Yıllardır bildiğimiz ama anlamadığımız Yapay Zekâ (Artificial Intelligence-AI), bu yıl somut örneklerle karşımıza çıkacak. ‘Üretken Yapay Zekâ’ üzerine yatırım çılgınlığı Silikon Vadisi’ni sardı. Aslında domino etkisi çok değil 6 hafta önce San Francisco’da bir yapay zekâ laboratuvarı olan OpenAI şirketinin piyasaya sürdüğü bir sohbet robotu ile başladı.
Bu akıllı yapay zekâ programı, kendisine sorulan sorulara Google ya da Siri gibi bozuk aksanlı kısa cevaplar vermenin çok ötesindeydi. ChatGPT’ye (yapay zekâlı robotun adı bu), “Bana Umberto Eco’nun Gülün Adı romanının 250 kelimelik özetini yapar mısın” dediğinizde bunu ‘şakkadanak’ yazıp karşınıza çıkarıyordu. Hem de bozuk dille değil, gayet edebi bir üslupla...
Bu yolla ‘Bana aşk şiiri yaz’ dediğinizde yazabilen, ‘Dönem ödevimi hazırla’ dediğinizde hazırlayabilen, ‘Beatles şarkılarını yeniden bestele’ dediğinizde besteleyen, ‘Köpeklerin uçurduğu bir kızak çiz’ dediğinizde ressam gibi çizebilen bir robot karşımıza çıktı.
Bill Gates’ten 1 milyar dolar yatırım alarak kurulan OpenAI şirketi şu an 29 milyar dolara satılmak üzere... Yatırımcılar, uzmanlar, gazeteciler yıllardır yapay zekâ hakkında konuşuyor, ancak on yılı aşkın bir araştırmanın sonucu olan yeni dalga, yapay zekânın (AI) daha güçlü ve daha olgun bir türünü temsil ediyor. Nedir bu? Karşılıklı konuşup, sohbet edebileceğimiz akıllı bilgisayar ve yazılımlar... Şu an 450’den fazla start-up şirketi ‘üretken yapay zekâ’ üzerinde çalışıyor.
MESLEKİ TARTIŞMA
Bunun bize ne faydası var? Aslında hem var, hem yok. Futboldaki VAR gibi. Çevirmenler, gazeteciler, edebiyatçılar, müzisyenler, sanatçılar öncelikli işsiz kalacak meslek grupları gibi görünüyor. Mesela birçok kitap çevirmeni, artık gerçekten çeviri yapmıyor.
Onları Google Translate ya da DeepL gibi yapay zekâ programları çeviriyor. Ancak insan çevirmenlerin yerini de tamamen makineler almış değil. Bunun yerine, insanlar çevirileri daha kolay ve daha hızlı hale getirmek için teknolojiyi kullanıyorlar. Yazılım temel bir çeviri oluşturuyor, ardından insan çevirmen ‘son dokunuşları’ yapıyor, hataları düzeltiyor, metnin kulağa doğal gelmesini sağlıyor.
Ama sorun şu ki, tercümanın internete girdiği her düzgün metin (kitap, akademik yazı, makale), yapay zekânın bunlara bakıp kendini sürekli geliştirmesine de yol açıyor. Bir noktada insan çevirmenlere ihtiyaç kalmayacak.
Tıpkı çevirmenlerin artık çevirmek yerine sonradan düzenleme yapması gibi, çok yakında yaratıcılığa dayalı pek çok sektörde çalışanlar bir şeyi sıfırdan oluşturmak yerine, muhtemelen ‘yaratma sonrasını’ yapmak üzere kolları sıvayacak.
Bir yapay zekâ makinesi bir fikrin ilk taslağını çıkaracak ve ardından sanatçı ya da yazar onu kurcalayacak. Müzikte de 80’ler modası var. 2022’nin en büyük hitlerinden bazıları 1980’lerin melodik dizelerine dayanıyor. Birçok müzik yapımcısı ‘yapay zekâ yaratıcılığının müziğe tamamen hâkim olacağında’ hemfikir.
KALEM KÂĞIDA DÖNÜŞ
Yapay zekâ kullanarak üretmek bazı etik soruları da beraberinde getiriyor. Çevirmenler artık gerçekten çevirmen mi? Bir sanatçı bilgisayardan ilk taslağını alırsa, yine de gerçekten bir sanatçı mıdır? Genellikle yazı ve çizimin en zor kısmı olan ilk kelimelerin veya fırça darbelerinin dökümü, insan yaratıcılığının kalbi değil midir?
Bu iş yapay zekâya bırakılırsa yazarlar veya sanatçılar yalnızca tasdik makamına mı dönüşmüş olur? Kimin umurunda... Şöyle ki; ChatGPT, OpenAI tarafından kasım ayında piyasaya sürüldü ve ‘öğrenci öğrenimi üzerindeki olumsuz etkisi’ ve intihal potansiyeli nedeniyle derhal New York devlet okullarında tüm cihazlarda yasaklandı.
Ardından geçen hafta Avustralya üniversiteleri, öğrencilerin makale yazmak için ChatGPT adlı sohbet robotunu kullandıklarını yakaladıktan sonra, cep telefonlarının sokulmadığı ‘kalem ve kağıtlı’ sınavlara geri dönülmesini kararlaştırdı. İngiliz eğitimciler ise öğrencileri gelecekteki sınavlar için internet erişiminden mahrum bırakmayı tartışıyor.
ChatGPT sohbet robotu şu an paniğe neden oluyor ama yakında muhtemelen Excel kadar sıradan bir araç olacak.
Ve son bir itirafla bitireyim... Aslında bu makaleyi ben yazmadım... Yazıyı, konuyu ana hatlarıyla anlattığım bir yapay zekâ programı kaleme aldı. Geleceğe hoş geldiniz.