Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan tarihini nasıl tarif edeceği, muhtemelen köşe yazımın gazetemizde yayınlandığı saatlerde belli olacak. Associated Press, Reuters gibi haber ajansları ve The Wall Street Journal Gazetesi ve hatta CNN International tarafından paylaşılan analizlerde Biden’ın 24 Nisan için “soykırım” ifadesini kullanacağı aktarıldı. Ermeni diasporası ve ABD Kongresi’ndeki çeşitli gruplar Biden’ın bu kez “soykırım” tanımını kullanması için çok bastırdı. Biden da kampanyası sırasında, seçilmesi hâlinde bu yönde adım atacağını söyledi.
EN KÖTÜ DÖNEM
ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler, tarihin en kötü döneminden geçiyor:
- Amerikan yönetimi PKK terör örgütünün uzantılarına tam destek veriyor.
- Fetullahçı terör örgütü ve lideri korunuyor, kollanıyor. FETÖ bir terör örgütü olarak kabul edilmiyor.
- Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege’de Türkiye’nin aleyhinde bir pozisyon izleniyor. Yunan tezlerine tam destek veriliyor.
- S-400 alımından ötürü CAATSA yaptırımları uygulanıyor. Kritik ve stratejik silah sistemleri verilmiyor. Sıkıntılı durumun daha da kemikleşmesine neden olacak bir hamle de F-35 konusunda geldi. Washington, Türkiye’nin savaş uçağı programından bütünüyle çıkarıldığını Ankara’ya resmen bildirdi. Türk makamlarının ABD’li muhataplarına “Bu konuyu enine boyuna görüşelim, bizim atabileceğimiz adımlar varsa bunu da düşünelim” çıkışı hiçbir şekilde karşılık görmedi. Amerika, Türkiye’nin S-400’den tamamen vazgeçmesini ve hatta topraklarından çıkarmasını istiyor. Mevcut durumda Türkiye sipariş ettiği ve parasını ödediği hâlde uçaklarını kesin olarak alamayacak. F-35 için üretim yapan şirketler de zora girecek.
Türkiye bu tablo karşısında Milli Muharip Uçağı (MMU) geliştirme çalışmalarına hız verdi. Fakat uçağın operasyonel hâle gelmesi en az 10-15 yıllık bir süre gerektiriyor. Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-16 uçakları, bu zaman zarfında hayli eskimiş olacak. S-400 seçiminde olduğu gibi aynı yolun izlenmesi ve Rusya veya Çin’den savaş uçağı alınması durumunda Türkiye bütünüyle NATO’dan uzaklaşmış olur.
Avrupa’dan geçici bir ihtiyacı karşılamak için uçak temin edilmesi de teknik ve maliyet açısından güç. İHA ve SİHA’lar konusunda başarılıyız, dünyadaki en iyi birkaç ülkeden biriyiz. Ancak savaş uçaklarının devreye girdiği konvansiyonel bir çatışmada insansız hava araçlarının oynayacağı rol sınırlı kalır. Peki ne olacak? Çalışmalar daha büyük bir hızla yürütülebilir mi?
Başka alternatifler de düşünülebilir mi? Milli Muharip Uçak’la ilgili çalışmaların yürütüldüğü TUSAŞ’ın Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil yarın akşam 20.45’te CNN Türk’te canlı yayın konuğumuz olacak. Yeni uçağın geliştirilme aşamalarını ve kamuoyunun bu konuyla ilgili merak ettiği -yukarıda sözü geçen- bütün başlıkları enine boyuna konuşacağız.