Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum son dönemde İzmir, Elazığ, Malatya’da deprem; Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’de sel; Antalya’da ve Muğla’da da yangınların izlerini silmek için ekipleriyle birlikte sahadaydı. Bakan Kurum’la Ankara’da bir araya geldik. Bütün dünyada dikkatle izlenen iklim değişikliği konusunu ve Türkiye’nin atacağı adımları konuştuk: Son dönemde yaşadığımız afetlerin önemli kısmı iklim değişikliği ve insanın doğaya aşırı müdahalesiyle ilgili. Kuraklık, aşırı ısınma, orman yangınları, göllerin kuruması, denizlerin kirlenmesi gibi gelişmeler Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu büyük riskler arasında. Bir program dahilinde hızlı ve topyekun adımlara ihtiyacımız var.
Bakan Murat Kurum’un altını çizdiği gibi; bunlar, siyaset üstü nitelikte, geleceğimizi doğrudan ilgilendiren hayati konular. Bu yönüyle sadece Bakanlık ve ilgili kamu kurumlarının değil, TBMM, yerel yönetimler ve sivil toplumun katkısına çok ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülük ettiği “sıfır atık” doğru zamanda başlanmış, önemli bir farkındalık projesi oldu. Murat Kurum’un paylaştığı sunum çok çarpıcıydı, dikkatle dinleyip notlar aldım:
- Tüm afetler içinde iklimle ilişkili olanların oranı yüzde 91, ürkütücü bir seviye. Bu durumun ABD ekonomisine getirdiği yük 1.3 trilyon dolar, Avrupa’ya faturası ise 271 milyar dolar. En büyük zarara yol açan üç olay; sel, fırtına ve deprem.
- Dünya tarihinde ilk kez soğuk havası ve buzullarıyla bilinen Grönland’ın zirvelerinde yağmur, sıcaklarıyla tanınan Suudi Arabistan’da kar yağdı, Endonezya’daki tsunami binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı, Hindistan’da sel yüzlerce yerleşim birimini haritadan sildi, tayfun Japonya’yı vurdu, Almanya sular altında kaldı. Yunanistan, California, İspanya, İtalya ve Türkiye’de orman yangınları çok büyük tahribata neden oldu.
- İstanbul ve Ankara gibi büyük metropoller dahil aşırı yağış, ülkemizin büyük kısmında görülüyor. Altyapımız değişen şartlara yanıt vermiyor. Tahminler önümüzdeki süreçte Akdeniz makro iklim dengesinin daha kırılgan hale geleceği yönünde.
- Tuz Gölü’nün durumu, Konya’da oluşan obruklar, Antalya’da 50 dereceye ulaşan hava sıcaklığı ve yükseklere aynı dönemde yağan kar, alarm zillerinin çalışı olarak değerlendiriliyor. İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasındayız. Tarım ve turizm Türkiye açısından hayati önemde. Küresel gelişmeler bu iki başlıkta ülkemizin yakın gelecekte ciddi olarak zorlanacağını gösteriyor.
ERDOĞAN’IN KONUŞMASI
Ankara, 2053 yılına kadar sıfır emisyon hedefi koyduğunu ilan etmişti. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve Türkiye İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar önümüzdeki süreçte Türkiye’nin yol haritasını takip edecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler zirvesinde Türkiye’nin Paris anlaşmasını onaylamak istediğini açıklamıştı.
Nitekim kısa süre önce TBMM bu yönde karar aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa süre içinde gerçekleştireceği Roma ve İskoçya (Glasgow) seyahatlerinde de iklim konusu önemli yer tutacak. Erdoğan’ın buradaki konuşmalarda emisyonlar ve atıklar açısından büyük sorumluluğu bulunan ABD, Avrupa Birliği, Çin gibi ülkelerin elini daha fazla taşın altına koymaya çağıracağı ve uluslararası dayanışma vurgusu yapacağını tahmin ediyorum.