Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirdiğinin bütün dünyaya ilan edildiği ve Kabil havalimanında kaosun yaşandığı saatlerde İstanbul’dan Türk Hava Yolları’nın TC-JJM tescilli Boeing 777 ER uçağı havalanmıştı.
Uçağın Kabil’e inmesi, oradaki Türk vatandaşlarının tahliye operasyonlarına katılması bekleniyordu. Afganistan’dan gelen sıkıntılı haberlere karşın uçak rotasını değiştirmedi ve uzun bir uçuşun sonunda Kabil’e inişi gerçekleştirdi. Havalimanındaki durumun belirsizliği ve pistlerin çevresinde insanların akın etmiş olması iniş ve kalkış operasyonlarını olağanüstü güçleştirmişti.
THY pilotları, Kabil meydanındaki Türk güvenlik görevlileri ve yerde planlamaları gerçekleştiren ekiplerle görüşerek güvenli bir alçalmadan emin olduktan sonra Kabil’e iniş kararı aldı. Böylesine zor şartlarda bir meydana inmek kararlılığın yanı sıra bilgi ve tecrübe gerektirir.
Hiçbir havayolu kuruluşu ve hiçbir pilot körü körüne inmez. THY’nin Afganistan’da yıllarca kurduğu iyi ilişkilere, kabin ekipleri ve yer hizmetlerinin becerisi eklenince iniş sorunsuz şekilde gerçekleşmiş oldu. Bu uçuşta THY uçağında kaptan pilot Arslan Özkan, Josef Pivarlı, ikinci pilotlar Erbil Yurtseven ve Tayfun Akcar görev yapıyordu.
Uçak Kabil’de belli bir süre bekleyip çok zor şartlar altında yolcularını aldıktan sonra en az iniş kadar zor bir operasyonla kalkmayı başardı. Tam o esnada Afganlar, Amerikan uçaklarına yaptıkları gibi THY uçağının üzerine atlamaya kalksalar çok korkunç görüntüler ortaya çıkabilirdi.
Uçak yeterli yakıtla Afganistan’a uçtuğu için Kabil’de ilave yakıt alımı gerçekleştirmedi zira ikmal için pompaların yanaşmasını beklemek çok daha büyük bir risk oluşturabilirdi. THY’nin İstanbul-Los Angeles arasında aktarmasız uçuş yapmasına imkan veren Boeing 777 gibi geniş gövdeli büyük bir uçağa sahip olması bu operasyonda avantaj olarak kayıtlara geçti.
Birçok ülkenin diplomatları gizlice Afganistan’dan kaçarken Türkiye Cumhuriyeti’nin Kabil Büyükelçisi Cihad Erginay ve Büyükelçilik çalışanları da vatandaşların oradan ayrılmasına önemli katkı sağladı. Hepsini kutluyorum.
İNSANİ UÇUŞLAR
THY, Avrupa’nın birçok ülkesinde küçük şehirlere bile seferler düzenleyerek küresel havacılık ekonomisine ve turizmine katkı sağlıyor. Bunun yanında Somali’den Sudan’a Balkanlar’dan Kafkaslar’a kadar geniş bir coğrafyada komşu ve dost ülkelerin acil ulaşım ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor.
İran-Irak savaşında bombardıman riskinin tam ortasında kalınca Japonlar Türkiye’den vatandaşlarının kurtarılması için acil yardım istemişti. Dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal da Japonya’nın yardım çağrısına hemen yanıt verilmesi talimatını vermişti.
Bunun üzerine THY’ye ait TC-JAY tescilli DC-10 tipinde bir uçak hemen Tahran’a giderek orada çok büyük tehlike altında bekleyen Japonları İstanbul’a getirdi. Bu anlamlı yardım, zaten iyi olan Türk-Japon ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. O uçuşun bugün aramızda bulunmayan kaptan pilotları Orhan Suyolcu ve Ali Özdemir’i de rahmetle anıyorum. Pandeminin en kritik günlerinde ilaç ve aşıları taşıdıklarını, zor durumdaki ülkelere Türkiye’nin yardımlarını ulaştırdıklarını hatırlatmakta fayda var. İyi ki THY gibi bir kuruluşa sahibiz.