Yıllarca televizyon programında insanları evlendiren Esra Erol, Candaş Tolga Işık’ın “Az Önce Konuştum” programında “Gençler evliliğe uzak dursun. Tabii ki bu işin yaşı yok ama kendinizi tanıdığınız, bildiğiniz, ne istediğinizin farkında olduğunuz dönemde aile kurumuna adım atıyor olmanız, sizin evlilik hayatınızı da şekillendirecek. Kendinizi tanıyın, ne hissediyorsunuz bilin. Bu çok büyük bir sorumluluk” dedi.
Esra Erol’un bu sözleri birçok kişiyi şaşırttı ama ben hiç de şaşırmadım. Hatta bu sözlerin altına imzamı atıyorum. Esra Erol kimseye “Evlenmeyin” demiyor. Aksine “Evlenin ama, kendinizi tanıdığınız, bildiğiniz, ne istediğinizin farkında olduğunuz dönemde evlenin” diyor.
Ben de buna şunu ekleyeyim. Öyle hormonlarınız tavandayken, duygular şelaleyken, iki sevişme, birkaç güzel haftanın sonunda evlilik kararı alırsanız sonu büyük olasılıkla hüsranla biter. Şimdi size hem tanınmış kişilerden örnekler vereceğim hem de rakamları konuşturacağım.
1 yıl bile dayanamıyorlar
- Örnek 1: Sıla ve Hazer Amani’nin evliliği tanıştıktan birkaç ay sonra gerçekleşti. Bir yılı doldurmadan ayrılık kararı aldılar. Yasa gereği anlaşmalı boşanmak için evliliğin 1 yılı tamamlaması gerektiğinden de süresi geldiğinde boşandılar.
- Örnek 2: Demet Şener ile Cenk Küpeli de biraç ay içinde evlilik kararı alanlardan. Evlilikleri sadece 1.5 yıl sürdü.
- Örnek 3: Ferruh Taşdemir ile Özge Ulusoy da çabucak evlilik kararı aldı ama onların evlilikleri sadece 24 saat sürdü. Örnekleri çoğaltabilirim ama anlatmak istediğim başka şeyler var. Rakamlar gerçekleri ortaya koyuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2019 (2020 henüz açıklanmadı) evlenme ve boşanma istatistiklerine göre; 2019’da 155 bin 47 çift boşandı. Bu çiftlerden 4 bin 30’u daha 1 yılları bile dolmadan boşanmış. Yani birbirlerine 1 yıl bile dayanamamışlar. 1 yılı tamamladıktan sonra, ikinci yılı görmeden boşanan çift sayısı da 13 bin 835. Aslında birinci yılı tamamladıktan sonra boşananların çoğunun evliliği de daha önce bitti. Yukarıdaki örnekte söylemiştim, anlaşmalı boşanmak için mahkemeye ancak 1 yıllık evliliği tamamladıktan sonra çıkabiliyorsunuz. Son bir rakam vereyim, boşanmaların yüzde 46’sı ilk 5 yıl dolmadan gerçekleşmiş.
Bazıları baştan belli
Bu çiftlerin çoğunun mahkemeye sunduğu gerekçe eski adıyla ‘şiddetli geçimsizlik’, yeni adıyla ‘aile birliğinin temelden sarsılması.’ Peki aile birliğini temelden sarsan şey ne? Belirgin bir olay mı? Yoksa daha baştan belli olan fikir, görüş ve kültür ayrılığı mı?
Bana göre; çiftlerin alel acele evliliğe karar verip aralarındaki uyumsuzluğu ancak birlikte yaşamaya başladıktan sonra fark etmiş olmaları. İnanın bana, bazı evliliklerin biteceği daha baştan bellidir. Bunları da şöyle sıralayalım:
- Kötü biten bir ilişkiden ya da evlilikten çıkanların can havliyle, biraz da iyi niyetle çabucak yaptığı evliliklerin sürmesi mümkün değildir.
- Aile baskısından kurtulmak için kendisine ilk ilgi gösterenle evlenenlerin de şansı yok.
- “Artık zamanın geldi” denilerek ailesinin zoruyla evlenenleri de hüsran bekliyor.
- Kişilerin birbirine aşıkken ve kan damarda hızlı hızlı akarken yapılan evliliklerde de bir süre sonra uyumsuzluk baş gösteriyor.
- Evlenebilmek için özellikle nişanlılık döneminde söylenen yalanlar bir gün mutlaka gün yüzüne çıkıyor. Yalanlar üzerine kurulu evlilikler de yürümüyor.
- Evliliği hayatının amacı olarak görenler de bir süre sonra soluğu mahkemede alıyor. Çünkü beklentileri çok yüksek ve maalesef o beklentiler hiçbir zaman gerçekleşmiyor.
- “Evlenince düzelir” mantığıyla yapılan evlilikler zaten bitmeye mahkum. Çünkü kimse evlenince düzelmiyor.
- Alel acele yapılan evliliklerde olduğu gibi yıllar süren flört ve nişanlılık döneminden sonra yapılan evlilikler de sürmüyor. Çünkü çift, birçok şeyi tüketmiş oluyor.
- Herhangi bir şeye bağımlı olanların evliliğinin sürmesi de imkansız. Bunun içine madde bağımlılığından internet bağımlılığına kadar her türlü bağımlılığı koyabilirsiniz.
- Ve tabii sosyal statü, kültür, eğitim, aile yapısı ve maddi durum gibi farklılıkları da unutmamak gerek.
Bu farklılıklar çiftleri boşanmaya itiyor.