Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ile yaptığımız görüşmede amiraller bildirisi, Montrö, Kanal İstanbul, ittifaklar konusunu da ele aldık. Sarıgül ne düşünüyor, partide bu konular nasıl değerlendiriliyor?
Özetle paylaşmak istiyorum:
Amirallerin bildirisi: Biz bir kriz masası kurardık; önce bakardık, bunları yayınlayanlar kim, niye yayınlamışlar. Yayınlayanların ülkemize daha önce katkıları neler diye bakardık. Aralarında çok değerli isimler var. Özellikle Mavi Vatan konusunda son derece başarılı işlere imza atmışlar ve bu bildirinin içine baktığımızda aslında bütün siyasi partilerin yapması gereken bir şeyi yapmışlar. Orada öyle bir şey diyorlar ki, Rusya olmazsa binlerce turist buraya gelmez; Rusya diyor ki, Montrö çok önemli.
Bizim dediğimizi ve amirallerin dediğini söylüyorlar: Montrö, Karadeniz’in güvenliğidir. Peki, söylenenler doğru. Biz olsaydık bunları davet eder konuşurduk. Diğer taraftan biz Türkiye Değişim Partisi olarak askerimizi severiz ama kışlada severiz. Askerimizin görevi demokrasi ile ilgili görüşlerini açıklamak değil, askerimizin görevi yurt savunmasında gerekli tedbirleri almaktır.
Montrö: Montrö Türkiye’nin tapusudur, o tapunun delinmemesi lazım. İktidardan da bu anlaşmaya bağlıyız açıklaması geldi, bunu önemli buluyorum.
Hangi ittifak?: Biz ilk turda ve ilk seçimde bu ittifaklar konusuna girmeyi asla istemiyoruz ve girmeyeceğiz. İttifak dediğiniz andan itibaren, birçok küçük parti oyunu gizlemek istiyor, birçok parti kendi gerçek gücünü göstermek istemiyor, birçok muhalefet partisi parti içi iktidarda kalayım diyerek kenara çekiliyor. Türkiye Değişim Partisi’nin oyu kıymetlidir. Biz ilk seçimde, İlk turda mutlaka kendi adayımızla seçime gireceğiz.
Kanal İstanbul: Kanal İstanbul’la ilgili bizim ne düşündüğümüzden çok uzmanların görüşleri önemli. Farklı kesimlerden siyasilerle akademisyenlerle, hocalarımızla sivil toplum kuruluşları ile sürekli bir araya geleceğiz ve bu konuyu ele alacağız. Depremsellik, ekolojik ve şehircilik açısından ciddi endişelerimiz var. Kanal İstanbul’un yapılmasını doğru bulmuyoruz ama bu noktada iktidarın muhalefet partilerinin de bunu çözmek için ortak bir çaba göstermelerini arzu ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi: 2020 yılında 382 kadını maalesef kaybettik. Sözleşmelerin maddeleri konuşulabilir ama ‘ben iptal ettim’ mantığı dünya kamuoyunda ülkemizi sıkıntıya sokan yersiz bir iptal olmuştur.
Erken Seçim: Haziran ortasında kurultay yapacağız, takvim açısından seçimin bir an önce yapılması partimizin yararına değil ama ülkemiz açısından baktığında önce ülkemiz sonra partimiz deriz.
Seçim barajı: Bir siyasi parti seçime girme geçerliliğini aldıysa hazineden yardım alması lazım. Sadece parlamentoda grubu bulunan partiler hazineden tüyü bitmemiş yetimin hakkını alıp da oradan aldığı parayla yandaş kanallar kuruyorsa o zaman yazık. Bize göre seçim barajı yüzde 3 ila 5’i geçmemeli.
Türkiye’nin en büyük sorunu: İşsizliktir, adaletsizliktir, ekonomidir.
Türkiye’nin dünyadaki yeri: Türkiye’nin geleneksel bir dış politikası var. Bizim kriterlerimiz
Avrupa Birliği normları olmalı. NATO’dan ayrılma mantığı da doğru değil.