Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korunmasıyla ilgili süreçte geçen ziyarette önemli sıkıntılar yaşanmış, ABD tarafı gerekli önlemleri almakta aciz kalmıştı.
Bu kez Amerikalıların da daha dikkatli ve özenli olduklarını gördüm. “Secret Service” (Gizli Servis) elemanları ve New York Polisi (NYPD) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin önünde kuş uçurtmadı.
Dün sabah kahvaltı için 5. Cadde üzerindeki Simit Sarayı’na gittim. New York’un en ünlü ve pahalı mekanında bir Türk markası görmek güzel.
Kısa süre içinde sadece New York’taki Türklerin değil Amerikalıların ve yabancıların da çok sevdiği bir yer haline gelmiş.
Gazeteleri önüme almış çalışırken kapıdan Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın girdiğini gördüm. Public Library’de (Milli Kütüphane) bir konferansa gelmiş.
Bu arada İlber Hoca ile CNN Türk’te bu pazar sabahı 10.00’da canlı yayın için sözleştik. Dış politikadan eğitime birçok konuyu konuşacağız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gezisiyle ilgili notları paylaşmak için Doğan TV Ankara Temsilcisi Serdar Cebe ile CNN Türk’te canlı yayınlar yapıyoruz.
Her seferinde yanımıza Türk öğrenciler geliyor. En son ODTÜ, Bahçeşehir, Kocaeli ve Erciyes Üniversitesi öğrencileri bizimleydi.
Türkiye ile saat farkı nedeniyle ABD saatiyle 01.00-02.00 civarında yayın yaptığımız için halimize acıyıp bize kahve getiriyorlar.
“Work and Travel” (Çalış ve Seyahat Et) programıyla çok sayıda öğrenci ABD’ye gelmiş.
En büyük endişe Donald Trump yönetiminin bu programa da sınırlama getirebilecek olması.
New York öyle bir şehir ki, zaten pek Amerika gibi değil. 24 saat canlı, hareketli ve aşırı dinamik. Bu nedenle “Uyumayan şehir” diyorlar.
Hele Birleşmiş Milletler zirvesi sırasında sadece liderler değil, derdi ve meselesi olan herkes oraya geliyor. “Liderler bu sorunların çözümünü sağlıyor mu?” derseniz maalesef diyeceğim. Çünkü BM’nin bugünkü yapısıyla herhangi bir sorunu çözebilmesi olanaksız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan BM’nin acizliğini yıllardır “Dünya 5’ten büyüktür” sözüyle ortaya koyuyor. Sadece eleştirmekle kalmayıp çözüm de öneriyor.
Nitekim Genel Kurul’daki konuşmasında bunu tekrar hatırlattı. “Güvenlik Konseyi sadece 5 daimi üyeden oluşmasın. Dünya ülkeleri dönüşümlü olarak burada temsil edilsin” dedi.
Bu sözleri ciddi alkış da aldı. Almanya, Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi güçlü ancak Güvenlik Konseyi üyesi olmayan ülkeler de bu değişimden yana...
Erdoğan liderlere yönelik konuşmasında İsrail’in yeni yerleşim konusundaki politikalarına eleştiriler getirdi. Ancak bir taraftan da Ankara ve Tel Aviv arasında normalleşme çabaları sürüyor.
Nitekim Erdoğan, Amerika’daki Yahudi lobisinin önemli temsilcileriyle bir araya geldi. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Jim Jeffrey ile eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da oradaydı.
İsrail ve Türkiye arasındaki sürecin ekonomi tarafında daha çok gelişme var.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci şu anda bir dizi önemli projeyi takip ediyor.
New York’ta İran lideri Hasan Ruhani ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu dikkatle takip edilen liderler arasındaydı.
Hem İsrail hem de İran ile konuşabilen az sayıda ülkeden biri Türkiye. Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 Ekim tarihinde İran’a gidecek.
Özellikle zamanlama açısından çok kritik bir ziyaret. Erdoğan’dan önce Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar Tahran’da temaslarda bulunacak.
Kısa süre önce de İran Genelkurmay Başkanı Ankara’daydı. İran, Rusya ve Türkiye arasında zaten başarıyla devam eden bir Astana süreci var...
Erdoğan-Trump zirvesi bugün Türkiye saatiyle 22.00’de. En kritik mesele 25 Eylül’de yapılacağı açıklanan Kuzey Irak referandumu.
Her iki liderin de referandumun yapılmaması yönündeki seslerini yükseltme ihtimalleri kuvvetli.
Erdoğan 22 Eylül’de New York’tan döner dönmez hemen Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılacak. Aynı gün Bakanlar Kurulu kararları açıklanacak.
21 Eylül 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı