Neredeyse 30 yıldır dış politikayı takip ediyorum. Batı’da, özellikle Avrupa’da Türkiye karşıtlığının bu boyutlara ulaştığı bir dönemle hiç karşılaşmadım. Tarihi önyargılar, korkular, masallar ve hikayeler nedeniyle Avrupa’da Osmanlı-Türk imajının pek olumlu olmadığını biliriz fakat bugün geldiğimiz süreçte bu tarihi imaj, güncel konularla harmanlanmış ve karşımıza ciddi bir mesele olarak dikilmiş durumda. Günümüzdeki Türkiye karşıtlığının temel gerekçelerini şöyle sıralayabilirim:
1- Kıbrıs sorunu ve Yunanistan ile yaşanan anlaşmazlıklar.
2- Doğu Akdeniz’deki enerji hamlesi.
3- Suriye’deki güvenlik operasyonları. Türkiye’nin Suriye’deki askeri etkinliğinin artması ve yeni nüfuz alanları.
4- Libya ile varılan anlaşma. Türk unsurlarının orada görevlendirilmesi. Türk askeri desteğinin sahadaki dengeyi değiştirmeye başlaması.
5- Türkiye’nin demokrasi değerlerinden ve hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığı iddiaları.
6- Basın ve ifade özgürlüğü eleştirileri.
7- Avrupa’daki Türklerle ilgili konular, entegrasyon ve uyum sorunları.
8- Gündeme kısa süre önce eklenen Ayasofya konusu üzerinden dini tartışmalar. Bir süredir Rusya’dan Bulgaristan’a, Yunanistan’dan ABD’ye kadar birçok ülkenin Ayasofya statüsündeki değişiklik girişimi nedeniyle Türkiye’yi hedef tahtasına oturtacağının işaretleri geliyordu.
9- Ben son dönemde Türkiye ile İsrail ilişkilerinin bozulmasının da Avrupa’daki kimi çevrelerde Türk aleyhtarlığını tırmandıran bir faktör olarak değerlendiriyorum. Avrupa’daki yerleşik Yahudi toplumu, bulundukları ülkelerin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında son derece etkilidir. Bu topluluğun son dönemde Türkiye’ye bakışında da belirgin farklılık yaşandı. Geçmişte Türkiye’yi yakın müttefik olarak gören Yahudi lobileri bugün çok sert eleştiriler getiriyor. İşin ilginç yanı Türkiye, İslam coğrafyasının temel sıkıntılarında sözcü gibi öne çıkarken, Körfez ağırlıklı İslam ülkelerinin önemli bir kısmı da Türkiye karşıtı faaliyetlerin içinde yer alıyor. Buna Mısır’ı da ilave edebiliriz.
10- PKK-YPG lobisi ve Ortadoğu kökenli Kürt gruplarının yoğun Türkiye karşıtı faaliyetleri özellikle Avrupa Parlamentosu’nda ve hükümet çevrelerinde etkili oluyor.
11- FETÖ terör örgütü, yıllardır en kritik kurumlarda yoğun çalışma yürütüyor. Ankara’nın Avrupa’dan dışlanması ve cezalandırılması için çaba harcıyor. 12- Özellikle Fransa gibi ülkeler son dönemde Afrika ve Ortadoğu gibi coğrafyalarda Türkiye’yi rakip olarak görmeye başladı.
Paris, AB’yi arkasına alarak Türkiye’yi sıkıştırmak istiyor. Avusturya gibi Türkiye nefretinin ileri seviyede olduğu ülkelerden de pek çok konuda destek alıyor. İçinizi daha fazla karartmamak için listeyi burada kesiyorum. Batı ve genel olarak Avrupa, yatırımların büyük bölümünün geldiği yer olması ve ticaretimizin yarısından fazlasını yapıyor olmamız bakımından Türkiye için hayati önemde.
Tarihi, kültürel bağlar, turizm ve komşuluk ilişkileri Avrupa-Türkiye ilişkisini vazgeçilmez hale getiriyor. Peki, bu karmaşık durumdan nasıl kurtulacağız? İleri seviyede Türkiye düşmanlığına varan bu dalgayla mücadele etmek mümkün mü? Onu da başka bir yazıda anlatayım.