Dile kolay tam 6 filmlik bir seri duruyor karşımızda. Hatta çocukluğunu 80’lerde yaşamışlar için televizyon dizisini de hatırlamak söz konusu olunca bir seriden ziyade külliyata yaklaşıyor diyebiliriz. Sevenleri sevmeyenlerinden her zaman fazla oldu. Aksiyon filmi dendiğinde hep akla ilk gelenlerden birisiydi. Üstelik bugüne kadar serinin yönetmen koltuğunda Brian De Palma, John Woo, J.J. Abrams gibi isimleri gördük… Evet, Görevimiz Tehlike’den bahsediyoruz. İmkânsız görevleri gözünü kırpmadan kabul eden, korkusuz, ilkeli, zeki ve çevik ajan Ethan Hunt ve ekibinin yeni macerası “Görevimiz Tehlike: Yansımalar”dan…
Serinin önceki 5 filmiyle bağlar taşıyan, o filmlerden tanıdık (dost ve düşman) yüzleri barındıran, bu kez aksiyonu sağlayanın hem dünyayı tehdit eden terörist saldırılar hem de kurum içi entrikalar olduğu bu yeni Görevimiz Tehlike’de Ethan Hunt, “Havariler” adı verilen ve dünya nüfusunun neredeyse tamamına yakınını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir terörist grubun peşine düşüyor. Dünya düzenini değiştirip yeni bir başlangıç yapmak isteyen, kendilerince niyeti “iyi” olan bu grup büyük acılar çekilmeden ve büyük kayıplar verilmeden büyük kazanımlar elde edilemeyeceğini iddia edip nükleer silahlarla yapacakları saldırıları planlayadursunlar, Hunt ve ekibi de boş durmayıp peşlerine düşüyor. Ancak bu kez uğraşmaları gereken sadece teröristler değil, deyim yerindeyse “İçimizdeki İrlandalılar”, yani ekip ve kurumların içindeki çalkantılı durumlar.
Ethan Hunt yine insanüstü çabalarla bir yandan dünyayı, bir yandan arkadaşlarını, bir yandan da kendini kurtarırken filmin temposu bir an bile düşmüyor ve filmin 2 buçuk saatlik süresi boyunca ya iyi kotarılmış aksiyon sahneleri ya da çözümsüz gibi görünen (ama bir şekilde çözülen) entrikalarla baş başa kalıyoruz.
Tom Cruise nasıl yapıyor bilemiyoruz ama bir şekilde yaşlanmamayı başarıyor. Fiziksel olarak dövüş ve aksiyon sahnelerini kotarabilecek durumda. Ancak izleyici gözüyle bakınca yüzüne yaptırdığı müdahalelerin ufak ufak da olsa göze batmaya başladığını söylemeden edemeyeceğiz. Filmin geri kalan oyuncu kadrosu önceki filmlerden tanıdığımız yüzler. 6. filmde karşımıza çıkan Henry Cavill hem yakışıklılığı hem de (Superman’den alışkın olduğu üzere) dövüş sahnelerindeki başarısıyla göz dolduruyor.
Yurt dışında da çok olumlu eleştiriler alan Görevimiz Tehlike: Yansımalar, birkaç hatası dışında tatmin edici bir aksiyon filmi ve serinin geri kalanının da sahip olduğu çizgiyi korumayı başarıyor. Film 2 buçuk saat değil de 2 saat sürseydi, bazı sahneler ( ya da konular diyelim) daha kısa tutulsaydı özünden çok bir şey kaybetmiş olmazdı.
Bir itirazım da iki kötü adamdan birinin (hangisi olduğunu şimdi söylemeyelim, sürpriz bozan olmasın) “kötü” olma motivasyonu, yani onu bu duruma iten sebebin belirsizliği, belirsizliği yüzünden de inandırıcılığını kaybetmesi. Senaryo da bu ve benzeri bir-iki sıkıntı var ama bunlar filmin genel havasını çok fazla bozmuyor diyelim.
Kısaca, aksiyon filmi sevenler, ajan hikâyelerini ilgiyle izleyenler ve de özellikle Görevimiz Tehlike serisini sevenler gönül rahatlığıyla izleyebilirler. Salondan memnun ayırılacakları kesin. İyi seyirler.