Büyük Önder Atatürk, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü’nde arkadaşları için Latife Hanım’a bir sofra hazırlattı. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey’in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatır: Türk milletinin kültürüne adaletine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir. Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz. Benim naçizane vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır... Atatürk o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. “Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir” hükmünün yer aldığı tasarı, ertesi gün saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı. Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyetin ilanı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.
BİR ASIRDA NİCE BADİRELERDEN GEÇİLDİ
Aradan yıllar geçti ve bu pazar günü Türk milleti, Ata’sının büyük armağanı cumhuriyetin 100’üncü yılını her zamanki gibi büyük coşku ve törenlerle kutlayacak. Geçen bir asırda nice badirelerden geçildi; isyanlar, darbeler gördü bu millet. Demokrasimizin askıya alındığı dönemler yaşadı. Ama Türk milleti Atası’nın armağanına sımsıkı sarıldı. Cumhuriyet Bayramlarımızın bir özelliği de Türk insanını vatan sevgisinde tek vücut yapması... Ay-Yıldızlı bayrağımıza sevgi ve saygısını küçük yaşlarda aşılaması…
TÜRK BAYRAĞINA GÖZÜNÜ DİKTİ
Önceki gün bir mağazada 4-5 yaşlarındaki kızıyla alışverişe gelen baba ona oyuncak alacaktı. Bebekler gösterip “Seç bakalım” dedi. Ama çocuk oralı değildi, gözünü duvarda asılı duran kocaman Türk bayrağına dikmişti. Bebek ısrarı işe yaramayan baba sonunda Türk bayrağını aldı. Kızının mutluluğu onu da mutlu etti. Her Cumhuriyet Bayramı’nda olduğu gibi, bayram günü geçit törenlerini, akşamki fener alaylarını izleyen çocukların mahallelerinde polis, asker, doktor, öğretmencilik oynadıklarına, vatansever gençler olarak yetiştiklerine de tanık olacağız. Pazar günü çocuğu, genci, yaşlısı bu büyük bayramı yine büyük coşkuyla kutlayacağız ve Ata’mızı her zamanki gibi saygıyla anacağız. Çevremizdeki ülkelerde yaşanan büyük acılar herkese ibret olmalı ve yabancı bir liderin “Dünyaya 100 yılda böyle bir lider ancak gelir, o da Türkler’e kısmet oldu” sözünü her zaman hatırlamalıyız. Yaşasın Türkiye... Yaşasın Cumhuriyet! Nice yüz yıllara...