Refah düzeyinin çok yüksek olduğu ABD, Norveç, İsviçre gibi ülkelerde yaşayanlar uzun yıllar boyunca büyük problemlerle boğuşanlara sırtlarını döndüler, sorunlarına karşı duyarsız kaldılar ve uzaklardaki sıkıntıların kendilerini hiçbir zaman etkilemeyeceğini düşündüler.
Koronavirüs sert bir yumruk gibi patladı. Salgınların, sınırları nasıl kolaylıkla aşabildiği, zengin- yoksul, eğitimli-eğitimsiz ayrımı yapmadan herkesi, hatta güçlü ülkelerin liderlerini nasıl pençesine aldığını herkes gördü.
Bundan böyle dünyanın en uzak noktasında bile olsa kıtlık, sağlık sorunu veya afetlere küresel olarak duyarsız kalınamaz. İnsanlığın geleceği, dünyanın daha yaşanabilir bir gezegen olabilmesi için duyarlı olmaya, empati kurmaya ve el birliğiyle çalışmaya ihtiyacımız var.
İtalya'ya bunu yaptılar
Biz Türkiye olarak kötü ve zor günlerde yalnızlığın ne olduğunu çok iyi biliriz. Terörle mücadelede, ekonomik krizlerde, afetlerde hep kaderimizle baş başa kaldık. Ekonomik kriz vurduğunda Yunanlar da bunu yaşamıştı. Almanlar kötü davranmış, feci şekilde aşağılamış, Yunan maliyesinin başına kendi adamlarını getirmişlerdi.
Alman basınında Yunanlarla dalga geçen yazılar çıkmıştı. Bir başka üzücü deneyimi bu kez İtalyanlar yaşıyor. Avrupa Birliği’nin kurucu üyesi ve Batı medeniyetinin temellerinin atıldığı yerlerden olan İtalya, koronavirüs krizinde yapayalnız.
Zengin komşuları, Fransa ve Almanya’dan yardım alamadıkları gibi parasını ödeyerek maske temin etmelerine bile sıcak bakılmadı. “Avrupa Birliği böyle zor zamanlarda bile işe yaramayacaksa ne faydası var?” diye sormak gerekir. İtalya’da yaşayan yönetmen Ferzan Özpetek, Instagram paylaşımlarında halkın bu konuda yaşadığı hayal kırıklığını dile getiren mesajlar paylaşıyor...
Bu tip acı olaylar komşunun komşuyla dayanışma içinde olması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Bencil Batı ve Kuzey ülkelerinin sadece kendileriyle ilgilenmesinin, İspanya, Yunanistan, İtalya ve Türkiye gibi binlerce yıldır ortak kaderi paylaşan bölge ülkelerini yeni ittifaklar kurmaya iteceğini düşünüyorum. Çünkü coğrafya bizim kaderimiz.
Ders olacak mı?
İnsanlar birbirlerine, doğaya, hayvanlara çok kötü davranıyor. Ormanlar yanıyor, balık türleri yok ediliyor, vahşi bir kar hırsıyla her seferinde daha fazla tüketim pompalanıyor. Kaynaklar yağmalanıyor, inanılmaz bir vurdumduymazlık yaşanıyor. Manzara için ağaçlar kesiliyor.
Doğa her seferinde isyan ediyor, işaret veriyor insanlar anlamamakta direniyor. Koronavirüs salgını, bu hayatta yaptığımız hataları sorgulamak ve hesaplaşmak için de bir kapı aralıyor. Umarım insanlık doğru bir ders çıkarmayı başarır.