Dünya Kupası 4 yılda bir yapılıyor ve tüm takımlar, tüm oyuncular kupada gidebildikleri yere kadar gitmek için varlarını yoklarını ortaya koyuyor. Futbolcuların büyük kısmı dünyanın bu en önemli spor organizasyonunda hayatlarında sadece bir kez yer alabiliyor.
Oynadıkları futbolla piyasa değerlerini artırma şansı yakalıyorlar. Yani kariyerleri için çok ama çok önemli. İngiltere’nin yıldızlarından Raheem Sterling de takımının dinamolarından biri. İran’ı 6-2 yendikleri maçta bir de golü var. Ama Sterling, Londra’daki evine silahlı soyguncuların girdiğini öğrenince takımı, kupayı, kariyeri falan bırakıp Senegal maçı öncesi hemen ülkesine koştu.
Çünkü soyguncular girdiği sırada eşi ve 3 çocuğu evdeydi. Neyse ki ailesinin durumu iyi. Sterling’in Fransa ile oynanacak çeyrek final maçı için dönüp dönmeyeceği belli değil. Teknik direktör Southgate, 3-0 kazandıkları Senegal maçının ardından “Futbol bazen en önemli şey değildir ve aile her şeyden önce gelir” diyerek son noktayı koydu. Olaya şöyle bakmak gerekir aslında, ailesini düşünmeyen insan takımını düşünür mü?
ÇİFT BAŞLI KARTAL
Sırbistan’ı 3-2 yendikleri maçta İsviçre oyuncuları Xherdan Shaqiri ile Granit Xhaka’nın gol sevinci sırasında yaptıkları çift başlı kartal hareketinin anlamı onlar için çok büyük. Çift başlı kartal Arnavut bayrağında yer alıyor.
Arnavut asıllı Kosovalı olan bu iki futbolcunun aileleri, Yugoslavya iç savaşı sırasında çok acı çekmiş. İki futbolcu bu işaretle Sırbistan’a mesaj veriyor. Sonuç olarak politika öyle ya da böyle futbolun içinde var olmaya devam ediyor. Katar’daki Dünya Kupası, politik mesajların en fazla verildiği organizasyon olarak tarihe geçecek belli ki.
ACIMASIZ YILLAR
Dünyanın belki de en çok tanınan top modeli Brezilyalı Adriana Lima’nın ülkesinin oynadığı maçta tribündeki fotoğrafı, görenleri şaşırtmıştır elbette. Bir ara Metin Hara ile olan ilişkisinden dolayı Türkiye’nin yengesi olan Adriana Lima epey kilo almış.
Yıllar acımasız maalesef. Olsun biz yine de seviyoruz kendisini. “Brezilya formasının bu kadar yakıştığı başka bir kadın yoktur” diyor ve noktayı koyuyorum.
TÜRKİYE KATILSAYDI NE OLURDU?
Sosyal medyada “Katar’a ‘bizim çocuklar’ da gitseydi nasıl sonuçlar alırdı?” tartışması yapılıyor. Kimisi “Sadece Katar’ı yenebilirdik” derken, kimisi Katar’a, Suudi Arabistan’ı, Gana’yı falan da ekliyor. Ama hiç kimse Avrupa’nın üst düzey takımlarını yenebileceğimizi düşünmüyor. En son 2002’de katıldığımız bu turnuvaya bir daha katılır mıyız, belli değil açıkçası.
2026 Dünya Kupası 48 takımla oynanacak. Avrupa’ya 3 takımlık daha kontenjan verilebilir. Belki bir şansımız var. Gerçi Faroe Adaları’na yenilmiş bir takımız biz. Yine de enseyi karartmayalım, umutlarımızı 2026’ya taşıyalım.