Twitter hesabımın en başında sabitlediğim bir mesajım var. Orada şunu söylüyorum: DEPREM: İstanbul’da gelecek 30 yıl içinde 7.0 ve üzerinde bir deprem olma olasılığı yüzde 65! Yapmamız gereken çok fazla şey var. Deprem hazırlığı gündemimizden hiç düşmeden, en öncelikli konularımızdan biri olmalı. Mecburuz! Bu notu sabitleme amacım, takipçilerimin konuyu akıllarından hiç çıkarmamasını sağlamak, farkındalık oluşturmak...
Riskleri anlatmak için şimdiye kadar yüzlerce yazı yazdım, televizyon ve radyo programları yaptım. Türkiye’deki durumumuz şu: Sallanmadığımız zamanlarda deprem konusunu neredeyse hiç hatırlamıyoruz. Yerkabuğu ara ara harekete geçerek İstanbullulara “Ben buradayım” diyor. Perşembe günü merkez üssü Tekirdağ civarı olan 4.3 büyüklüğünde bir sarsıntı daha gerçekleşti.
Fakat bu depremin gündem oluşturma gücü de birkaç saat ile sınırlı kaldı. Deprem yaşanmadığı sürece kimse bu konuyu konuşmak istemiyor. Televizyon kanalları depremin hemen ardından bilim insanlarını ekrana çıkarıyor, onlar da doğal olarak aynı bilgiyi tekrar ediyor: Mutlaka büyük deprem olacak, ne zaman olacağını söylemek imkânsız ancak zamanın daraldığı kesin!
Biz ise sürekli bu gerçekten kaçıyoruz. Oysa, Türkiye’deki yapı stoğu çok düşük kalitede olduğu için 5.0 büyüklüğündeki sarsıntılar bile binaların çökmesine neden olabiliyor. İşte Anadolu’da, Niğde, Elazığ, Malatya, Aksaray depremleri... Ülkemizde acil müdahale edilmesi gereken 6.7 milyon riskli bina var, bunların yaklaşık 500 bini Marmara bölgesinde.
İstanbul’daki binaların yüzde 90’ı deprem yönetmeliklerindeki şartları karşılamıyor. Geçenlerde bir yayına çıkan Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı İstanbul’daki riskli alanlarda 2 milyondan fazla insanın yaşadığını hatırlattı. Ben bu sayının biraz daha fazla olduğu görüşündeyim. Yapılan hesaplamalara göre olası büyük depremde 640 bin hanenin barınma ihtiyacı ortaya çıkacak! Deprem başlığı altında, ulaşım, barınma, beslenme, hijyen, ısınma gibi onlarca hayati konu var. Bunlar üzerinde yeterince çalışılmıyor.
BELEDİYELERİN ROLÜ
Müteahhitler kentsel dönüşüm çalışmalarında inisiyatif kendilerinde olduğunda çoğunlukla hızlı ve yüksek gelir elde edebilecekleri alanlara yöneliyorlar. Bazı bölgelerde dönüşüm yavaş gidiyor. Durumu tersine çevirecek önemli adımlar da var. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, CNN Türk’teki programımda uygun fiyatlı konutların yapımına hız vereceklerini açıklamıştı.
Geçtiğimiz günlerde Bahçeşehir’de yapımına yeni başlanan “Yuvam Bahçeşehir Evleri” projesinin tanıtım toplantısına davetliydim. Gelir paylaşımlı ortaklık esasına göre yapılacak olan konutlarda Başakşehir Belediyesi’nin de ciddi katkısı var. Projedeki konutlar ulaşılabilir fiyatlardan başlıyor. Yeni teknolojiyle inşa edilen konutlar büyük depremlere bile dayanabilecek özellikte.
Etkinlikte, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu ile son hazırlıkları konuşma fırsatım oldu. Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilçelerinden biri olan Başakşehir’de temel önceliklerinin depreme hazır konutlar ve altyapı inşa etmek olduğunun altını çizdi. Belediyelerin bu tür projelerin içinde bulunması, kontrol mekanizması oluşturması değerli. Umarım İstanbul’un diğer ilçelerinde de dar gelirli vatandaşlarımızın erişebileceği benzer projelere hız verilir.