Türkiye’de boşanmaların yüzde 42’si ilk 5 yıl içinde gerçekleşiyor. Daha 1 yılı bile tamamlamadan boşananlar var. Bir başka istatistik de bize Türkiye’deki boşanmaların üçte birinin aldatma nedeniyle olduğunu gösteriyor. Demek ki yeni evli olduğu halde aldatan erkek ya da kadınların olduğu bir gerçek. Peki bunun sebebi ne?
Bugüne kadar sayısız aldatma öyküsü dinledim. Bazılarına tanık oldum. Bunların arasında daha evleneli birkaç ay olmasına karşın aldatılma gerçeğiyle karşı karşıya kalmış insanlarınki de vardı. Öyle ya, evlenmek için uğraşmışsın, çabalamışsın, evlenmişsin peki niye aldatıyorsun? Bu konuyla ilgili çeşitli araştırmalar var elbette. Ama hepsi yurt dışı kaynaklı. İlişkilerle ilgili her konuda olduğu gibi Türkiye’de de böyle bir araştırma yok maalesef. Ben bu yazıda, bana gelen onbinlerce mail ve mektubun, kendi araştırmalarımın ışığında yeni evli kadın ya da erkeğin neden aldattığını ortaya koymaya çalışacağım.
1) AİLE ZORUYLA İSTEMEDEN YAPILAN EVLİLİK İster kadın, ister erkek, istemediği biriyle evlendiğinde zaten kendini o evliliğin parçası gibi hissetmez. Bir görevi yerine getirmek için evlendiğinden dolayı aldatma riski çok büyüktür.
2) ESKİ SEVGİLİYİ UNUTMADAN YAPILAN EVLİLİK Bazen sırf eski sevgiliden intikam almak için, bazen de eski sevgiliden ümit kesildiği için evlenilir. Bu şekilde evlenen kişi aslında eski sevgiliyi hem kalbinde hem de beyninde taşımaktadır. Eski sevgili ortaya çıktığında ‘Hayır’ deme olasılığı çok düşüktür. Hatta eski sevgiliyle buluşulur, sevişilir ve umulur ki “Eşini bırak gel” desin... Hiçbir zaman öyle olmaz. Eski sevgili de aslında rahatlamıştır ama işte ten çekimi falan, bir kez daha yatsak bir şey olmaz mantığıyla devreye girmiştir.
3) ZAMANI GELDİ DİYE YAPILAN EVLİLİK Okul bitti, iş bulundu, aşk yok ama evlenmek istiyor bu deli gönül... Çevreden de “E evladım artık evlen” baskısı var. ‘Hayırlı bir kısmet’ bulunuyor, mantık dahilinde evleniliyor ama aşk tehlikesi gözardı ediliyor. Tam bu süreçte, evlendikten çok kısa bir süre sonra aşk kapıyı çalıyor. Hayır denemiyor, çünkü bu mümkün değil. Ve tabii ki işin içine aldatma giriyor.
4) DÜŞÜNÜLMEDEN, ALELACELE YAPILAN EVLİLİK Özellikle birbirine çok aşık çiftlerde rastlanıyor. Beyin dopaminin etkisindeyken, gözler henüz kör iken birkaç ay içinde evleniliyor. Sonra gerçekler su yüzüne çıkıyor ve pek de uyumlu olunmadığı anlaşılıyor. Evlenirken ortalık zaten ayağa kaldırılmış. Karşı çıkmalara direnilmiş. Şimdi çabucak ayrılmak olmaz. O zaman devreye yine ihanet giriyor.
5) YALANLAR ÜZERİNE KURULU EVLİLİK Genellikle erkeklerin, az miktarda da kadınların evlenmeden önce sakladığı gerçekler kısa sürede ortaya çıkar. Çünkü evlilik, gizliliği kabul etmeyen bir kurumdur. Eşlerden biri, evlenmeden önce örneğin, maddi durumuna, kariyerine, eğitimine tav olduğu kişinin gerçekte öyle olmadığını öğrendiğinde yıkıma uğrar. Bu durumda teselliyi başka kollarda aramak da kaçınılmaz olur.
6) BEKLENTİLERİN GERÇEKLEŞMEDİĞİ EVLİLİK Evlilikle ilgili herkesin hayalleri farklıdır. Evlendikten kısa süre sonra bu hayallerin gerçekleşmediği görülürse sorunlar başlar. Eşin ilgisizliği, sorumsuzluğu, sevgi göstermemesi, hala yalnız yaşıyormuş gibi davranması, çiftlerin iletişimini koparır. İlgi ve sevgi eksikliği de mutlaka giderilir.
7) CİNSEL UYUMSUZLUĞUN YAŞANDIĞI EVLİLİK Kim ne derse desin, evliliğin yarısı sekstir. Seks açısından doyurucu olmayan evliliğin devamı da mümkün değildir. O evlilik devam ediyorsa bilin ki, taraflar birbirini aldatıyordur. Seks uyumsuzluğu daha ilk günlerde ortaya çıkar. Genellikle çiftler birlikte doktora gitmek yerine bu sorunun üstünü kapamaya çalışırlar. Ancak sağlıklı insanların hormonları çalışır ve beyin ‘seks yap’ emrini vermeye devam eder. Bu durumda partner eş değilse, bir başkasıdır artık.
8) ALDATMA ALIŞKANLIĞI OLANLA YAPILAN EVLİLİK Bu tür kişilerin aldatmak için bir sebebe ihtiyacı yoktur. Zaman ve mekan da, medeni durum da fark etmez. Bugüne kadar nasıl yaşadılarsa, bundan sonra da öyle devam edeceklerdir. Bunlar çoğunlukla “Ben bu hayattan sıkıldım, seninle yeni bir başlangıç yapmak istiyorum” derler ama bunu asla yapamazlar. Birkaç ay sonra bitleri kanlanacak ve yine eski hayatlarına döneceklerdir.
9) YILLAR SÜREN FLÖRTTEN SONRA YAPILAN EVLİLİK Heyecanı bitmiş, miyadı dolmuş ilişkilerin son çırpınışıdır evlilik. “Evlenelim de biraz da böyle deneyelim” denir ama bu deneme hüsranla sonuçlanır. 8 yıl, 10 yıl biriyle flört edildikten sonra evlenildiğinde artık işin bir cazibesi kalmamıştır. Zaten büyük olasılıkla o ilişkinin içinde de taraflardan en az biri diğerini aldatmıştır. Bu yüzden evlilik onlar için bir formalitedir, hiçbir şey değişmeyecektir.
10) İNTERNET BAĞIMLISIYLA YAPILAN EVLİLİK Yok playstation, yok internette tavla, okey, pişpirik falan... Evlenmeden önceki hayatında zamanının büyük bölümünü internette geçiren birinin bu alışkanlığını değiştirmeniz neredeyse imkansızdır. Evlendikten sonra da sizinle geçireceği zamanı internette harcıyorsa durum ciddi demektir. Bu kişilerin internette ‘masum’ şeyler yaptığını sanmayın.
EVLİLİKTE SEKS NEDEN ÖLÜYOR?
Seks tek başına aldatmanın önüne geçmese de, yine de bunu engellemenin en önemli unsurlarından biri diye düşünüyorum. Araştırmalar evlilikte seksin büyüsünün 3 yıl içinde azalmaya başladığını ortaya koyuyor. Tabii ki bu her evlilik için geçerli değil. Ama şunu biliyoruz ki; evli oldukları halde birbirleriyle yıllardır sevişmeyen çiftler de var. Eğer fizyolojik sorunları yoksa (erkekte ereksiyon sorunu, erken boşalma, kadında vajinismus gibi) seks yapmayan çiftleri buna iletişimsizlik itiyor. Burada kadın ile erkek ayrılıyor. Erkek, karı koca ilişkisiyle cinselliği birbirinden daha net sınırlarla ayırıyor. Evlilikte sorunlar olsa bile seksin aksamaması gerektiğini düşünüyor. Ama kadınların seks yapabilmesi, cinsel ilgi duyabilmesi için uyumun, duygusallığın olması lazım. Kadın, kötü giden evliliği varsa bunu kafaya takmadan mekanik olarak sevişemiyor. Sabahtan akşama kadar eleştirilen, kötü davranılan bir kadından akşam hiçbir şey olmamış gibi seks yapmasını beklemek mümkün değil.
NASIL GİDERİLECEK?
Önemli olan evlilikte çiftlerin ortaya çıkan problemi çiftin ortak sorunu olarak görmesi. Mutlu çiftler ‘benim sorunum’, ‘senin sorunun’ değil ‘bizim sorunumuz’ diyebilen, ileride çıkabilecek sorunları çözebileceğine inanan çiftler. Unutmamak gerekiyor ki birlikte seksten konuşabilen, fantezilerini paylaşabilen, birlikte seks filmi seyredebilen çiftlerde cinselliğin ölmesi pek mümkün olmuyor. Cinsel mutluluğun algılanmasında erkekler ve kadınlar arasında önemli farklar var. Cinsel mutluluk erkekler için ilişki sıklığı, kadınlar için seks kalitesi. Bu arada, isteksizliğin kadınlar arasında hızla yaygınlaşan bir sorun olduğunu da unutmamak lazım. Kadınlarda libido yani seks isteği erkeklere oranla daha karmaşık ve farklı. Erkekler cinsel olaylarda daha kolay tahrik oluyor, libidolarını yükseltmekte fazla zorlanmıyor. Kadınlar güçlü bir libido için sadece sağlıklı bir vücuda değil, sağlıklı bir zihne, güvenli sosyal ortama, olumlu çevresel etkileşime ve spontane seksüel çağrışımlara ihtiyaç duyuyor. Evlilik ve arkadaşlık ilişkilerinde ortaya çıkan gelgitler, gerilimler ya da depresyon gibi sağlık sorunları kadınlarda libido sorununa daha fazla etki yapıyor.
06 Nisan 2014, Pazar 05:00
Haberin Devamı