Seçim tartışmaları yeniden bütün sıcaklığıyla gündemde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konu farklı zamanlarda kendisine sorulduğunda “Seçimler zamanında, 2023’te yapılacak” demişti. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli de benzer yorumlarda bulunmuştu. Millet İttifakı ve genel olarak muhalefet bloku ise seçimlerin erkene alınması çağrılarını yineliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Deva Partisi lideri Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Gelecek Partisi lideri Ali Babacan’ın bu yönde çağrıları oldu. Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan. Peki, Millet İttifakı’nı kim temsil edecek?
Partiler farklı adaylar mı çıkaracak, ortak bir isim üzerinde mi uzlaşılmaya çalışılacak? Bir süredir CHP’nin adayının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olacağı ileri sürülüyor. CHP liderinin bu yönde kesinleşmiş bir açıklaması yok. TBMM’de grup konuşmasındaki bir sözü üzerinden bu çıkarım yapılıyor.
Kendisine yakın olduğu ifade edilen bazı isimlerin değerlendirmeleri esas alınıyor. Ben Kılıçdaroğlu’nun netleşmiş kararı olduğunu düşünmüyorum. Kapsamlı ve çok boyutlu değerlendirmelerinin devam ettiği kanısındayım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Ekrem İmamoğlu’nu aday göstermesi birçokları bakımından şaşırtıcı bir adım olmuştu.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi, İstanbul gibi çok zor bir yerde seçim kazandırdı. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi için şu an akla gelmeyen bir profili öne çıkarma ihtimali yine söz konusu olabilir. Kaldı ki, CHP’nin önemli isimleri Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’ın adı çok geçiyor.
Son dönemde çıkışlarıyla daha fazla dikkat çeken Meral Akşener’in de adaylık arzusu biliniyor. Bu seçimde her bir oy kıymetli olduğuna göre HDP’nin ne yapacağını da yakından izlemek gerekir. Bazı televizyon yayınlarında HDP seçmeninin etkisi yokmuş gibi siyasi planlardan söz edilmesine çok şaşırıyorum. Hatta Saadet Partisi’nin (SP) de belirleyici rolü göz ardı ediliyor.
SP’li Oğuzhan Asiltürk’ün kongre hamlesinin yönetimi değiştirmeye yetip yetmeyeceğini göreceğiz. Millet İttifakı cephesinde şu an için bilinmeyen çok nokta var ancak ben tarafların en üst düzeyde uzlaşma arayışıyla yola devam edeceklerini düşünüyorum.
ALTACA’NIN TÜRKÜSÜ
Türkiye Büyük Millet Meclisi dünyada fiziki eyleme dönüşen en sert kavgaların yaşandığı parlamentolar arasında. Erkek milletvekillerinin bağıra çağıra birbirlerine sataştığı, sayıca hayli az olan kadınların söz almakta zorlandığı bir yer görünümünde.
TBMM Genel Kurulu’nda Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, eleştirilerini sıralamak için çıktığı kürsüde türkü söyledi. Gayet de başarılıydı. Kayışoğlu, ardından konuşmasını gerçekleştirdi. Gece 24’ten sonrası için konulan müzik yasağını eleştirdi.
Bu tepkiyi ben de haklı buluyorum zira topyekun yasak, pandemi döneminde zaten çok zor günler yaşayan müzisyenlerin çalışma alanını iyice daraltıyor. Psikolojik olarak sıkıntı içinde bulunan insanların da dinlenip eğlenebilecekleri zaman dilimini kısıtlıyor. CHP’li vekil bu çıkışıyla
Ciddi sayıda insanı mağdur eden ve şikâyetlere konu olan bir düzenlemeyle ilgili adım atılmasının yolunu açtı.
Stresli ortamda bir tebessüm yarattı.
Kamuoyunun dikkatini çekmiş oldu.