Kerem AkçaProxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

HABERİ PAYLAŞ

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

1-9 Temmuz 2022 arasında düzenlenen 56. Karlovy Vary Film Festivali’nin 12 filmlik Proxima Yarışması ilk kez yapılsa da güçlüydü. Ana seçkinin üzerinde kalıcı eserler sundu. Andreas Horvath, Thomasz Wasilewski, Marco Berger ve Eduardo Casanova’nın varlığıyla keyif verdi. Sınırları zorlama bölümü bu açıdan çok ufuk açıcıydı!

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

ZAMANLA PANDEMİ KLASİĞİNE DÖNÜŞECEKTİR

Andreas Horvath’ın Seidl ile Haneke geleneğinden sıra dışı bir Avusturyalı sinemacı olduğu muhakkak. Onun bu damardan ise kendine özgü bir kurmaca-belgesel kırması yapıya ulaştığını gördük. Sağlam ve tavizsiz biyografik yol filmi “Lillian”da (2019) içindeki Wenders olgusunu açığa çıkarıp olgunluğuyla büyülemişti.

Haberin Devamı

“Zoo Lock Down”da ise Gilliam’ın “12 Maymun”u (“12 Monkeys”, 1995) ile Greenaway’in “A Zed and Two Noughts”unun (1985) yollarını kesiştiren bir pandemi mirasına imza atma hedefiyle yola çıkıyor. Adeta hayvanat bahçesini sessiz bir meditasyona malzeme ediyor. Film 73 dakikada hayvanların birbirine girmesini, bunalımını bize yansıtırken gerilim ile absürt halet-i ruhiyeyi bir arada tutmayı beceriyor. Özgün bir tondan beslenerek yukarı çıkma olanağı buluyor. Çocukları reddeden tersine bir yaklaşım ortaya koyuyor.

Bu sayede de kurgudan sinematografiye kadar her şeyi kendi üstlenen auteur eğilimli sinemacının teknik açıdan kendi kendine hallettiklerine bakarsak finalde bir çocuğun gözünden hayvanat bahçesi penceresi gösterme fikri dahi ince bir dokunuşa dönüşüyor. Film pandemi sonrası yapılmış sırasıyla “Sotsuğa Günlükleri” (“The Tsugua Diaries”, 2021), “Kerr” (2021), “Splendid Isolation” (2021) gibi filmlerin yanına bu sürecin klasiği olarak eklenme konusunda bir iddia koyuyor ortaya. Horvath usulü melankolik bir belgesel-kurmaca hayali olarak canlanıyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

POLONYA’NIN REYGADAS USULÜ ‘THE GRADUATE’İ

Thomas Wasilewski “Fools”da (“Glupcy”, 2022) aslında ensestle ilgili bir filmi Mike Nichols klasiği “Aşk Mevsimi”vari (“The Gradutae”, 1967) bir olgun kadın-genç erkek ilişkisi üzerinden servis ediyor. Çarpıcı kareler çıkaran Romen görüntü yönetmeni bir yana ciddi bir Reygadas hiççiliği ve ruhsallığı bize doğrudan yansıyor. Arkada olup bitenlerin tesiri ciddi bir şekilde canlanabiliyor. Oleg Mutu’nun en iyi sinematografilerinden birini izliyoruz.

Haberin Devamı

Arka plandaki sanat yönetmenleri Slawinski ile Sobanska ise “Ida” (2013) ile “Soğuk Savaş” (“Cold War”, 2018) çıkışlı. Leh coğrafyasında bir entelektüel vizyon ortaya konuyor. Üçlü ilişki, ensest ve matem bambaşka bir şekle de sokuluyor. İsminin de adını müthiş bir soyutlukla kullanıyor. Dorota Kolak özellikle tanımsız bir performans sergiliyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

2022’NİN EN İYİ EVE GİREN YABANCI GERİLİMİ ‘TEOREMA’YA RAKİP

“Uncle”da Miki Manojlovic’in aslında dağıttığı Hırvat ailesinin çözülme ve bozulma problemine dair bir yapıt izliyoruz. Bu açıdan da aslında kontrolden çıkmak stilize sinematografi ile beraber de dinginlik servis ediyor. Temelde Pasolini klasiği “Teorema”ya (1968) atıfta bulunan bir film. Onunla “Funny Games” (1997) arasında köprü kurabiliyor. Queer ilişkisiyle de sınırları zorlayan bir yaklaşımı zorluyor. David Kapac-Andrija Mardesic ikilisinin etkili çıkışı, bu yıl içinde yapılan ortalama eve giren yabancı gerilimi “Speak No Evil”dan daha heyecan verici.

Haberin Devamı

1980’ler Balkanlar’ının ciddi bir politik söylem eşliğinde ötekinin imtihanı bize etkili geliyor. O dönemi düşününce aslında “Teorema”daki Terence Stamp’in işlevsiz ailenin yozlaşmışlıklarını açığa çıkaran isimsiz tiplemesinin yerine Doğu Avrupa Tarihi’ni temsilen Miki Manojlovic geliyor. Bir anlamda sanki onun daha stilize çerçevelerle Hırvatistan’daki şiddet ve cinsellik yüklemesine alan açtığı vurgulanıyor. Bu açıdan cinsel kimlik incelemeleri de manidar bir şekle sokuluyor. 2.35:1’de bir Balkan vizyonu görüyoruz. Milos Jacimovic de iz bırakıyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

ANTİ-SPOR FİLMLERİ ÖZGÜNLÜK GARANTİLİ!

“Horseplay” ve “Tinnitus” anti-spor filmleri olarak kendilerine özgü işlerdi. Birincisinde Arjantinli nev-i şahsına münhasır queer sinema auteur’ü Marco Berger’in aslında kariyerindeki yaklaşımı bir eve sıkıştırıp ‘distopik’ bir şekil verdiği görülüyor. Onun çok sevdiği cinsel istismar filminin de dehlizlerinde dingin bir ruhsal inceleme geliyor. Bu durum ev hayatının getirdiği kaybolma haline anlam yüklüyor.

Yabancılaşamaya distopik bir futbol halet-i ruhiyesi yükleniyor. Arjantinli sinemacının en özgün eserlerinden birini izliyoruz. Film, “Diamantino”ya (2018) rakip olarak geliyor. Yönetmenin ruhsal bir atmosferde homofobik sporlara dair de bir şeyler söylemesi özenli bir temsil gücüyle yansıyor. Anti-futbol queer cinsel ilişki filmini tadıyoruz. İsmi bile farklı bir koreografinin peşinde ilerliyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

BREZİLYA’NIN DUTRA EKOLÜNDEN GELEN BİR LEONE VİZYONU

“Tinnitus”da ikinci filmine imza atan Brezilyalı Gregorio Graziosi bir spor çeşidini ya da yaşam biçimini Leone usulü keşfe çıkıyor. Onun üzerinden de biseksüel cinsel ilişkisi, koreografi ve daha nicesi karizmatik bir meditasyona alan açıyor.

Bu durum ‘stilize’ olma noktasında fantastik-bilimkurguya kayan kendine özgü spor yaratma  haline kadar gidip geliyor! Olimpiyattan yüzmeye kadar uzanan tuhaf bir yaklaşım gördüğümüz. Graziosi, Brezilya’dan gerçeküstücü tür filmleri ekolü yaratan Marco Dutra’nın ortak senaristliği ile o kaynağa yaklaşıyor. Rui Poças’dan da yüzde yüz destek alıyor. Onun sayesinde imgesel sarhoşlukla bir seyir süreci vaat ediyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

CASANOVA’DAN KÜLT OLACAK BİR FİLM DAHA!

Casanova ikinci uzun metrajı “La Pieta”da anne-oğul ilişkisini body-horror yüklenen bir gerçeküstücülükle servis ediyor. Sadece ikisinin yaşadığı bir ütopyanın izinde nev-i şahsına münhasır bir vizyon yükleniyor görsel açıdan. Aile yapısının melodramatik olmanın aksi istikamette hareketlendiği görülüyor.

Adeta De la Iglesia-Cronenberg kırması yapı burada da sürüyor. Yönetmenin elbette “Freaks”e (1932) cevabı “Skins” (“Pieles”, 2017) kadar heyecanlandırmıyor. Ama bilimsel deney filmi noktasında açıldığı yerler İspanyol sinemasında ciddi bir yaratıcılıkla aslında Jodorowsky ile rekabete oynuyor.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

ANOTHER SPRING EN İYİ BELGESEL

Belgeseller arasından “Another Spring” çarpıcıydı. Medikal bir gerilim niyetine belirdi. ‘Kamerayı bıraktım giddi’ kıvamındaki “Collective” (2019) ve “Provincial Hospital”ı (2022) sollarken zorlanmadı. Kosova’da keşfedildikten sonra 1972’de yayılan salgın ve hastalık asap bozucu dehlizler servis ediyor. Yugoslav salgını olarak anılan çok çarpıcı bir komünizm eleştirisi barındırıyor. Mladen Kovacevic modern bir dille etkili olmayı beceriyor. Tarihten bir sayfayı aralama becerisi gösteriyor. “Merry Christmas Yiwu”yla Çin’deki rejimi dengeli eleştirdikten sonra biraz iç dünyasına bakıyor bu kez.

Vasatın altı “Art Talent Show” ve “And There Was Love” ise vasatın altında kaldı. İlkinin ciddi bir arşiv çalışması barındırmasıyla asında melez yapının eşliğinde yapılan takdire şayandı.

“In Broad Daylight” da Emmanuel Tardif’ten fena bir kanada filmi dğeildi. Ama atmosfere fazla yüklenerek orta halli olmaya kayıyor. “Like a Fish on the Moon” ve “Ramona” temelde tür sinemasından kadın öyküleri. Ama her ikisi de olmamışlık problemleri çekiyorlar.

Proxima Yarışması’nda heyecan verici keşifler

KEREM AKÇA’NIN KARLOVY VARY 2022 YARIŞMASI YILDIZ TABLOSU:

1-Zoo Lock Down 7.8

2-Fools 7.5

3-Tinnitus 7.5

4-Uncle 7.1

5-Horseplay 7

6-La Pieta 6.7

7-Another Spring 5.8

8-In Broad Daylight 5.5

9-Ramona 4.2

10-Art Talent Show 3.8

11-Like a Fish on the Moon 3.8

12-And Then There Was Love 2.5

Sıradaki haber yükleniyor...
holder