Hayatınızdaki erkek;
Başka her şeye zaman ayırıp bir tek size zaman bulamıyorsa,
Buluşma tekliflerinizi çeşitli bahanelerle sürekli geri çeviriyorsa,
“Bana soğuk davranıyorsun” dediğinizde “Benim yapım böyle” diye cevap veriyorsa,
Arkadaşlarını, ailesini ve işini sizden daha ön planda tutuyorsa,
Sizinle ortalıkta el ele, kol kola görünmekten çekiniyorsa,
Hayatıyla ilgili sorduğunuz soruları geçiştiriyorsa,
İlişkinize dair konuşmaktan kaçınıyorsa,
“Geçmişte aldatıldım, o yüzden kadınlara güvenmiyorum” yalanını rahatlıkla söylüyorsa,
Aradığınızda size sıcak davranmayıp bir an önce telefonu kapatmaya çalışıyorsa,
Siz yanındayken cepten arayan her kadınla ilgili ‘Okuldan arkadaş, iş yerinden mesai arkadaşım’ gibi açıklamalar yapıyorsa,
Zaman zaman size “Evlenmeyi düşünmüyorum” yollu cümleler kuruyorsa,
“Seni üzmek istemiyorum” sözünü sık sık kullanıyorsa,
Kendisi canı istediği gibi davranırken sizin üzerinizde ‘kıskançlık’ bahanesiyle baskı kuruyorsa,
Sizin her şeyinize karışıp, siz karışmaya kalktığınızda da “Benim hayatıma kimse müdahale edemez” diyorsa,
En küçük bir tartışmada bile bırakıp gitmeye meyilliyse,
Tartışmalardan sonra haksız olsa bile aramıyorsa ve her seferinde yine siz barışmak için çaba gösteriyorsanız,
Sevgililer Günü, doğum günü, yıldönümü gibi özel günlerde bırakın hediye almayı, aramayı bile aklına getirmiyorsa, sonra da “Aman canım böyle kutlamalara ne gerek var” bahanesine başvuruyorsa,
Söz eski sevgililerinden açıldığında “Ben tüm eski sevgililerimle dost kalmayı başardım” diyerek aslında yakında sizin de aynı kategoriye geçeceğinizi çaktırmaya çalışıyorsa....
Siz o erkek için ‘cepteki kadın’sınızdır.
Adam başka başka maceralarda fink atacak, arada bir de ‘cepteki kadın’ı hatırlayacaktır. Siz tüm bu yapılanları kabul ettiğiniz için de asla onun ‘hayatının kadını’ olmayacaksınız ve hep ‘cepte kalmaya’ mahkum olacaksınız...
***
Hayatınızdaki kadın;
Duygularınızı açtığınız halde “Bunu düşünmek istiyorum” dediyse...
“Bana zaman ver, seni biraz tanıyayım” diye devam ettiyse...
“Yeni bir ilişkiden çıktım, duygusal olarak hazır değilim” cümlesini kuruyorsa,
“Seninle çok güzel bir dostluğumuz var, bunun bozulmasını istemiyorum” klişesinin arkasına saklanıyorsa,
Eski sevgililerinden söz etmekten hiç çekinmiyorsa,
Sizinle sohbet ederken sanki kadın kankasıyla sohbet eder gibi rahatsa,
Ağdasından, maniküründen, saçının boyasından söz edebiliyorsa,
Ne zaman dışarı çıkmak isteseniz “Şunu da çağıralım” diyorsa,
Gittiğiniz bir yerde arkadaşlarını gördüğünde sizi masada unutup onlarla sohbete dalıyorsa,
“Seni 10 dakikaya kadar ararım” dediğinde aradan 3 saat geçtikten sonra bile aramıyorsa, siz aradığınızda da rahatlıkla “Aaaa seni arayacaktım di mi, kusura bakma unutmuşum” diyebiliyorsa,
Evlenmek istediği adamı tarif ederken size dair en küçük bir işaret dahi vermiyorsa,
Örneğin aynı iş yerindeyseniz, “Ben prensip olarak aynı yerde çalıştığım kimseyle beraber olmam. Ama sen farklısın... Yine de zaman ne gösterir bilemeyiz” gibi başı ile sonu birbirini tutmayan şeyler söylüyorsa,
“Ben çok seçiciyim, kolay kolay beğenmiyorum” derken gözlerinizin içine bakıyor ve aslında “Seni pek de beğenmiyorum” dediğini anlamanızı bekliyorsa,
Arkadaşlarının birlikteliklerinden söz ederken “Çocuğun şöyle işi var, böyle arabası var, şurada oturuyorlar” gibi maddi unsurları ön plana çıkarıyor, ve sizin maddi anlamda yetersiz olduğunuzu çaktırmaya çalışıyorsa,
Ve siz tüm bunlara rağmen onu aramaya, sormaya, her çağırdığında gitmeye, başı sıkıştığında yardıma koşmaya, tüm imkanlarınızı seferber etmeye devam ediyorsanız, o kadın için ‘yedekteki erkek’sinizdir. Asla ‘asıl’ olamayacaksınız. Çünkü zaten duygusal olarak bir şey hissetmiyor. E sizden her istediğini de alıyor. Neden sevgili olsun ki? Bir sevgili bulana kadar siz yedekte kalacaksınız ve bulduğunda da takımdan kovulacaksınız...
04 Nisan 2010, Pazar 05:00
Haberin Devamı