Işınsu KestelliGeleceğin hızla geldiğini gözden kaçırmayalım

HABERİ PAYLAŞ

Geleceğin hızla geldiğini gözden kaçırmayalım

 

Bu köşeyi izleyenler, günlük telaşlara değil, hızla gelen geleceğe dair bir kaygı taşıdığımı bilirler. Cumhuriyetin 100. yılında her kesimi etkileyen günlük sorunların bizi daha az gelecek konuşmaya ittiğini görüyorum. Oysa dünyada iklim krizi, teknolojik dönüşüm, demografik değişiklik, parçalanmış bir dünya görüntüsü ve sosyal değişim gibi mega trendler, bireyden devlete tüm yerkürenin geleceğini giderek daha hızlı etkiliyor.

Ülke olarak ıskalama lüksümüzün olmadığı alanların başında biyoteknolojinin geldiğini düşünüyorum. Bu alandaki gelişmelerin, insan yaşamında önemli değişiklikler yaratacağı aşikâr. Özellikle sağlık, yaşam kalitesi ve gıda güvenliği temel hedefler. 2022 yılında global biyoekonominin büyüklüğü ülkelerin GSMH’nın yaklaşık yüzde 6’sına, yani 5 trilyon dolara ulaştı. 2030 yılında bu büyüklüğün 20 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Haberin Devamı

2023 yılından itibaren Cumhuriyetin ikinci asrında Türkiye’nin dünyada konumunu güçlendirecek bir vizyonu hayata geçirebilmesi için geleceğin endüstrilerinde güçlenme perspektifi ile desteklenmesi şarttır. Bu nedenle, pandeminin tüm öncelikleri değiştirdiği bir iklimde güçlü bir biyoteknoloji sektörüne sahip olmak Türkiye için bir tercih değil, zorunluluktur.

İçinde yaşadığımız dönemde Türkiye’nin görece rekabet üstünlüğü sağlayabileceği kritik sektörlerin başında biyoteknolojinin geldiği aşikârdır. Bu çerçevede biyoteknoloji sektörünün stratejik sektör ilan edilmesi ve bu yolda yapılacakların kamuoyu ile paylaşılması çok ama çok önemlidir. Bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin birkaç noktayı paylaşmak isterim.

- Gıda ve sağlık biyoteknolojisi, bir ulusal güvenlik meselesi olarak öncelikli stratejik sektör ilan edilmelidir.

- Bu sektörün özel sektör eliyle, ihtiyaç duyulduğunda global ortaklıklar ve iş birlikleri ile yerli ve milli olarak büyümesi için teşvik verilmelidir.

- Ülkemizde yüzde 18-20 bandında seyreden insan sağlığı ve tarım sektöründe ilaç ve kimyasal ihracatının ithalâtı karşılama oranında 2030’a kadar yüzde 80 oranı hedeflenmelidir.

Haberin Devamı

- Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını hızla yetiştirecek bir eğitim sistemi derhal inşa edilmelidir.

- Küresel yetenek havuzundan azami ölçüde istifade edilmesini sağlayacak teşvikler hayata geçirilmelidir.

- Türkiye, biyoteknolojide dünyanın en ileri hukuki ve regülatif altyapısına sahip kılınmalıdır.

Şüphe götürmez şekilde biyoteknoloji endüstrisi, paradigma değişikliği yaşanan alanların başında gelmektedir. Türkiye, bu adımları hızlı ve kararlı şekilde atarsa tüketen değil üreten ülkeler arasına girme şansı ve fırsatı kapıdadır. Dünyada pandemi öncesi insanların yüzde 22’si kişisel sağlığını öncelikli konusu olarak belirtirken pandemiden sonra bu oran yüzde 55’e çıkmıştır... Türkiye’de 2020’de sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı yüzde 4.7 iken OECD ortalaması yüzde 8.8 olmuştur. Ülkemizin bu alanda gidecek uzun yolu vardır.

ÇOK HIZLI TÜKETİYORUZ

Bu yıl Dünya Limit Aşım Günü, 2 Ağustos tarihine denk geliyor. Dünya Limit Aşımı Günü, “insanlığın ekolojik kaynaklara ve hizmetlere bir yıl içindeki talebinin, dünyanın üretebileceği miktarı aştığı tarihi” ifade ediyor.

Haberin Devamı

Tüm ülkeler aynı kaynakları kullanmıyor, aynı miktarda kaynak tüketmiyor veya aynı biyolojik kapasiteye sahip değil. Bu nedenle her ülkenin farklı bir aşım günü var. Bu yıl gezegenin Limit Aşım Günü 2 Ağustos’a denk gelse de 2023 yılında Türkiye’nin aşım tarihi 22 Haziran olarak gerçekleşti.

Her ülke dünyanın kaynaklarını Türkiye gibi tüketseydi 2.1 dünyaya ihtiyacımız olacaktı. Bu sayı ABD için 5.1 dünya olarak hesaplanırken Çin için 2.4, Hindistan için ise 0.8... Küresel olarak ise halihazırda 1.75 dünyaya ihtiyacımız var.

ETİYOPYA MODELİ

Yaklaşık 120 milyon nüfuslu Doğu Afrika ülkesi Etiyopya yeni bir rekora imza attı.

Tüm nüfusun, Başbakan Abiy Ahmed’in talimatıyla resmi olarak izinli ilan edildiği günde, 12 saatte 566 milyon fidan dikildi. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 20’nci Yüzyıl’ın başlarında Etiyopya’nın yüzde 35’i ormanlarla kaplıydı.
Şimdilerde bu oran yüzde 15... Etiyopya, son yıllarda giderek artan bir ilgi gören “Yeşil Miras Kampanyası” kapsamında o eski yeşil görüntüsüne kavuşmayı hedefliyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder