Hakan ÇelikCamdan evde oturuyorsan başkasına taş atmayacaksın

HABERİ PAYLAŞ

Camdan evde oturuyorsan başkasına taş atmayacaksın

Finlandiya ve İsveç, Ukrayna’nın işgalinden sonra Rusya tehdidinin büyüdüğü gerekçesiyle dünyanın en büyük askerî güvenlik örgütü niteliğindeki NATO’ya üye olmak istemişlerdi. Türkiye, bu iki ülkenin terörle içli dışlı bulunmaları gerçeğinden yola çıkarak NATO’ya üye olamayacaklarını ilan etti. Benim de izlediğim Madrid’deki NATO zirvesinde İsveç ve Finlandiya “terör örgütlerine destek sağlamayacakları” yönünde bir mutabakatın altına imza attı.

Geçen zaman içinde Finlandiya, bazı ciddi adımlar atarak Ankara’nın beklentilerinin bir kısmını yanıtladı, bazı önemli adımları da gelecekte atacağını taahhüt etti. Türkiye bunun neticesinde Finlandiya’nın üyeliğine itirazını kaldırdı. Finlandiya geçtiğimiz aylarda resmen NATO’ya üye oldu. 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenecek NATO zirvesi öncesinde İsveç’in üyeliği konusunda hiç gelişme yok.

Haberin Devamı

Stockholm Hükümeti bazı yasal düzenlemeler yapmış olsa da PKK ve uzantılı örgütler, İsveç’i ana örgütlenme üssü olarak kullanmaya devam ediyor. PKK, Avrupa Birliği’nin de terör örgütleri listesinde bulunmasına karşın İsveç’te para toplayabiliyor, İsveç kurumlarından çeşitli şekillerde bağış sağlıyor. Kısa bir süre öncesine kadar PKK ve YPG teröristleri İsveç yapımı silahları da kullanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Türkiye’ye ait hedeflere saldırılar düzenliyordu.

Ankara’nın İsveç’i bir güvenlik örgütü olan NATO’da istememesi doğaldır. Hâl böyle iken İsveç makamlarının tepeden bakan, Türkiye’nin vetosunu önemsiz gören ve işleri ABD üzerinden hâlletme çabası devam ediyor. Brüksel’de geçenlerde katıldığım bir toplantıda İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve ekibinin inanılmaz derecede kaba ve irite edici hareketleriyle karşılaşmıştım. PKK ve diğer terör örgütlerinin İsveç’teki faaliyet ve eylemleri bu oranda devam ederken -ABD’nin baskısı ne olursa olsun- Ankara’nın Stockholm’e “evet” diyebilme ihtimali çok zayıf görünüyor.

AKIL TUTULMASI

İsveç’te yaşanan Kur’an yakma hadiseleri ise başlı başına çok çirkin, çok tehlikeli ve son derece kışkırtıcı. İsveç’in sorumsuz davranışlarının altında akıl almaz boyutta cehalet, kibir ve şımarıklık var. “İfade özgürlüğü” ve “demokrasi” kavramlarının arkasına sığınarak insanların kutsal değerleri ve inançlarına bu denli hakaret edilmesinin kabul edilebilir tarafı olamaz.

Haberin Devamı

Eylemler genellikle bir cami önünde veya Türk diplomatik temsilciliklerinin yakınında düzenleniyor. Müslümanların ve Avrupa’da yaşayan Türklerin tuzağa düşerek büyük tepki vermesinin istendiği ve şiddet olaylarının teşvik edildiği açık. Sağduyu sahibi insanlar, bu nefret eylemine sırtlarını dönüp gidiyor; arkalarındaki karanlık güçlerin prim yapmasına izin vermiyor. İsveç, markaları ve ihraç ürünleriyle önemli bir yumuşak güç.

Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde, “Volvo Cars tarafından üretilen otomobilleri almayın, IKEA’yı boykot edin, H&M kıyafetlerini kullanmayın, hatta İsveç merkezli Spotify üyeliğinizi iptal edin” gibi çağrılar yapıldığını görüyorum. Ülkeyi yönetenlerin, karar alma noktasında olanların, 2 milyar insanı incitebilecek girişimlere şımarık gerekçelerle yol açarken bu tip tepkilerin gelebileceğini de hesaba katmaları gerekirdi. Özetle; ben krizleri İsveç kadar kötü yöneten bir ülke daha görmedim.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder