Yurtdışında Yapay Zeka’nın yaygın kullanımı nedeniyle okullar, oyuncular, senaristler, yazarlar, tercümanlar ayakta. Bu isyana mankenler de eklenmiş. Zira yapay zekâ, modaya da el atmış. Canlı mankenler yerine artık firmalar, bilgisayar ortamında yaratılan dijital mankenlere elbise giydirmeye başlamış. Böylece her yaştan, her tenden, her bedene göre dijital manken giydirilip, çekimler katbekat ucuza geliyormuş. Demek ki, Hollywood starlarının ardından modeller de işsiz kalacak.
Peki, Yapay Zekâ bütün işleri devralırsa, kapitalizmin emek gücü olan biz çalışanlar, yatanlar pozisyonuna geçerse, nereden para kazanacağız? Bu çark nasıl dönecek... Teknoloji her daim vardı. Her zaman da insanoğlu, teknolojinin yarattığı yeni iş kollarından kazanç sağlamayı bildi. Doğru! Ancak bu kez yapay zekâ, iş gücünde tarihte hiç olmadığı kadar büyük bir devrime yol açacak gibi. Devrimler toplumu dönüştürür ama bu dönüşüm sancılı hatta kanlı da olur. Yatırım bankası Goldman Sachs’ın tahminlere göre yapay zekâ gelecek 7 yıl içinde (2023-2030 arasında) 300 milyon kişinin tam zamanlı işini elinden alacak. Rapor 2030’a kadar ABD ve Avrupa’daki işlerin 3’te 2’sinin ‘işleyişte bir noktada yapay zekâ otomasyonuna maruz kalacağını’ ve tüm işlerin 4’te 1’inin ise tamamen yapay zekâ tarafından gerçekleştirileceğini öngörüyor. Dünya Ekonomik Forumu ise yapay zekânın 2025 yılına kadar 85 milyon işin yerini alacağını tahmin ediyor. 2 yıl sonra perakende işlerin yüzde 65’inin otomatikleştirilebileceğini kaydediyor.
Forbes dergisi de; MIT ve Boston Üniversiteleri’nin raporuna dayanarak hazırladığı haberde, yapay zekânın 2025’e kadar 2 milyon imalat sanayii işçisinin yerini alacağını söylüyor. Dünyaca ünlü danışmanlık firması McKinsey Global Institute tarafından yapılan bir araştırma da 2030 yılına kadar dünya genelinde çalışanların en az yüzde 14’ünün dijitalleşme, robot teknolojisi ve yapay zekâdaki ilerlemeler nedeniyle kariyerini değiştirmesi gerekeceğini belirtiyor. Bu değişim öncelikle beyaz yakalıları ve işçi sınıfını vuracak. Fabrikada işçiysen, sana ihtiyaç kalmayacak. Telefonda müşteri temsilcisiysen, resepsiyonistsen, veri analizcisiysen sana iş kalmayacak. Kasiyersen, muhasebeciysen, satış pazarlamacıysan sana iş kalmayacak. Şoförsen, depo işindeysen, sigorta poliçesi hazırlıyorsan, perakendecilik yapıyorsan sana gerek kalmayacak. Madende işçisiysen sana gerek kalmayacak. Kim lazım olacak? Maden işçiliğinden rüzgâr türbini ya da lityum madenciliği işine evrilebilen kişi lazım olacak. Bu yüzden, maalesef özelikle biz orta yaşlılar, bu dalganın bizi yutmasını istemiyorsak, yapay zekâ ve makine öğrenimine dayalı yeni beceriler, yeni kariyerler inşa etmek zorundayız. Bu bir anlamda mezarda emeklilik olsa da, aksi halde aç kalmak anlamını taşıyor.
Hangi işler yapay zekâya rağmen yok olmayacak derseniz, bunlar:
1) Öğretmenlik. Çünkü öğretmenler bir referans noktasını temsil ediyor. Dijital bir öğretim deneyimi kimseye ilham vermiyor.
2) Avukatlık, hakimlik. Çünkü güçlü müzakere, beceri, strateji ve vaka analizi yapmak gerektiriyor. Kişisel deneyime ve bilgiye dayanmakta. Üstelik karar verici koltuğunda kimse robot görmek istemez.
3) CEO’lar, direktörler, yöneticiler. Bir organizasyon içerisinde ekipleri yönetmek bir liderlik meselesidir ve bu bir koda yazıp doğrusal bir şekilde işlenebilecek bir davranışlar yığını değildir. Yatırımcıların robotlar veya algoritmalar tarafından yönetilen bir şirkete yatırım yaparken kendilerini rahat hissetmeleri pek olası değildir.
4) İK yöneticileri. Her ne kadar yapay zekâ, CV’lerin gözden geçirilmesini çok daha kolay ve hızlı hale getirmek için işe alım sürecine yardımcı olsa da, İnsan Kaynakları Yöneticileri hâlâ bir kuruluş içinde çok önemli görevleri üstlenmektedir. Yeni profesyonelleri işe almak, personelin motivasyonunu korumak, hoşnutsuzluk belirtilerini erkenden tespit etmek onların görevidir.
5) Psikologlar ve Psikiyatristler. Ruh sağlığı çok hassas bir konudur. İnsan dokunuşu gerektirir.
6) Cerrahlar. Robotlardan destek alsa da, nihai kararı her zaman en tepede uzman bir doktor verecektir. Hasta kendini ancak bir doktora emanet eder.
7) Bilgisayar Sistemi Analistleri. Ne kadar otomatize olursak olalım, bakım işlerini yürütecek, güncelleyecek, düzeltebilecek yazılım ve donanım sistemlerini kurabilecek insan varlığına ihtiyaç vardır.
8) Sanatçılar ve yazarlar. Bu kişiler güzel sanatın yaratıcısı olarak kalacaktır. Kelimelerle sanat yaratmanın büyüsü ve heyecanı her daim kalacaktır.