Ay’da su var. Bu yüzden devletler ve özel şirketler Ay’dan parsel kapmak için rekabet halinde... 1960’lı yılların başlarında, Apollo’nun inişinden çok önce, bilim insanları Ay’da suyun var olabileceğini tahmin ediyordu. Ancak Apollo mürettebatının 1960’ların sonlarında ve 1970’lerin başlarında analiz için geri getirdiği örnekler kuru çıktı. 2008 yılında Brown Üniversitesi araştırmacıları Ay örneklerini yeni teknolojiyle yeniden inceledi ve küçük volkanik cam parçalarının içinde hidrojen buldular. 2009 yılında, Hindistan Uzay Araştırma Dairesi’ne ait Chandrayaan-1 mekiğinin sondasındaki NASA cihazı, Ay yüzeyinde su tespit etti. Aynı yıl, güney kutbuna çarpan başka bir NASA sondası, Ay yüzeyinin altında yüksek miktarda su buzu buldu. Peki bu ne anlama geliyor? Ay’da su olduğu kesin de yeteri miktarda varsa, tabii ki içme suyu şeklinde ve kurulacak Ay Üssü’nde makineleri soğutma amaçlı kullanılabilir. Ayrıca su molekülleri (H2O) ayrıştırılarak roket yakıtı olarak hidrojene ve solumak amacıyla oksijene dönüştürülebilir. Ay kaynaklarından faydalanmak, gelecekte uzay gemilerinin Dünya’dan yakıt taşımak zorunda kalmayacağı anlamına geliyor. Mars yolculuklarını ve Ay’da madenciliği imkanlı kılıyor.
HANGİ ÜLKE NE YAPTI?
Rusya, Ay’ın güney kutbuna cihaz indiren ilk ülke olmayı hedefliyordu. Ancak 1 hafta önce, Luna-25 aracının Ay’ın güney kutbuna çakıldığı açıklandı. Hindistan’ın geçen ay fırlattığı Chandrayaan-3 insansız mekiği ise çarşamba günü Ay’ın güney kutbuna, 2019’da çakılan Chandrayaan-2’nin hemen yanındaki alana başarıyla indi. ABD’nin ise kendi planları var. NASA, kendi cihazlarını özel şirketlere ait roketlerle Ay’ın güney kutbuna taşıma stratejisini benimsiyor. 15 Kasım’da iş adamı Elon Musk’ın SpaceX firmasına ait bir roket fırlatılacak. Bu roket, Houston merkezli özel bir şirketin (Intuitive Machine) geliştirdiği Nova-C adlı aracı Ay’a taşıyacak. Araçta, NASA’ya ait ekipmanlar bulunuyor. 2024’ün hemen başında ise Pittsburgh merkezli başka bir özel şirketin (Astrobotic Technology) Ay aracı, güney kutbuna inerek, Ay’ın su kaynaklarının miktarını ölçecek. Ay’a en son 1972’de insanlı mekik gönderen NASA, 2025’te, Ay’ın güney kutbuna Artemis-3 görevi kapsamında astronotlar indirmeyi planlıyor. 13 çıkarma alanı şimdiden belirlendi. Çin ise, son 10 yılda Ay’a 3 insansız aracı başarıyla indirdi. Hatta 2020’nin sonunda Chang-5 mekiği, Ay’ın yüzeyine inmeyi başaran bir drone taşıyordu. Bu drone, Ay yüzeyinden örnek topladı ve tekrar havalanıp ana mekiğe kenetlenerek, Dünya’ya geri döndü. Bunların dışında Tokyo merkezli Japon Ispace, Nisan ayında, Ay’ın kuzey yarımküresinde bulunan Atlas Krateri’ni hedef alarak iniş yapan ilk özel şirket olmayı denedi. Ancak iniş aracı, yükseklik ölçümüyle ilgili bir sorunla karşılaştı ve sonunda yakıtı bitti. İsrail›in özel olarak finanse edilen ilk Ay misyonu, Beresheet ise uzay aracının inişini yavaşlatmayı imkânsız hale getiren sorunlar nedeniyle yüzeye çarpıp patladı. Ay’a iniş kolay değil, çünkü Ay’ın ince atmosferi, paraşüt kullanmayı olanaksız kılıyor. Bunun yerine mekikler, roketlerin itiş gücünü kullanarak havada yavaşlamak (hatta durmak, asılı kalmak) suretiyle binlerce kilometreden alçalıyor. Ancak bu noktada yakıt akışını ve gerekli yörünge ayarlarını kontrol etmek hayli zor. Ay’ın yer çekiminin sadece 6’da 1’i kadar bir roket itiş gücüyle yüzeye yumuşak iniş yapılabiliyor. Bu zorluklara ek olarak Ay’ın güney kutbu, Ekvator bölgesinin aksine çok daha fazla krater ve derin hendeklerle dolu. 1967 Birleşmiş Milletler Uzay Anlaşması, herhangi bir ülkenin Ay’ın sahibi olduğunu iddia etmesini yasaklıyor. Ancak ticari faaliyetleri durduracak bir hüküm yok. İşte bu yüzden ‘Ay Üssü Alfa’ yarışı çoktan başladı. Her ülke uzayda hak ve pozisyon arayışında...