Herkes Silikon Vadisi’ndeki teknolojiden ilk elden haberdar olmak istiyor. Bugün size San Francisco’da yaşayan genç, dinamik bir Türk iş insanının vizyonundan geleceği anlatacağım. Bu kişi Burak Arık. Kendisi Maxitech adlı şirketin CEO’su...
Maxitech; İş Bankası’nın dijital dönüşümüne katkı sağlamak için 2016 yılında San Francisco’da kurulmuş. Öyle başarılı olmuş ki, kısa zamanda Silikon Vadisi’ndeki yenilikleri ve startup şirketleri, Türkiye’deki firmalarla buluşturan bir tür inovasyon servis hizmeti sunmaya başlamış. Akbank, Fibabank, Kuveyt Türk, Pegasus, Ford gibi yerli yabancı sayıları 40’ı bulan müşteriye dijital dönüşümlerinde danışmanlık sağlıyor. Yani doğru teknolojiyi, doğru şirkete adapte ediyor. Beni asıl etkileyen Burak Arık’ın gelecekle ilgili sözleriydi. “Şu an ciddi değişim ve dönüşümün tam ortasındayız. Bunu dünya ancak 4-5 yılda kavrayacak. Biz aslında burada dünyayı değiştirecek firmaları tespit edip, son teknolojileri onlara adapte etmeye çabalıyoruz” diyor.
8 yıldır ABD’de teknolojiyi takip eden Burak Arık, Silikon Vadisi’nde çıkan bir teknolojinin Avrupa ve Türkiye’de görülmeye başlamasının en az 2-3 yıl aldığını belirterek “California halen tartışmasız teknolojinin merkezi” ifadesini kullanıyor. Arık’a göre yapay zekâ dünyada ülkelerin yarışacağı, birbiriyle çatışma yaşayacağı çok önemli bir konu. Ancak bu konunun Türkiye’yi de yakından ilgilendiren tehlikeli bir boyutu var. Yapay zekâ gibi gelişmiş teknolojileri kullanan ve buna yatırım yapan ABD, Çin, Japonya gibi gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkeler arasındaki makas giderek açılıyor. Arık’a göre gelişmekte olan ülkeler açısından bu, çok büyük bir tehdit. Bu yüzden Türkiye’nin ve Türk firmalarının hızla adapte olması, dönüşmesi gerekiyor.
GELECEĞİN MESLEKLERİ
Peki bankalar neden yapay zekâ yarışına giriyor? Arık bunu “farklılaşma ihtiyacı” diye yanıtlıyor. Öyle ki, New York’un en köklü finansal kurumlarından Citibank, 120 yapay zekâ şirketine yatırım yapmış. Bunların 80’inin de bizzat müşterisi olmuş. Bankaların ardından, otomotiv, sigortacılık ve endüstri şirketlerinde genç beyinlere yönelik talep hızla artıyor. Maxitech’in Türk CEO’su geleceğin meslekleri arasında; web developer, yapay zekâ mühendisliği, machine learning, block chain, oyun yazılımı, e-sports’u sayıyor. Ona göre 1 developer (bilgisayar programcısı) yapay zekâ sayesinde 10 programcının işini yapabiliyor. Normalde aylar alan internet sitesi kurma, mobil uygulama geliştirme, gibi işler şipşak halloluyor. Bu da yeni girişimlerde patlama yaşanacak anlamına geliyor.
İşe başlamak çok hızlanacak. İşsizlik değil, aksine yeni işler ortaya çıkacak. Ama söylediğim gibi, ülkeler kendini yapay zekaya adapte ederse... Z kuşağı ise iş ve özel hayatında dengeye önem veriyor. Silikon Vadisi’ndeki gençler, girdikleri şirketlerin yaşam alanlarını pozitif dönüştürüyor. ABD’de şu an en dikkat edilen konu çeşitlilik. Yani farklı geçmişlere, ırklara ve kimliklere sahip çalışanların işe alınması, terfi ettirilmesi. Buna her şirket çok özen gösteriyor. Başarının sırrı da buradan geçiyor. Burak Arık, üniversitenin öneminden bahsetti ama farklı şekilde... “Araştırmalara göre Amerika halka açık şirketlerin CEO’ları; yönetim kurullarına adam atarken yüzde 51 oranında ya okuduğu üniversiten ya da golf kulübünden arkadaşını seçiyormuş” dedi. Bu da üniversitede networking (ilişki ağı) hâlâ ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesi.