Giriş
Hiç, “Dolar milyarderi olmayı başaranların sırrı ne” diye düşündüğünüz oldu mu?
Milyarderliğe giden yolda şanslı olmak mı, yetenek mi, yoksa farklı düşünmek mi daha çok işe yarıyor?
Amerika Birleşik Devletleri’nde pazarlama alanında uzman olan Sarah Stanley Fallaw, yeni kitabı “Yan Kapıdaki Milyonerler: Servet Oluşturmak İçin Uzun Soluklu Stratejiler”i yazabilmek için 600 milyarderin hayatını didik didik etmiş ve ultra zenginlerle diğerleri arasındaki en temel farkın odaklanma konusundaki becerileri olduğu sonucuna ulaşmış.
Fallaw, bu durumu şöyle özetliyor: “Amaçlarına odaklanmak, yaş ve gelirden bağımsız olarak servet geliştirmek için ilk şart olarak göze çarpıyor... Zamanı, enerjimizi ve paramızı nasıl değerlendireceğimize dair kararlarımız finansal olarak bağımsız biri olmaktaki becerimizi direkt olarak etkiliyor...” Bunun yanı sıra milyarderler ve ortalama bir insan arasında beş konuda büyük fark bulunuyor. Yazara göre milyarderler ve ortalama bir insan arasında okuma, spor, sosyal medya kullanımı, uyku ve çalışma konu başlıkları arasında çok ciddi farklar var.
Milyarderler, kitap okumaya ortalama bir Amerikan vatandaşından üç kat daha fazla zaman ayırıyor. Mesela dünyanın en zengin insanlarından Warren Buffett, gününün yüzde 80’ini okuyarak geçiriyor. Neredeyse tüm milyarderler düzenli olarak spor yapıyor. Az uyuyor; genellikle günün 3 ila 6 saatini uykuya ayırıyorlar. Sıradan insanların aksine haftada 2.5 saat ile sosyal medyaya çok az vakit ayırıyorlar.
Ve tabiri caiz ise deli gibi çalışıyorlar... Ünlü girişimci Elon Musk haftada 80 ila 100 saat çalışıyor. Akşam yemeğini ailesiyle birlikte yiyebilmek için işinden akşamüstü çıkıp yemekten sonra yatana kadar çalışmak milyarderler için sıradan bir olay.
Ne dersiniz; zengin olmak mı daha kolay, yoksa “Azıcık aşım dertsiz başım” modunda yaşamak mı?
EGE'NİN GÜZEL İNSANLARI
Bu hafta gazeteleri karıştırırken, insanın içini ısıtan iki güzel olaya denk geldim.
İlki İzmir Urla’dan...
Önder Faruk Ünal, çocuklara okuma sevgisini aşılamak için “İki Teker Bir Kitap” projesini hayata geçirmiş. Önder Bey, bisikletinin arkasına taktığı römorkuyla İzmir’in köylerinde yaşayan çocuklara düzenli olarak kitap götürüyor. Bugüne kadar yüzlerce çocuğa kitap ve kırtasiye malzemesi ulaştırmış.
İkinci öykü ise Muğla Bodrum’dan... Bodrum’un Peksimet Köyü’nde bir grup gönüllü, terk edilmiş bir evi onararak çocukların kitap okuyup keyifli zaman geçirebileceği bir kütüphaneye dönüştürmüş. Gönüllüler tarafından başlatılan ve oyuncu Nejat İşler’in de sosyal medyadan yaptığı çağrı ile büyüyen kampanya sonucunda 4 binden fazla hikâye ve çocuk kitabı toplanmış.
Emeği geçenlerin ellerine sağlık... Umarım bir gün gündemimiz hep böyle güzel, böylesine sevgi dolu haberlerle dolar taşar.
ÜNİVERSİTE
Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanından kentimize yoğun bir ilgi var ve her geçen gün daha fazla beyaz yakalı İzmir’de yaşamayı tercih ediyor.
Bence bu durumun ardında İzmir’in modern, sosyal, neşeli, yaşanabilir, çevre dostu kent algısının önemli payı bulunuyor.
Bu algıyı güçlendirecek en son adım da çevreci uygulamaları ile fark yaratmaya devam eden Prof. Dr. Necdet Budak yönetimindeki Ege Üniversitesi’nden geldi. “Sürdürülebilir Yeşil Üniversite” uygulamaları çerçevesinde, başta öğrenciler olmak üzere çalışan ve misafirlerin kampüs içi ulaşımını kolaylaştırmak için yerli üretim elektrikli ring araçları deneme seferlerine başladı.
