Suriye’de çok daha tehlikeli ve riskli bir döneme girildi. Batılı ülkelerin çoğu Beşar Esad’ın farklı cephelerde muhalifleri yenilgiye uğratmasını “Suriye normalleşiyor” bağlamında okuyor. Rusya da Ankara’nın kaygılarını daha az dikkate alıyor. Hâl böyleyken İdlib başta olmak üzere Suriye’de Türkiye güvenliğine tehdit oluşturan bir tırmanış söz konusu. Dünkü saldırılarda şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına Allah’tan rahmet dilerim. Suriye sorununun çözümünün ne kadar zor ve karmaşık olduğunu anlayabilmek için ülkelerin pozisyonlarını özetliyorum:
● Rusya: Kayıtsız şartsız Beşar Esad ve rejim güçlerinin yanında. Rejimin varlığından yararlanarak Suriye’ye iyice yerleşti. Hava ve deniz üslerini kalıcı hâle getirdi. Uzun savaş yıllarının en büyük kazananı oldu. Esad da, Rusya sayesinde ayakta kalabildi.
● İran: Esad rejimine en fazla destek veren ikinci ülke. Türkiye ile açıkça karşı karşıya gelmemeye çalıştı ancak kimi zaman PKK-YPG uzantıları çoğu zaman da rejim askerlerinin arkasında Türkiye’nin çıkarlarına yönelik saldırılarda rol oynadı.
● Katar: Türkiye ile benzer çizgi izliyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonlarını destekliyor. Ancak mali destek dışındaki etkisi sınırlı.
● ABD: Suriye politikası baştan sona inişli çıkışlı ve tutarsızlıklarla dolu. Önceleri “Esad mutlaka devrilecek” diyorlardı. Radikal grupların güçlenmesi ve DEAŞ’ın etkinliğinin artması Amerikan kamuoyunda bu politikaların sorgulanmasına neden oldu.
ABD, Esad karşıtı bazı gruplara destek sağlarken diğer taraftan da PKK-YPG ile yakın işbirliğini sürdürüyor. Esad’ın geçiş sürecinde liderlik etmesine itiraz etmiyor. En önemli kaygısı petrol kuyularının geleceği!
● Avrupa Birliği: Suriye politikası belirsizliklerle dolu. Her ülke başka bir yere çekiyor. AB’nin en güçlü ülkesi Almanya, aynı zamanda Avrupa’da en fazla Suriyeli mülteci alan ülke. Bu durum Almanya’da hükümetin sarsılmasına ve ırkçılığın hortlamasına neden oldu.
Almanlar daha fazla mülteci akınına neden olacak her türlü girişime karşı. Bununla birlikte Almanya Başbakanı Angela Merkel Suriye’nin geleceği ve insani konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile en fazla irtibat hâlinde olan, işbirliği yapan lider konumunda.
● Fransa: Suriye Fransa’nın eski sömürgesi ve Fransız hükümeti Türkiye’nin attığı her adıma karşı. PKK-YPG’nin Avrupa’daki en büyük hamisi durumunda.
● Birleşik Arap Emirlikleri: Türkiye karşıtlığı nedeniyle rejimin işini kolaylaştıracak her türlü projeye destek veriyor.
● Suudi Arabistan: Suriye iç savaşının başında Türkiye ile ortak pozisyon belirleyen Suudi yönetimi sonraki dönemde bu çizgisini terk etti. Suudi Arabistan’ın politikaları İsrail ve ABD ile paralel ilerliyor.
Türkiye dışında bu ülkelerin hiçbirinin Suriye’ye sınırı yok. Milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp, milyonlarca sığınmacı ve şehit olan askerlerimiz, en ağır bedelleri ödeyen ülke maalesef Türkiye.