Işınsu KestelliCumhuriyet etkisi

HABERİ PAYLAŞ

Cumhuriyet etkisi

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıl dönümü. Bugünü daha iyi anlamak, hak ettiği değeri vermek ve bilinçli bir şekilde kutlamak için 100 yıl öncesine bakmakta büyük fayda olduğunu düşünüyorum. Ve elimden geldiğince bu konuda yapılmış araştırmaları, çalışmaları okumaya gayret ediyorum.

Rastladığım en ilginç çalışmalardan biri, Stockholm Üniversitesi’nden Rodney Edvinsson’ın, 2010’da vefat eden ünlü İngiliz İktisat tarihçisi Angus Maddison’un eserlerinden derlediği bilgiler çerçevesinde kaleme aldığı araştırma oldu.

Haberin Devamı

Edvinsson, 1990 yılı sabit fiyatlarını baz alarak, 1923’te; yani Cumhuriyet’in ilan edildiği günlerde Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü 9.8 milyar dolar olarak belirlemiş. Çalışmaya göre Türkiye ekonomisinin büyüklüğü Cumhuriyet’in 10’uncu yılında 21 milyar dolara, Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği 15’inci yılda ise 29 milyar dolara ulaşmış. Yani Türkiye ekonomisi ilk 10 yılında kümülatif olarak yüzde 114, 15’inci yılda ise yüzde 196 büyümüş.

Elbette ki bu çalışmanın asıl amacı ülkelerin ekonomik gelişimini karşılaştırmaktı.

Buna uygun bir şekilde 1923-1938 döneminde İngiliz ekonomisine baktığımızda, İngiltere’nin 15 yıllık büyümesinin yüzde 40’ta kaldığını görüyoruz.

Söz konusu dönemde Almanya yüzde 100, Portekiz yüzde 43, Hollanda yüzde 38, İtalya yüzde 35, Avusturya yüzde 29, Fransa yüzde 25, ABD ise yüzde 15 büyüme kaydederken İspanya ekonomisi ise yüzde 9 daralıyor.

Manzara bu.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı’dan kalan yıkılmış, borç batağına sürüklenmiş ekonomik mirasının küllerinden yarattığı ve tamamen üretim ekonomisine dayalı başarı öyküsü, verilen ekonomik kurtuluş savaşının da çok net bir göstergesi.

Elbette ki Cumhuriyetimiz 1938 sonrasında da büyümeye, gelişmeye devam etti. Ancak dünya nüfusundan aldığı pay ile dünya ekonomisinden aldığı pay, küçük iniş çıkışlarla yüzde 1 seviyesine sıkışıp kaldı.

Şurası bir gerçek ki; eğer gerçekten gelişmiş ve zengin ülkeler arasında yer almak istiyorsak, dünya nüfusundan yüzde 1 pay alırken ekonomiden aldığımız payı yüzde 2 ila 3 arasına çıkarmalıyız.

Haberin Devamı

İşte o zaman muhasır medeniyetler seviyesine ulaşırız ve ancak o zaman bize bırakılan bu değerli mirasa hakkıyla sahip çıkabilmiş oluruz.

İKİ GÜZEL MARŞIMIZ DAHA OLDU

Dünyanın en güçlü ordularına karşı verilen kurtuluş mücadelesini kazanmanın, Cumhuriyet’i kurmanın, ekonomik ve sosyal alanda önemli devrimlere imza atmanın coşkusuyla yazılmış, bestelenmiş veya uyarlanmış üç marşımız vardı: Onuncu Yıl Marşı, Gençlik Marşı ve İzmir Marşı...

Onuncu Yıl Marşı’nın güftesi Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar tarafından yazılmış, bestesine Cemal Reşit Rey imza atmıştı... Gençlik Marşı’nın melodisi İsveç folkloruna ait bir parçadan alınmış, Selim Sırrı tarafından notaları geliştirilmişti. Sözleri ise Ali Ulvi Elöve tarafından yazılmıştı... İzmir Marşı’nın ise aslen Kafkasya Marşı’na dayandığı söylense de bu konuda tarihçilerin farklı görüş ve iddiaları mevcut ama bu bizim konumuz değil. Zaman içinde çok sayıda genç ve başarılı sanatçılarımız bu marşların müzikal anlamda yeni düzenlemelerini yaptı. Her biri, Cumhuriyet ruhunu yansıtan bu marşların genç kuşaklara aktarılmasında önemli roller oynadı.

Haberin Devamı

Ancak 100’üncü yılda var olanlara yenilerinin eklenmesi gerekiyordu; eklendi de... Megastar Tarkan “Sen Rahat Uyu” marşıyla, başarılı Rap sanatçısı Norm Ender de “Parla” marşıyla hislerimize tercüman oldu.

Her iki değerli müzisyenimizi tüm kalbimle kutluyor; eski yeni tüm marşların meydanlarda, sokaklarda, balkonlarda yankılanacağı coşku dolu bir bayram kutlaması diliyorum.

Yaşasın Cumhuriyet!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder