Türkiye’nin onay vermesiyle İsveç, NATO’nun 32’nci üyesi olarak ittifaka girecek. NATO’nun 5. Maddesi, üyelere herhangi birine yapılan saldırıyı hepsine yapılmış sayar.
Üye ülkeler bunu 2000’lere kadar öncelikle Amerikan güvenlik taahhüdü olarak görme eğilimindeydi. Daha sonra 15 yeni ülkenin katılmasıyla ve bu ülkelerin savunmalarını güçlendirmesiyle durum değişti.
75 yıl önce Finlandiya, 2’nci Dünya Savaşı sırasında Rusya tarafından işgal edilmişti. Finliler, önce Kış Savaşı ve ardından Devam Savaşı’nda Rusya’ya karşı bir ulusal hayatta kalma savaşını başarıyla yürüttü. Finlandiya bugün hatırı sayılır ve artan bir askeri kapasiteye sahip. İsveç de öyle... Her biri artık sadece NATO tarafından savunulacak bir teklifi kabul etmekle kalmadı; diğer üyelerini de savunma sözü vermiş oldular.
Merkez cephede, Polonya önemli bir Avrupa askeri gücü olmaya kararlı. Ukrayna, Moskova’dan gelen varoluşsal bir tehditle mücadelede Finlandiya’ya katılacak gibi görünüyor ve ordusu artık büyük, yetenekli ve savaşta dövülmüş vaziyette.
Güneydoğu cephesinde ise Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği gibi NATO harekatlarına en çok katkı veren ilk beş müttefikten biri. Karada, denizde, havada ittifaka ciddi kuvvet sağlıyor. Ancak ABD’nin yeni prensi Yunanistan son yıllarda ikinci bir oyuncu olarak bölgede yükseliyor.
Amerikan F-16 ve F-35’leri, İncirlik Üssü’nü by-pass edercesine, Girit’teki yeni üsse gönderiliyor. Buradan boru hattının geçeceği Doğu Akdeniz ile Suriye, Kuzey Irak kontrol edilirken; kuzeyde ise sınırımıza 45 km uzaklıkta Dedeağaç’ta Rus tehdidine karşı olduğu söylenen yeni bir ABD lojistik üssü kuruluyor. ABD, buraya çok büyük tank ve zırhlı birlik sevkiyatı yapıyor.
Onlarca yıldır unutulmuş olan Dedeağaç’ta ABD üssü ile birlikte büyüyen yepyeni bir ekosistem oluşuyor. Çevreyolları, demiryolları, hastaneler, limanlar... Belli ki bu kent, Güney Avrupa’nın yeni ticaret ve enerji nakil merkezi olacak.
PUTİN’İN HAYAL KIRIKLIĞI
Özetle Putin bir kumar oynadı ve kaybetti. Rus İmparatorluğu kurmak için yürüttüğü fetih savaşı, görünen o ki başarısız oldu. Son 18 ayda Putin, önemli bir askeri gücü heder etti. O şimdi kaybetmek istemeyen bir düşmana karşı bir yıkım savaşında.
Ve bu savaş ya onun yenilgisi ve Ukrayna’dan çekilmesiyle ya da fiili bir sınırın her iki tarafında ağır silahlı, uzun vadeli bir soğuk savaşla sona erecek. Er ya da geç Ukrayna da ittifaka dahil olacak. Putin Rusya’nın jeopolitik konumunu daha kötüye çevirmeyi başardı.
İsveç ve Finlandiya, uzun süredir sahip oldukları NATO üyesi olmayan taktiksel konumlarından ittifakla her şey dahil konumuna geçti. Türkiye yeniden NATO ile arasını düzeltmekle kalmadı; Erdoğan liderler zirvesinin de flaş ismi oldu.
Belli ki ABD, F-16 ve F-35’ler konusunda somut adımlar atacak. İsveç’in üyeliğine Ankara’nın yeşil ışık yakmasından sonra Putin’in “Türkiye’nin NATO’ya karşı yükümlülükleri var, bu konuda hayal görmüyoruz” açıklamasını ‘hayal kırıklığı’ diye yorumlamak lazım.
Erdoğan, “Putin’i ağustosta misafir edeceğiz” derken Rus lider ile açıkça empati kuruyor ve şimdiden akıllıca diplomasinin taşlarını döşüyor.