Eee, adettendir. Yıl biterken ‘en iyiler’ seçilir. En iyi kitaplar, şarkılar, fifilmler... Benimsevdam fifilmler olduğu için en iyi fifilmlere bakacağım izninizle. Biraz da dizilere…
İzlemeden 2019’u kapatmayın
EN İYİ YABANCI FİLM
ALEV ALMIŞ BİR GENÇ KIZIN PORTRESİ
Noémie Merlant ve Adèle Haenel’in oynadığı Céline Sciamma tarafından yazılan ve yönetilen Fransız tarihi drama filmi, bir ressam ve modeli arasındaki imkânsız aşkı anlatıyor. Bu sanat dolu film tartışmasız olarak 2019’un en iyisi. İzlemeden yılı bitirmeyin.
PARAZİT
Bong Joon-ho’nun bu modern başyapıtı bu yıl katıldığı tüm festivallerden büyük ödülleri toplamayı başardı. Sınıf mücadelesini aileler ve yaşadıkları mekânlar üzerinden ele alan bu muhteşem film, şimdiden sinema tarihine geçti.
THE IRISHMAN
Büyük usta Martin Scorsese’nin Netflix için çektiği bu 3,5 saatlik dev film, mafya üzerinden Amerikan tarihine bakarken bir yandan da aile bağları ve pişmanlıkları ele alan bir sinema şöleni.
JOKER
Çizgi roman uyarlamalarında çığır açan Todd Phillips’in ‘Joker’i, anti kahramanları yaratan, toplumsal düzeni ortaya koyan karanlık bir film. Sadece Joaquin Phoenix’in performansı için bile defalarca izlenebilir.
HIGH LIFE
Fransız yönetmen Claire Denis, bu bilim kurgu denemesinde uzay boşluğunda yapayalnız bıraktığı karakteri üzerinden, insanlık hallerimizi sorguluyor ve tadına doyulmaz bir sinema şöleni sunuyor izleyiciye.
EN İYİ DİZİLER
FLEABAG
2019’da ikinci sezonunu izlediğimiz Fleabag, Phoebe Waller-Bridge’in sahnede sergilediği şovdan diziye dönüşmüş bir cevher. Komik, acıklı, dürüst, pis, çok güzel ama bir o kadar da çirkin bir dizi. Yani hayatın kendisi gibi.
THE HANDMAID’S TALE
Kanadalı yazar Margaret Atwood’un aynı adlı romanından uyarlanan bu dizi, hayal etmek istemediğimiz bir geleceği önümüze bir tokat gibi seriyor. Kadınların sadece ‘damızlık’ olarak kullanıldığı korkunç bir gelecek tasviri. İzlemeye yürek dayanmıyor ama izlemeden de durulmuyor.
CHERNOBYL
HBO’nun 2019 yılına damga vuran dizisi Chernobyl, 1986’da Ukrayna’da, aynı adlı nükleer santralde meydana gelen kazayı ve sonrasında yaşananları konu ediyor. Travmatik ama gerçek.
UNBELIEVABLE
Sekiz bölümlük bu Netflix mini-dizisi tecavüz kurbanı bir genç kadını ve davayı takip eden iki kadın dedektifi anlatıyor. Ele aldığı hassas konuyu asla duygu sömürüsü tuzağına düşmeden anlatan güçlü bir dizi.
THE MANDOLORIAN
Star Wars evreninde geçen bir Western izlemek isteyenleri yılın son ayında yayınlanmaya başlayan Disney+ yapımı The Mandolorian’a bekleriz. Bir ödül avcısı, klon askerleri, kaçaklar, suçlularla dolu harika bir kaçma-kovalamaca hikayesi. Üstelik ‘Bebek Yoda’ da cabası. Gözlerinizi alamayacaksınız.
EN İYİ YERLİ FİLM
KIZ KARDEŞLER
Emin Alper’in taşrada yaşayan üç kız kardeşe çevirdiği kamerası, yarattığı masal atmosferiyle ve taşrayı ‘içeriden’ göstermeyi başaran sağlam senaryosuyla ülke sinemasında yılın en iyi filmi olmayı hak ediyor.
SİBEL
Katıldığı her festivalden ödüllerle dönen Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin birlikte yönettikleri Sibel, bir kadının özgürlüğünü kazanma yolunda verdiği mücadeleyi çok güçlü bir görsel dünya kurarak anlatıyor. Damla Sönmez’in performansına şapka çıkarmamak elde değil...
GÖRÜLMÜŞTÜR
Serhat Karaaslan’ın ilk filmi olan ‘Görülmüştür’, kavramsal olarak sansüre cezaevinde mahkûmlara gelen mektupları okuyup içindeki sakıncalı şeyleri ‘gören’ görevlinin gözünden bakmayı deniyor. Ve bir ilk film olduğu düşünülürse bunu hayli başarılı bir şekilde yapıyor.
KÜÇÜK ŞEYLER
Modern zamanların dertli orta sınıf mensupları ‘beyaz yakalılar’a mizahi bir pencereden bakan Kıvanç Sezer’in yönettiği ‘Küçük Şeyler’ yılın en seyre değer filmlerinden biri. Alican Yücesoy ve Başak Özcan harika performanslarıyla göz dolduruyorlar.
AİDİYET
Genç kuşağın özgün yönetmenlerinden Burak Çevik, gerçek bir olaydan yola çıkarak anlattığı cinayet hikâyesiyle yaşam, ölüm ve hafıza kavramlarına ilginç ve bir o kadar da başarılı bir biçimsel tercihle bakıyor ve yılın en iyi yerli filmlerinden birine imza atıyor.