Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı emniyet güçleri, Barış Pınarı Harekâtı çerçevesinde kendilerine verilen emirleri harfiyen uyguluyor ve önemli başarılar elde ediyor.
Sivillerin zarar görmemesi için büyük gayret gösteriliyor. Mehmetçik bir taraftan da gittiği bölgelere insani yardım ulaştırıyor. MİT’in Suriye ve Irak’tan sağladığı bilgiler şu ana kadar çok işe yaradı.
Diplomasi masasında ise Türkiye hiç olmadığı kadar yalnız. Neredeyse bütün dünyaya karşı tek başımıza mücadele veriyoruz. ABD, Avrupa Birliği, Rusya ve Çin, Türkiye’nin Suriye operasyonunu bitirmesini istiyor.
Bu ülkelerin çoğu harekât için “işgal” ifadesini kullanıyor. Birçok alanda ezeli rekabet içinde olan Rusya ve ABD, Kuzey Suriye’de anlaştı ve Türkiye’nin önünü kesti. Macaristan, Azerbaycan, Katar, Pakistan gibi ülkelerin desteği moral açısından önemli ancak bu ülkelerin hiçbiri belirleyici aktör değil.
İşin dramatik yanı, Türkiye’nin her fırsatta yardıma koştuğu Ortadoğu ülkelerinin bir araya geldiği Arap Birliği, blok olarak karşımızda. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’da PKK’ya destek verecek düzeyde bir Türkiye nefreti hâkim.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan, evlerini terk edenlerin topraklarına dönmesini isteyen Ankara, tek başına mücadele veriyor. Suriyelilerin barınması için harcadığımız para tam 40 milyar dolar.
Yetmiyormuş gibi Arap ülkelerinin ambargo çağrılarıyla karşı karşıyayız. Bunlar Türkiye için çok ciddi bir derstir. Şimdiye kadar “ümmet” dayanışması fikriyle her konuda kayıtsız şartsız Arap-İslam ülkelerinin yanında duran Türkiye’nin bundan böyle ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre hareket edeceğini umuyorum.
İslam dünyasında “kardeş” olarak görülen ülkelerin hiçbir faydasının olmadığı ortada. Tarihî ve kültürel nedenlerle kendimize biçtiğimiz rol ile başkalarının bizi konumlandırdığı yer aynı değil. Üzücü ama gerçek bu.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence bugün Ankara’da kritik temaslarda bulunacak. Radikal görüşleriyle tanınan koyu Evangelist Pence’in gelişi beni kaygılandırıyor. Türkiye’ye baskı kurmak için burada.
Kendisi Rahip Brunson krizi sırasında inanılmaz tehditler savurmuş, âdeta Türkiye’ye savaş açmış bir isim. Pence’in ziyaretinden hemen önce uzun süredir uykuda bekletilen Halkbank konusu Trump’a rağmen raftan indirildi ve iddianame hazırlandı.
Tam da bu dakikalarda ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı PKK-YPG elebaşı ile telefonla konuştu. Cumhuriyetimizin en ağır denklemlerinden biriyle karşı karşıyayız. Bunu aşmanın yolu, yeni gelişmeleri doğru okuyan akılcı politikalar geliştirmek ve milletçe beraber olmaktan geçiyor.