Yazıktır, günahtır be!
Kimlere?
‘Dünya Çocuk Hakları Günü’nde (20 Kasım) dahi dilenen, dilendirilen çocuklara!
Nerelerde?
İnsan yoğunluğu olan her yerde!
Mesela metrobüsler…
İstanbul’da yaşayıp da metrobüslere binmeyeniniz, binip de yolcuların koluna-bacağına-boynuna sarılan, o çocukların sergilediği içler acısı manzarayı görmeyeniniz yoktur sanırım.
Düşünebiliyor musunuz, emsalleri okul sıralarında veya sıcak evlerindeyken, kışın soğuğunda üstte bir kazak, o metrobüs senin, bu metrobüs benim dilenmek zorunda bırakılıyorlar.
‘Zorunda’ diyorum çünkü, 7-8 yaşındaki çocuğun anne-babasına, ‘Ben, dilenci olmak istiyorum. Dilenmek çok hoşuma gidiyor” diyerek, bu işe başlayacak hali yok!
Düpedüz, zorlanarak!
Kimler tarafından?
Çocuk kaçıran, kayıp çocukları ele geçiren, çocuk kiralayan insanlık yoksunu kişi veya kişiler ile karakter zafiyetine uğramış bazı yoksul aile bireyleri tarafından.
Peki ne yapılmalı?
Zabıtanın ya görmezden geldiği ya da başa çıkamadığı bu soruna, daha önce birçok ‘dilenci çetesini’ çökerten polis el koymalı… Çocukluk hakları ellerinden alınarak ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’nde dahi dilendirilen o çocuklar topyekün kurtarılmalıdır.
Şayet, dilenmeye zorlayan anne-baba ise onlardan da!
Devletin, yurtları, okulları var.
Bunlar çocuk yahu, küçücük çocuk!
*
Koşuyor altı yaşında bir oğlan
Uçurtması geçiyor ağaçlardan
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman
Çocuklara kıymayın efendiler.
(Nazım Hikmet)
22 Kasım 2017, Çarşamba 12:50
Haberin Devamı