Giriş
Son günlerde kime rastlasam “Kim Bir Milyon İster” yarışmasındaki genç kadını; hatta ondan daha çok yarışmanın seyircilerini konuşuyor. İzlememiştim; internetten girip baktım. Sunucu Kenan İmirzalıoğlu’nun yönelttiği soru aynen şöyleydi: “Geçtiğimiz günlerde vefat eden Sovyetler Birliği’nin son lideri kimdir?” Şıklar ise şunlardı: A: Kraliçe II. Elizabeth B: Mihail Gorbaçov C: Kral Julien D: Pablo Neruda Yarışmacı, kararsız kaldığını belirttikten sonra, İnstagram’da da takip ettiği “Kraliçe II. Elizabeth” seçeneğine yakın olduğunu belirtti ancak emin olamayıp seyirci jokerini kullandı. Gördüklerime, duyduklarıma inanamayıp kendimce “Bir kişi bilemeyebilir; komik ama olabilir, şimdi seyirciler doğru yanıtı bilir” derken stüdyodaki seyircilerin yüzde 56’sı da “Kraliçe II. Elizabeth” yanıtını verdi. Gerçekten inanılmaz. İnsanların güncel gelişmeleri bir yere kadar sosyal medyadan takip etmelerini kabul edebilirim... Fakat tarih, coğrafya, genel kültür bilgilerini harmanlayıp mantık yürütmeyi bile becerememelerini anlayabilmem gerçekten imkânsız.
DEĞİŞİME AYAK UYDURMAK
Elektrikli scooterlar son dönemlerin en hararetli tartışmalarının başında geliyor. Yaşanan kaldırım işgalleri, bu taşıtları kullanan bazı insanların kural tanımaması, kaldırımdan sürmeleri ciddi şikayetlere neden oluyor. Haklılar da... İyi de ne yapılmalı? Batı ülkelerindeki büyük şehirlerde de benzer sorunlar yaratan bu ekonomik ulaşım araçlarını tamamen mi yasaklamalı, yoksa trafiği rahatlatacak bir alternatif olarak görüp çözüm mü üretilmeli... İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yönde önemli bir adım attı... Pilot bölge olarak seçilen Bornova Çayı kıyısında, elektrikli scooterların güvenli ve kesintisiz ulaşımı için iki etaplı bir proje hazırlandı. Toplam 7.5 kilometre uzunluğunda olacak scooter yolunun 4 kilometrelik etabının 2023 yılı içerisinde tamamlanması hedefleniyor. Scooter hattı, Körfez Bisiklet Yolu’yla başlayıp EVKA 3 metro istasyonuna kadar devam edecek. Umarım bu uygulama başarılı olur ve yaygınlaşarak yılın neredeyse 300 günü güneşli olan İzmir trafiği rahatlatacak bir alternatife dönüşür. Ve umarım bu işten ciddi kazanç elden şirketler de bu tür çabalara maddi katkı sağlar.
BİZİ BU HAVALAR MAHVETTİ
İklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Aylar süren kurak günlerin ardından birkaç güne sıkışan fırtına, şiddetli yağış, kar, boran, tipi yaşıyoruz. Her iki durumda da bundan en olumsuz etkilenen sektör tarım oluyor. İnsanoğlu yarattığı krize çözüm üretmek için acele etmez; bu düzeni mümkün olabildiğinde sürdürmeyi denerse geleceğimiz çok karanlık. Bu nedenle herkesi iklim konularında daha duyarlı, sivil toplum örgütlenmelerinde daha katılımcı olmaya davet ediyorum.
