Giriş
Türkiye’de seçim gündemiyle yoğun şekilde meşgul olduğumuz günlerde bireysel teknolojiler alanında önemli gelişmeler yaşandı. Geçen yıl ABD-Apple Park’ta bizzat katıldığım “Geliştiriciler Konferansı”nı bu kez (WWDC23) uzaktan, online takip ettim. Bu teknoloji zirvesi sadece tek bir kuruluşun yeniliklerini görmek açısından değil tüketici elektroniğinde yeni küresel standartların belirlenmesi bakımından da önemli. Dünyanın en büyük ve güçlü teknoloji şirketi Apple, uzun süredir beklenen gerçek anlamda dijital devrimin de kapılarını araladı.
“Karma gerçeklik gözlüğü” Apple Vision Pro, el ve göz hareketleriyle komutlara yanıt verilmesine olanak tanıyor. Bu gözlükler yıllar önce ilk kez bilim kurgu filmlerinde karşımıza çıkmıştı. Acaba bu yeni cihaz, bilgisayarların yerini alabilecek mi, klavye kullanmak yerine sadece gözlerimiz ve belki sonraki aşamalarda düşüncelerimizle dijital evrende dolaşabilecek miyiz? Henüz kesin bir yanıt vermek zor fakat bu yolun açılmakta olduğu kesin.
Zira Elon Musk gibi bazı isimlerin düşünce gücü ve beynin fonksiyonlarını makinelerle eşleştirme gayretleri devam ediyor. Gözlük gibi yeni cihazların başarılı olabilmesi ve yaygınlaşabilmesi için kullanım kolaylığı, çözünürlük ve fiyat bileşenlerinde iyi bir oran yakalanmasına ihtiyaç var. Apple, Geliştiriciler Konferansı’nda gözlüğün yanında 15 inç MacBook Air, yeni telefon işletim sistemi iOS17, yeni Mac Studio ve Mac Pro, watchOS 10, iPadOS17, tvOS17, macOS Sonoma’yı da ilk kez duyurdu.
ÖNCE GÜVENLİK
Yeni teknolojilerin en önemli yanlarından biri, hayat kurtaran özelliklere sahip olmaları. iPhone telefonlar ile gelen “tıbbi kimlik” fonksiyonu acil durumlarda kritik bilgilerin önceden belirlenen kişilere ulaştırılmasına imkân veriyor. Tıbbi kimliği, telefon kilitliyken de görülebilir hâlde ayarlamak mümkün. Bu sayede acil durumlarda yardımcı olmak isteyen bir kişi şifreyi bilmeden de telefondaki bilgilere ulaşabilir. Burada kan grubu bilgileri, alerjiler, doğum tarihi gibi temel veriler görülebilir. Apple Watch’taki düşme algılama teknolojisini de çok önemsiyorum.
Zira düşmek yaşlılar başta olmak üzere herkes için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Saatteki sensör ve yazılım sert bir düşüş algıladığında acil servise bağlanmaya yardım ediyor ve seçilmiş kişiye haber veriyor. 18-55 yaş aralığındaki kullanıcıların bu ayarı manuel açmasında yarar var. Daha yaşlı kullanıcılar için sistem devrede hazır bekliyor.
- Acil durumlar için Watch ve iPhone’daki LED flaş, el feneri olarak da kullanılabiliyor.
- SOS ile arama yapıldığında, iPhone yerel acil servis numarasını otomatik arıyor ve konum bilgilerini acil servislerle paylaşıyor.
- Apple Watch Ultra ile siren sesini kullanarak yardım çağrılabiliyor.
- Siri ile cihaza dokunmadan mesaj gönderilebiliyor. Bu özellikler, Türkiye gibi depremlerin yaşanma sıklığının yoğun olduğu ülkeler açısından hayati nitelikte. Nitekim Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkaz altındaki bazı insanlara bunun gibi teknolojiler yardımıyla ulaşılabilmişti.
- Kritik yeniliklerden biri de Pusula. Bu uygulama, örneğin karlı ve karanlık yollarda veya orman gibi yönün bulunmasının güç olduğu yerlerde başlangıç noktasına dönülmesine imkân veriyor.
