Büyük devlet olmanın gereklerinden biri de tarihe sahip çıkmak, gelecek kuşaklara doğru aktarmak ve gerekli dersleri çıkarabilmektir. Gerçekten köklü bir tarihi mirasa sahibiz. Bizden önceki kuşaklar yaşadığımız topraklarda ve yakın coğrafyada büyük medeniyetler kurdu. İmparatorluk dönemlerinin görkemli günlerine dair anlatılacak çok şeyimiz var. Hiç kuşku yok ki yukarda saydığım unsurlarla birlikte Türklerin köklü tarihini günümüze gururla taşıyan en önemli miras cumhuriyettir. Cumhuriyetimizin 100. yılını coşku ve mutlulukla kutluyoruz. Ne mutlu bize ki bu tarihin bu özel sayfasına tanık olma, birlikte yaşama fırsatı bulduk. Cumhuriyetimizin çok büyük başarıları oldu. Kurtuluş Savaşımız Cumhuriyet ile taçlandı. Haklı ve meşru bir zaferle büyük mücadelelerden çıkan ülkemiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yeni bir devlet, yeni bir ülke ve toplum inşa etti. Bunu yaparken geçmişimizi, değerlerimizi hiç unutmadık ama hep geleceğe baktık, bakmaya devam ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk bize en zor zamanlarda bile yıkılmadan nasıl ayakta kalabileceğimizin yolunu gösterdi. Cumhuriyet birçok niteliğiyle dünyadaki benzerlerinden farklıdır, eşsizdir. Özünde halk vardır, milletin mutlak iradesi esastır. Cumhuriyet çocukların verdiği umut, gençlerin enerjisi ve insanların çalışkanlığının üzerinde yükseldi.
ATATÜRK’ÜN VİZYONU
Mustafa Kemal Atatürk, dünyada hem çocuklar hem gençler için ayrı ayrı bayramlar ilan eden, onları ülkenin geleceğinin bekçileri olarak tanımlayan tek dünya lideridir. O nedenle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı bizim için çok önemli tarihler olarak kutluyoruz. Tıpkı bugün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi. Bu bayramlar, aynı zamanda bizi birleştiren, bir araya getiren, bir ulus olma bilincini ve bu ülkenin değerini hatırlatan günler niteliğinde. Türkiye, kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren ilk ülkelerden biridir. Atatürk modern bir ülkenin ancak kadınların özgürlüğü, eğitilmesi ve hayata katılmasıyla mümkün olabileceğine inanıyordu. Gelecekte başarılı olabilmek için tarımın, eğitimin, sanayileşmenin önemini çok iyi biliyordu. O nedenle Türkiye’nin kalkınma hamlesinde çok önemli rol oynayan üretim, sanayi, ulaşım hamleleri o dönemde atıldı. Atatürk “İstikbal Göklerdedir” ifadesiyle havacılık ve teknolojinin önemine daha o günlerden işaret etti. “Yurdu demir ağlarla örme” hedefiyle ulaşımın, demiryollarının ne kadar stratejik öneme sahip olacağını ortaya koydu.
LAİKLİK SİGORTAMIZ
Türkiye, bugün din, tarih ve kültür açısından benzerliklere sahip olduğu Ortadoğu ülkelerinin tamamından daha gelişmiş ve modernleşmiş bir ülke. Bunu cumhuriyetin ilkeleri ve kazanımlarına borçluyuz. Ben bu prensipler arasında laikliğin ayrı bir önemi olduğuna inanıyorum. Güney komşularımız İran, Irak, Suriye, Lübnan ve kuzeydeki Afrika ülkelerinin tamamı din, mezhep savaşlarıyla boğuşuyor. Seçimler yapılamıyor, demokrasi ve insan haklarından söz edilemiyor. Bugün Türkiye çeşitli sorunları ve eleştirilebilecek yanlarına karşın bu ülkelerin hepsinden farklıdır. Din, inanç özgürlüğü demokrasilerin temel niteliklerinden biridir. Türkiye bu konuda insanlarına bütün özgürlükleri, imkanları sunan bir ülke. Diğer taraftan hukuku ve demokrasiyi bir kenara bırakıp tarikat, cemaat, aşiret ve anayasa dışı yapıların bütünüyle hakimiyetine giren ülkelerin hali ortada. 15 Temmuz sürecinde Türkiye bu konuda hataların, ihmallerin ağır sonuçlarıyla karşılaştı. Bu trajik olaylardan ciddi derslerin çıkarıldığına inanıyorum. Kısa bir süre önce Yeşilköy’de açılan Süryani Kilisesi, Türkiye’de çeşitli inanç gruplarının, farklı dinlerden insanların ibadetlerini özgürce yapabildiğinin güzel bir örneği oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kilisenin temel atma töreninden açılışına kadar olan süreci bizzat takip etti.
Gazi Mustafa Kemal’in Milli Mücadele için 16 Mayıs 1919’da harekete geçtiği Karaköy Galata Rıhtımı’na Beyoğlu Belediyesi tarafından “İlk Adım” anıtı dikildi. İstanbul Valisi Davut Gül’ün de katılımıyla açılışı gerçekleştirilen anıt, bu eşsiz mücadelenin güzel bir sembolü olarak buradan geçen milyonlarca kişi tarafından görülecek.
SORUMLULUĞUMUZ BÜYÜK
Cumhuriyetimizin bize yüklediği başka sorumluluklar var. Geçmişten devraldığımız tarihimiz ve değerlerimizin büyük sorumluluğuyla gelecek kuşaklar için daha yaşanabilir, insanların daha mutlu olacağı, daha az gelecek kaygısı yaşayacağı bir ülke bırakabilmek bizim elimizde. Ekonomik, insani ve sosyal gelişim için Türkiye bilim, sanayi ve teknoloji yolundan ayrılmadan ilerlemeye devam etmeli. Dünya ülkeleri de boş durmuyor. Keskin bir rekabet ve ülkeler arasında savaşlara varan bir çekişme var. Bu yolda hep birlikte el ele verip topyekûn mücadele etmeliyiz. Ağır kutuplaşmalar bizi yoruyor, enerji kaybettiriyor. Görüş ayrılıkları ve farklılıklarımız, demokrasinin gereğidir. Farlılıkları bir çatışmaya dönüştürmeden birlikte istifade etmek ise ülkeyi yönetenlerin, siyasetçilerin görevi. Cumhuriyetimizin yeni döneminde, Türkiye’nin ikinci yüzyılından ben umutluyum, beklentilerim çok. Hep birlikte başarabileceğimize inanıyorum. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. Yaşasın Cumhuriyetimizin 100. Yılı.