Eski nişanlım düğünüme gelmeli mi?

İki yıl önce o zamanki nişanlımdan beni aldattığı için ayrıldım. Daha sonra defalarca özür diledi, kapımda yattı, çok sayıda rezalet çıkardı ama ben affetmedim. Şimdi başkasıyla evlenmek üzereyim. Bir ay sonra düğünüm var. Fakat eski nişanlım sürekli mesaj atıyor. Düğünüme gelip bizi kutlayacakmış. “Ben değiştim, senin mutlu olmanı istiyorum” diyor. Ama ben inanmıyorum.  RÜYA

Tabii ki sizi kutlamaya değil, orada olay çıkarmaya gelecek. Senin mutluluğunu bozmaya gelecek. Önlemini almalısın. Öncelikle bunu müstakbel eşine ve ailene söylemelisin. Sonra belki de kolluk kuvvetlerine giderek şikayetçi olmalısın. Ayrıca diyelim ki, gerçekten sizi kutlamaya gelmek istiyor. Ne gereği var? Çoktan bitmiş bir hikayeyi yeniden canlandırmak, senin mutlu gününe gölge düşürmekten başka bir amacı yok. Tabii şu soruyu da kendine sormalısın. “Hâlâ onu düşünüyor muyum? Ben bu evliliği sırf ona mutlu olduğumu kanıtlamak için mi yapıyorum?” Eğer bu sorulara cevabın ‘Evet’ ise bu evliliği yapma. Hem kendini hem de evleneceğin kişiyi mutsuz edersin.

10 YIL SONRA GELEN ‘PİŞMANIM’ MESAJI

Üniversite yıllarında 1 yıl birlikte olduğum ama sonra beni terk eden eski sevgilim nasıl bulmuşsa, 10 yıl sonra telefon numarama ulaşıp bana “Çok pişmanım, seninle yeniden birlikte olmak istiyorum” diye mesaj attı. Mesaj kafamı karıştırdı ama şöyle bir araştırdığımda evli ve 2 çocuk babası olduğunu öğrendim. Şimdi nedir bu? Aklı yeni mi başına geldi?  DOĞA

Evliliğinden sıkılmış, kendine heyecan arıyor. Emin ol, seninle birlikte eskilerden kim varsa hepsine buna benzer mesaj atmıştır. Bir çeşit olta atmak yani... Oltaya kim takılırsa onunla biraz heyecan yaşayacak sonra yine hayatına dönecek. Burada akla “Peki yeni birini bulamaz mı?” sorusu geliyor. Bulabilir ama bu durumda daha çok riske girecek. Oysa eskiden tanıdığı biriyle daha rahat buluşabilir, evli olduğunu saklamadan talepte bulunabilir. Yani ortada aklın başına gelmesi gibi bir durum yok. Aksine aklı başından gitmiş, sadece libido ile yönetiliyor şu an. Bence ona, “Seni mahvedebilirdim ama eşine ve çocuklarına bağışlıyorum” diye mesaj atabilirsin.

SOMURTKAN SEVGİLİM HAYATTAN SOĞUTTU

Evliliğe doğru giden bir ilişkim var. Fakat sevgilim hiçbir şeyden mutlu olmuyor. Her şeyde bir kusur arıyor, sinirlenecek bir sebep buluyor. Yemeğe gidiyoruz, ortamı beğense yemeği beğenmiyor, yemeği beğense, garsonlara kulp takıyor. En son ne zaman birlikte güldüğümüzü hatırlamıyorum. Bunu ona söylüyorum ama, “Ne yapayım ben böyleyim” diye kestirip atıyor.  AYCAN

Birlikte gülemediğin, eğlenemediğin insanla evlenme çünkü hayat somurtarak geçmez. Sevgilinin belli ki aşamadığı sorunları var. Ama bu sorunun seninle değil, tamamen kendisiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. İşinden mi mutsuz? Ailesiyle mi sorunlu? Sosyal çevresinden mi dışlanıyor? Bunların hepsi evliliğe engeldir. Sosyalleşmeyen her ilişki bitmeye mahkumdur. “Evlenince düzelir” deme sakın çünkü düzelmiyor. Ayrıca bu ilişkiyi yürütmek zorunda da değilsin. O senin tek seçeneğin değil. Evet, evlilik niyetiniz var ama bunun gerçekleşmesi halinde ne kadar mutsuz olacağını bir düşün. Çünkü bu adam siz evlenince evde de böyle somurtarak oturacak.

AŞK İÇİN NE KADAR ÇABA HARCAMALI?

Şu an hiç kimseye aşık değilim. Zaten daha önce de aşık olup olmadığımı pek bilmiyorum. Flörtlerim oldu ama çabuk bitti. Eğer işin içinde aşk olsaydı bitmezdi diye düşünüyorum. Ayrıca bir aşk için uğraşmak, çaba harcamak da nereye kadar? Sonuçta bütün aşklar bir gün bitiyor. Yani o zaman boşuna bir uğraş gibi geliyor bana. Aşık olursam olurum ama ben öyle çaba harcayamam. METİN

Olmadı... İştir aşk, uğraştır, emektir, Uğraşacaksın, çalışacaksın. Besin ister aşk, tıpkı bir çiçek gibi. İnsandır besini aşkın. Sen aşka ne kadar çok şey verirsen o da seni o kadar mutlu eder bunu unutmayacaksın. Asıl iş, aşık olduktan sonra başlıyor zaten. Aşk küt diye çıkar karşına reddemezsin. Öyle bir gücün yok. Ama aşkı yaşatabilme gücün var. Kullanırsan var. Üşenmeyeceksin, usanmayacaksın. Bir duvarı ören usta gibi, bir bahçeyi çapalayan bahçıvan gibi ekeceksin, dikeceksin, sulayacaksın. Sen bunları yaptığın halde yaşamıyorsa aşk, aldırma. Elinden geleni yapmış insanların huzurunu hissedeceksin. Bu bile yetecek sana.