Evimizden çıkmadığımız bu günlerde çocuklara müjde! KidZania İstanbul, internet sitesinden ve sosyal medya kanallarından çocuk yogasından origamiye, bilmecelerden faydalı mobil uygulamalara kadar sayısız etkinliği çocuklarla buluşturuyor. KidZania, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. yılı için 22 ülkenin 29 şehrinden çocukları bir araya getiren bir projeye öncülük ediyor. Çocukların rengarenk dünyalarından doğan sevgi ve barış dolu mesajlarını şahane bir videoda topladı. İçiniz biraz olsun umutla tazelensin istiyorsanız 23 Nisan’da dünya çocuklarının güzellikleriyle dolu bu videoyu izlemeyi unutmayın.
Başka sinema evinize geliyor
Covid-19 sebebiyle sinemalar kapandı diye üzülmeyin; Başka Sinema’nın sinemaseverler için sevindirici bir haberi var. Başka Sinema, BluTV işbirliğiyle yeni filmleriyle bir süreliğine evlerimize konuk olacak. İlk defa gösterilecek filmler için kirala-izle sistemi uygulanacak.
Hiçbir yerde göremeyeceğiniz, beyazperdede seyirciyle buluşamamış filmleri üye olmanıza gerek kalmadan 14 gün boyunca izleyebileceksiniz. Üstelik bu süre zarfında varlıklarını sürdürebilmeleri için, bilet ücretlerinin bir kısmı Başka Sinema filmlerini gösteren sinemalara aktarılacak. ‘Başka Çarşamba’ film gösterimleri ise BluTV’de devam edecek. Önümüzdeki haftaların programları www. baskasinema.com ve www.blutv.com adreslerinde...
İş Sanat, evde kalan ruhlarımızı sanatla iyileştiriyor
İş Sanat; Facebook, YouTube, Twitter ve Instagram IGTV üzerinden #işsanatlaevdekal etiketiyle yerli ve yabancı sanatçıların hazırladığı harika video içeriklerini sanatseverlere sunmaya devam ediyor. Ünlü isimlerin seslendirdiği, İş Sanat klasiği haline gelen şiir ve hikaye dinletileri çok hoşunuza gidecek.
Kuruluşundan bu yana Kibele Sanat Galerisi’ne konuk olan sanatçıların çalışmalarından yapılan seçkiler, İş Sanat’ta sahnelenen çocuk oyunları, ‘İş Sanat’la Evde Kal’ projesi kapsamında sanatçılarının izin verdiği konser kayıtlarının tamamına ulaşabileceksiniz. Zengin içeriklerle dolu bu program, evde kalan ruhlarımızı sanatla iyileştirecek.
İthaki’den derdi tasayı unutturacak romanlar
Karantina günlerinde dikkatimizi toplamakta biraz zorlansak da kitap okumak, hele hele sürükleyici fantastik ya da bilim kurgu romanlarına gömülmek insana en iyi gelen şeylerden biri. Başlayamadığım ama son bir ayda bir solukta bitirdiğim, hepsi çok yetenekli kadın yazarların elinden çıkma üç roman önereceğim: Karin Tidbeck’ten ‘Amatka’, Charlotte Perkins Gilman’dan ‘Kadınlar Ülkesi’ ve Madeline Miller’dan ‘Ben, Kirke’. Bunlara, dilimize yeni çevrilen ve basılan, Beth Lewis’in apokaliptik romanı ‘Kurt Yolu’nu da ekleyeceğim. Hepsi İthaki Yayınları’ndan çıkan bu enfes maceralara kapılıp derdi tasayı bir süreliğine de olsa unutacaksınız.
Haftanın önerileri
'Her Sır Önce Sahibini Yakar’
Dijital platformlar, izleme alışkanlıklarımızı değiştirmeye devam ediyor. Dünyaca ünlü yönetmenler ve oyuncular Netflix, Amazon, Disney + gibi markalara filmler, diziler çekiyor. Bu projeler, en prestijli ödüller için yarışıyor ve ödülleri kucaklıyor. Ülkemizde de son birkaç yıldır örneklerini görmeye başladığımız, dijital platformlarda yayınlanan hayli kaliteli yapımlar bir bir seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Bunun son örneklerinden biri olan ‘Alef’ adlı polisiye dizi BluTV ve FX ortak yapımı. 10 Nisan’da ilk iki bölümü yayınlandı.
8 bölümü bulunan dizinin kalan bölümleri haftalık olarak yayınlanmaya devam edecek. Daha önce ‘Masum’, ‘Şahsiyet’, ‘Bozkır’ gibi örneklerini gördüğümüz, mini dizi formatındaki dijital projelerin arasına katılan ‘Alef’in en büyük avantajı elbette yönetmeni ve oyuncu kadrosu. Mistik detaylarla örülü seri cinayetler ve bunları aydınlatmaya çalışan iki polisi eksenine alan ‘Alef’i, ‘Tepenin Ardı’, ‘Abluka’ ve ‘Kız Kardeşler’ gibi üç iyi filmde imzası olan Emin Alper yönetiyor.
Emekliliğine az kalmış, dikbaşlı, eski usul bir polis olan Settar ve İngiltere’de çalışıp ülkesine dönmüş modern yöntemleri benimseyen, genç ortağı Kemal’e Ahmet Mümtaz Taylan ve Kenan İmirzalıoğlu hayat veriyor. ‘Alef’e ikinci bölümde katılan, bir öğretim görevlisi olan Yaşar’ı canlandıran Melisa Sözen ise cinayetlerin mistik tarafını aydınlatarak bu ekibe yardımcı olacak gibi görünüyor.
İstanbul ‘Alef’in sırrını saklıyor
İlk bölümde birbiriyle bağlantılı, sıra dışı detaylarla dolu iki cinayet vakasıyla karşılaşan Settar ve Kemal, cinayetlerin faili olduğunu düşündükleri seri katilin peşine düşüyor. Yayınlandığı mecra sayesinde ele aldığı temalarda nispeten daha özgür davranabilen ‘Alef’, emniyet teşkilatının içindeki siyasi bağlantıları, İstanbul’un çok da karşılaşmadığımız karanlık taraflarını, bir trans bireyin cinayetinin ele alınış şeklini, polisiye dünyasının erkek egemen taraflarını göstermesiyle şimdilik ölçülü ve kontrollü bir politik alt metne sahip.
Senaryonun fazla cömert davranıp kendini çok fazla açık ettiği anlar ve ‘zıt karakterli polisler’ klişesine ayarsızca yaslanması dışında çok büyük sıkıntısı olmadan ilerleyen ‘Alef’in teknik tarafıysa takdire şayan. Emin Alper’in titiz işçiliğiyle ortaya çıkan görsel üstünlük, renk ve ışık kullanımı, mekanlar, plastik makyajlardaki başarı şimdiye kadar rastlamadığımız kadar kusursuz görünüyor.
Hem gündelik yaşamı hem de mistik tarafı dengeli biçimde harmanlanan İstanbul şehrinin tıpkı bir karakter gibi vücut bularak hikayeye eklemlenmesi ise muazzam. Bu sürükleyici, merak uyandıran dizinin yeni bölümlerini ve olay örgüsünün bizi götüreceği ilginç yerleri görmeyi doğrusu iple çekiyorum.