) Demek ki dikkat etmek, ayağını yorganına göre uzatmak da gayet normal. Paran olsa da olmasa da, uygun fiyatlı olanı almak da bu kadar abes olmamalı. Herkesin ayarları bozulmuş yemin ederim.

Haberin Devamı

‘Ekonomik Bade’ye alkış

Alay etmeyin, örnek alın

Bakın, Bade İşçil’den nereye geleceğim... Geçinmek artık o kadar zor ki; pahalı olanı reddetmeye, fırsatçılara, enayi yerine konulmaya tepki göstermek zorundayız. Bir ara tek bir kurabiyenin 110 TL’ye satılmasına nasıl tepkiler gösterildi ve olay nerelere vardı, hatırlayın. Türkiye o hafta sonu fahiş fiyat boykotuna gitti. İnsanlar küçülmüş porsiyon, kalitesi düşmüş yemek sunan fahiş fiyatlı restoran ve kafeleri boykot etmek için sözleşti, sosyal medyadan da herkesi bu boykota katılmaya çağırdı. Olay bir yere vardı mı, millet akıllandı mı bilmiyorum ama en azından ‘fırsatçılar’ kendine gelmiştir diye düşünmek istiyorum. Sen umursamaz bir şekilde lüks ve fahiş fiyatlı ürünü seçtiğinde, ‘nasılsa alan var’ diyerek coşuyor fırsatçı esnaf da. İşte tam da bu yüzden ‘ekonomik’ olacak herkes. Markette fiyat karşılaştırması yapacak. Mesela taksiciler sürekli zam yapıyorsa, belediye otobüsüne binilecek. Vale ücretleri almış başını gitmiş durumda, 600 TL’ler havada uçuşuyor. Üstelik her saatte 100 TL artıyor, demek ki valeye araba bırakılmayacak. Bir yerde kahve içsen, ortalama 150 TL. Mecbur değilsen içme, termosa koy götür kardeşim! Bir de laktozsuz süt, badem sütüne ayrı para istiyorlar, gerçekten ayıp ya! Öğle yemeğini sefertasına koy ya da paketle, yanında taşı! Bebek’teki bilmem ne manavından alacağın domatesi de üşenme, utanma git ucuz marketlerden alıver. Allah’ın domatesi ne fark edecek? Vallahi kimse sokaktan toplamıyor parasını, böyle yaşamak şart. Bade İşçil en doğrusunu yapıyor, alay edeceğinize örnek alın derim.

Haberin Devamı

‘Ekonomik Bade’ye alkış

Haberin Devamı

Dizilerin esas erkekleri böyle racon kesmeli işte!

Aşiret dizisi diyorsun, bir kadın nasıl yüceltilir sahnesi izliyorsun... Mafya dizisi diyorsun, ‘kadına silah çekilir mi?’ dersi alıyorsun. Haliyle izlerken mest oluyorsun. ‘Uzak Şehir’ ve ‘Eşref Rüya’dan bahsediyorum. Sezonun en güçlü iki dizisinden. ‘Uzak Şehir’de töre gereği abisinin karısıyla evlenmek zorunda kalan Cihan Ağa karakteri var karşımızda. Ki, Ozan Akbaba müthiş oynuyor. Karısı boşanmak istediğinde, mahkeme salonunda öyle cümleler kurdu ki geçen bölümlerde, ‘ağalık tam da böyle olmalı’ dersi verdi. Profesyonel olarak ağalık yapan bir dizi karakterinin bugüne kadar böyle konuştuğunu ne duyduk, ne gördük. Karısının ne kadar güçlü olduğundan başladı, ona saygı duyduğundan, ona hayranlığından, şefkatli anneliğinden devam etti, ‘bana bilmediğim yanlarımı gösterdi, onu seviyorum’ diyerek de olayı arşa çıkardı. Diziyi izlemiyorsanız bile o sahneyi bulun izleyin derim; ataerkillik, namus, töre diyenlere tokat gibi bir sahneydi. İnsanlara şunu anlatamıyorsun; bir hikaye yaratıyorsan, buna olumsuz örnekler de, tartışmalı durumlar da eklemek durumundasın, ki hikaye başka yere evrilebilsin. Töre, namus falan derken bunu da dikkate almak gerek, ne anlatıyor diye bakmak gerek. ‘Eşraf Rüya’ ise bir mafya dizisi... Çağatay Ulusoy başrolde ve karizmatik bir mafya babası rolünde. Otelinde çalışan bir kadın şarkıcıya, istediği şarkıyı söylemedi diye silah çekiliyor, o da gereken raconu kesiyor. Dersse, al sana ders işte! Bu sahneler artarak çoğalmalı. Hikaye bile olsa iyi geliyor.

Ucuz baklava yoktur!

Bizde gelenekseldir... Yılbaşı yaklaşırken, sahte alkol uyarıları başlar, bayram yaklaşırken de ucuz baklava ve bayram şekeri dert olur. Milletin parası yok, gidiyor en ucuz baklavayı almak zorunda kalıyor ama uzmanlar ‘dikkat’’ diyor: Şerbette hile yapıyorlar, Antep fıstığı yerine yer fıstığı koyarak boyuyorlar ya da bezelye kullanıyorlar. Antep fıstığının belli maliyeti vardır, bunu gözardı etmeyin. Küflenmiş ceviz ve fıstık kullanan da varmış. Açıkta satılan, güneşte kalan şeker ve çikolatalardan da uzak durulmalı. Özetle; ucuz baklava/ucuz çikolata yoktur, hile vardır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder