Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Ankara’da bir araya geldik. Kadına yönelik şiddetten televizyon programlarına, çocuklara yönelik şiddetten sosyal yardımlara kadar pek çok konuyu konuştuk. Bakan Yanık, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı konusunda toplumsal farkındalığı sağlamak ve olumlu sonuç alabilmek için basının daha fazla desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Olayların kışkırtıcı bir dikkat nesnesine dönüşmemesi konusunda da basının hassasiyet göstermesini istedi. Çeşitli konu başlıklarında Bakan Yanık’a sorduğumuz soruları ve verdiği yanıtları özetle aktarıyorum:
Ailenin Korunması
Araştırmalar yapıyoruz. Türkiye’de hangi kesimden olursa olsun işte seküler, dindar, az eğitimli/çok eğitimli, hiç önemi yok. Hepimiz için çok kıymetli bir kurum. Bu anlamda her türlü katkıya açık olduğumuzu hep ifade ediyoruz. Bu anlamda sorumlu yayıncılık bizim için önemli.
Nüfusumuz yaşlanıyor
10 sene önce Alzheimer, Demans dendiğinde bu neymiş diye sözlüğe baktığımız şey bugün hayatımızda çok daha yer tutuyor. Biz yaşlılığa bağlı hastalıkların şimdi bireysel sonuçlarını konuşuyoruz; ama bir 10 sene sonra sosyal sonuçlarını konuşmaya başlayacağız. Demografimiz çok hızlı değişiyor.
Bu değişimi nasıl yöneteceğimizi ele almamız lazım. Yaşlanmanın sonuçlarını görmemizin temel sebebi ömrün uzaması. Şu anda ömür ortalamamız 78 diye hatırlıyorum. 78 yaş, bundan 20 sene, 30 sene önce çok ileri bir yaştı. Şimdi ortalama ömrü temsil ediyor. Sağlık hizmetleri kaliteli hale geldi, insanların yaşam standartları yükseldi.
Doğurganlık oranımız düştü. Kara Avrupası dünyadaki en yaşlı nüfustur. Kara Avrupa’sının ortalama 100-125 yılda ulaştığı yaşlanma oranı bizde 25 yılda tamamlanacak. Çünkü biz 80’lerde 90’larda çok kaba bir doğum kontrol uygulamasıyla karşı karşıya kaldık. O yüzden bizim demografimizin dönüşmesi çok hızlı oldu.
Şu anda doğurganlık oranımız 1.7. Bu oran 1.9’un altına düştüğünde geri çevirme şansınız ortadan kalkıyor. Yani bizim şu anda nüfusu gençleştirme ihtimalimiz de şu andaki oranlara göre yok. Dolayısıyla burada iki şeyi bir arada yapmamız gerekiyor: Aktif yaşlanma ve çocuk nüfusumuzu çok iyi yetiştirmek.
Sığınmacı Nüfusu
Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor. Özellikle Güneydoğu’dan bir geriye dönüş başladı. Yani sığınmacı nüfusun bir kısmı geriye dönmeye başladı birincisi bu. İkincisi ülke sınırları içerisinde onlarda da çok öyle absürt bir aşırılık yok.
Kadın Programları
Gündüz kuşağı programlarıyla alakalı da 2021 haziranında, RTÜK ile bir çalışma yapmıştık. Bazı meseleler var ki sadece yasaklamayla o meseleleri çözemezsiniz. RTÜK evet yaptırım uygulayan bir kurum. Ceza kesiyor vs. Ama bir noktaya kadar gider. Lütfen ortada bir reklam pastası olduğu için bu kadar rağbet ediliyorsa ne olur herkes reklam pastasından elini çeksin.
Hepimiz, bütün kanallar bitirsin bu programları. Dolayısıyla herkes vazgeçtiğinde yine ortadaki havuz aynı kalacak. Yasakladınız, cezaları artırdınız, başka bir şey bulunur. İnsanın en kolay ve net biçimde uyduğu kural kendisinin koyduğu kuraldır. RTÜK ile beraber özendirici, aile dostu olduğunu işaret edici birtakım uygulamalar hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Öte taraftan sözünü ettiğimiz sorunlu yayınlar konusunda RTÜK tabii ki bir düzenleyici veya yaptırım uygulayıcı kurum olarak üzerine düşeni yapmak durumunda. Reyting yarışına girdiğinizde o yarışın sonu yok. Bitmeyen bir yarış. O zaman herkes bıraktığında herkes tekrar eşit hale gelecek.
LGBT
Eşcinsel vatandaşlarımız da bizim vatandaşlarımız. Haklarını korumak vesaire, o ayrı bir şey. Devletin sorumluluğudur ve bundan taviz veremez. Ama öbür taraftan eşcinselliği normalleştirmek, eşcinselliği kamusal alanda hiçbir problem değilmiş gibi kabul etmemizi kimse bizden beklemesin. Ne bireysel olarak ne hükümet olarak.
İkisi birbirinden çok ayrı şeylerdir. Bu sınırı bir çekelim, ondan sonra konuşalım. Şimdi düzenlemeyle alakalı kısmına geldiğimizde orada aile değil evlilik birliği. Çünkü aile/evlilik birliği başka bir şeydir. Evlilik birliği kadın ve erkekten oluşur. Bunu niye yazmak istedik Anayasaya? Mevcut kanunlarda yok muydu? Vardı.
Dolayısıyla mevcut kanunlarımız bizim böyle eşcinsel evliliğine müsaittir de birdenbire fark ettik ama şunu anayasaya koyalım da engel olalım… Öyle bir şey yok bir defa onun altını bir çizelim. Bizim aile değerlerinin korunması, evlilik birliğinin, çocuklar, çocukların gelişimi noktasında gerçekten çok özenli bir sürece ihtiyacımız var.
Dünyada maalesef çok kesin bir LGBT propagandası yürüyor ve bunun arkasında çok büyük bir ekonomik desteğin olduğunu da, lobi desteğinin olduğunu da görüyoruz. Sadece kendi inanç değerlerimiz çerçevesinde değil. O zaten çok önemli ama öbür taraftan insani değerler çerçevesinde de eşcinselliği normalleştirmek, yayılmasıyla alakalı göz yummak gibi bir şeyimiz olamaz.
Aile Destekleri
Sosyal yardım yararlanıcısı ailelerde elektrik tüketim desteği, elektriğe bağlı cihaz kullanan engelliler varsa ısınma destekleri, doğalgaz olmayan yerlerde kömür ısınma desteği sağlıyoruz. Engellilerle alakalı birkaç farklı hizmet biçimimiz var. En bilineni sağladığımız engelli maaşları, yani nakdi destek ve aynı zamanda engelliye bakan yakını kimse, annesi/kardeşi olabilir vesaire onlara bakıcı desteği sağlamak birincisi bu.
Yine sosyal yardım yararlanıcısı engellilerimiz eğer elektrikli bir cihaza bağlı yaşıyorlarsa ayrıca elektrik tüketim desteği sağlıyoruz. Bunun dışında Gündüz Yaşam Merkezlerimiz faaliyette. . Şiddet ve Zorbalık Bizim de şu anda bakanlık olarak üzerinde çalıştığımız bir mesele. Mart sonu yani Ramazan’a kalmamasını ümit ediyoruz. Bir Çocuk Şûrası yapacağız. İlk kez Türkiye’de Çocuk Şûrası içerisinde konuşacağımız başlıklardan birisi de akran zorbalığı olacak.