Haftada bir terör saldırısı oluyordu. Ortam aşağı yukarı şöyleydi:
● “Her gün yeni saldırı riski var” deseniz; “Her ülkede oluyor” diye habercilik dersi alırdınız.
● “Bizim bindiğimiz terör dalgası başka” deseniz, ‘karamsarlık’ yayan muhalif olarak damgalanırdınız.
● Şu katilleri bir tanıyalım, halka anlatalım diye işe girişseniz, birbiri ardına yayın yasağı patlardı.
● Yaşananların sebebini sorsanız, “Üst akılın işi bunlar, biz biliriz” diye üstten bakarlardı.
● “Üst akıla, akıl yürütüp enerji harcamayın. Varsa vardır. Biz evimize bakalım, gerilim düşsün” deseniz, ‘Konya ile Şam’ın kaderi bir’ nutukları işitirdiniz.
● Her seferinde milli birliğin öneminde uzlaştığımızı sanırdık, “Birlik başkanlıkta olsun” havasına girilirdi.
● “Terör kutuplaşma iklimini kullanır” derdik; Suruç’ta, Ankara Garı’nda, Kızılay’da, Sultanahmet’te, Gaziantep’te, Taksim’de kırılma hatlarına vurmaya devam ederdi...
★
PKK’lı caniler Dolmabahçe’ye saldırdıktan sonra ise ‘birlik’ havasının önemi kavranmış gibidi. Kimse kimseyi incitmedi bir süre.
Öyle ya, kutuplaşma iklimini kurutursak teröristlerin ülkeyi karıştırma umudu olmayacaktı.
Ancak, o uygarlık seviyesinde olmadığımızın ilk işaretini Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap’ın bu ülkeyi bir araya getiren Atatürk’ü meydandan kaldırmasıyla aldık. Sonrası...
● Yılbaşını Noel sananların karşı kampanyaları...
● Noel Baba’nın kafasına silah dayayan adamlar...
● Her yıl marjinal seviyede kalan bu kampanyanın bu kez iktidara daha yakın kesimlerin merkezi tavrı haline gelmesi...
● En vahimi herkese eşit durması gereken devletin, halkın büyük bir kesiminin yıllardır barış içinde yürüyen masumane eğlencesi aleyhine tavır alması...
● Milli Eğitim’in okullara yılbaşını yasaklaması...
● Diyanet’in yılbaşına karşı hutbe üretmesi...
★
Daha iki hafta önce Halep yüzünden Rusya’nın hedefe oturtulması sonrası, büyükelçi suikastı olmuştu. Rüzgarın ‘yılbaşı’ aleyhine estiği iklimde de Reina saldırısı oldu.
Teröristler gerginlik iklimini bir kesimin sempatisini kazanmak için fırsat olarak kullanır.
En mütevazı eğlence olan Gaziantep sokak düğününü de, Ortaköy’ün en lüks mekanındaki kutlamayı da hedef alan bir karanlıkla karşı karşıyayız. Halkın tüm kesimleri saldırı altında.
Afganistan’a çevirmek istiyorlar ülkeyi. Olumlu olan şu ki saldırı altındaki halk durumun farkında. Siyaset kurumu da kendini toparlayınca iklimi tersine çeviririz.
02 Ocak 2017, Pazartesi 16:00
Haberin Devamı