Yaklaşan seçim ve aşırı yoğun gündem nedeniyle yeterince konuşulamayan uluslararası bir zirveden bahsetmek istiyorum. Dünyanın en önemli şirketlerinin
[[HAFTAYA]]
CEO’ları, genel müdürleri, mali sistemin kilit isimleri, akademisyen ve uzmanlar üç gün boyunca Türkiye’de olacak. Türkiye, kasımda dünyanın en büyük ekonomilerinin liderlerinin katılacağı G-20 zirvesine ev sahipliği yapacak.
Bu buluşmanın öncesinde -bugün ve yarın- Ankara’da 60 ülkeden bin kişinin katılımıyla B-20 (Business-20) konferansı düzenlenecek. Resmi adı “B-20 Turkey Conference” olan etkinliğin koordinasyonunu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yapıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve ekibinin iki yıldır üzerinde çalıştığı bu buluşma, Türkiye’nin küresel ekonomide öne çıkması ve yeni yatırımları çekebilmesi adına hayati önemde. Konferans bugün 13.00’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yabancı konuklara yapacağı konuşmayla başlayacak.
Yarın Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşacak. Bu ay içinde New York’ta BM zirvesine de katılacak olan Davutoğlu’nun, ABD ziyareti öncesinde vereceği mesajlar merak ediliyor. B-20 ve G-20’de hükümetler arası bağlantı fonksiyonunu; Ali Babacan’dan ekonomi yönetimini devralan, Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz üstleniyor. B-20’nin Türkiye Şerpası (yöneticisi) ise genç kuşağın başarılı akademisyenlerinden Sarp Kalkan. Koç, Doğuş, Socar, Vestel, Fiba’nın aktif destek verdiği B-20 çalışmalarına TÜSİAD, Dünya Bankası, IMF-OECD gibi uluslararası kuruluşlar da katkı sağlıyor.
***
Oturumlarda Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın bir sunumu var. Başçı ile aynı panelde Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, The Bank of France Başkanı Christian Noyer, Avustralya Hazine Bakanı Joe Hockey, Meksika Merkez Bankası’ndan Agustin Carstens ile Dr. Ragnuram Rajan söz alacak. Çeşitli oturumlarda Ferit Şahenk, Cansen Başaran Symes, Hüsnü Özyeğin, Güler Sabancı, Ali Koç, Muhtar Kent, Gökhan Öğüt, Erdal Bahçıvan, Nail Olpak, Arda Ermut, Kenan Yavuz’un da konuşmaları var.
“Profili bu kadar yüksek insanlar toplanıp ne yapacak?” derseniz şöyle özetleyebilirim: Amerikan Merkez Bankası FED’in alacağı faiz kararı, Çin ekonomisindeki yavaşlama, daralan pazarlar, mülteciler sorunu, Ortadoğu’daki kaos, Ukrayna’daki Rus müdahalesi gibi sadece ekonomiyi değil, uluslararası sistemi ilgilendiren çalkantılı meseleler masada olacak...
Bu zor ortamda, artan nüfusun iş ihtiyacına yanıt vermek için istihdam yaratılmalı, büyümeye konsantre olunmalı. Bunun başarılabilmesi için istikrar ve güven ortamının yakalanması gerekiyor, çatışmaların durdurulması ve kalıcı barışın sağlanması da buna bağlı. Güçlü demokrasi, yapısal reformlar ve hukuka uygunluk; temel kriterler olmalı.