Mehmet CoşkundenizEvlilik ehliyeti

HABERİ PAYLAŞ

Evlilik ehliyeti

Gaziantep’te, Yunus Göç adlı bir insan müsveddesinin 2 aylık çocuğunu feci şekilde dövmesi hepimizin yüreklerini yaraladı. Adam tutuklandı, çocuk yoğun bakımda. İyileşse bile geçirdiği beyin kanamasından dolayı bir hasar kalma ihtimali var. Tam bunu konuşurken dün de Yozgat’tan dehşet yaratan bir haber geldi. Psikolojik sorunları olan bir anne, 1 aylık bebeğini önce bıçakladı, sonra da sobada yakarak öldürdü.

Bunlar, yaşadığımız ilk örnekler değil. Her seferinde isyan ettik. Çocuklarına eziyet edenlerin yaşama hakkı olmadığını haykıranlar oldu, sosyal medyada öfkelerini dile getirirken “Bunu bana vereceksin bak nasıl acı çeke çeke öldürüyorum” diyenler oldu. Bu sözleri söyleyenler o öfke ile, çocuğuna eziyet eden adamla aynı duruma düştüğünün farkında bile değildi.

Haberin Devamı

Ama çözüm bu değil elbette. Çözüm, olaya baştan el atmakla başlıyor. Bu ülkede iki yetişkin evlenmek için nikah dairesine başvurduğunda kimlikleriyle gider. Nikah memurları kimlik bilgilerinden bu kişilerin evli olup olmadığına bakar. Değillerse otomatik olarak evlenmelerinde bir sakınca yoktur. Ardından sağlık raporu istenir. Bir sağlık ocağına gidilir, iki tüp kan verilir. Ardından verem savaş dispanserlerinde röntgen çektirilir.

Peki bu kan ve röntgende neye bakılır? Kan testinde cinsel yolla bulaşan hastalık olup olmadığına, röntgende de verem olup olmadığına... Hepsi bu kadar.

PSİKOLOJİK TEST

Üstelik bu hastalıkları taşımanız da evlenmenize engel olmaz. Sadece bildirilmesi zorunlu hastalıklar olduğu için devlet kayda alıyor, müstakbel eşinize de bunu bildiriyor. Müstakbel eş “Ben kabul ediyorum” derse de hiçbir sorun çıkmıyor. Peki ya psikolojik rahatsızlıklar?

İşte bunlar asla kontrol edilmiyor. Evlenecek kişi şiddete meyilli mi, öfke kontrolünde sorun var mı, tedavi edilmesi gereken ciddi bir ruh hastalığı taşıyor mu, bunların hiçbiri kontrol edilmiyor. Oysa evlenmek isteyen çift, hastanelerin psikiyatri servisine sevk edilse, uzman doktorla 1 saat görüşse birçok şey ortaya çıkar.

Bakın bu ülkede, psikiyatrik hastalığı olup teşhis konulmamış ama davranışlarıyla bunu belli eden bir çok gence aileleri “Evlenince geçer” diyor. Ama geçmiyor... Çünkü bu öyle geçecek bir rahatsızlık değil. Bu sistemi getirmek çok da zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Böyle bir rapor sadece çocuğa değil, evlilikte kadına yönelik şiddetin de azalmasını sağlayacaktır. Evlilik tartışmasız herkesin hakkıdır.

Haberin Devamı

Ama bir başkasına şiddet uygulamak, eziyet çektirmek kimsenin hakkı değildir. Aradaki fark bu kadar nettir. Otomobil kullanması için günler süren kursa alınan, ardından sınavı geçmesi istenen, sınavı geçse bile ‘aday’ olarak araç kullanmasına izin verilen ve o adaylık süresinde trafik suçu işlemezse normal sürücü statüsüne alınan kişilerin, evlilik gibi çok önemli bir konuda en küçük bir testten geçmemesi bir tek bana acayip gelmiyordur sanırım.

BOŞANMA SEBEPLERİ

Türkiye İstatistik Kurumu’nun evlenme ve boşanma istatistikleri yukarıda yazdığım testin önemini çok net ortaya koyuyor. 2020’de 135 bin 22 çift boşandı. Boşanan çiftlerin 124 bin 722 çocuğu var.

Haberin Devamı

Peki bu neyi gösteriyor? Çocuk asla evliliği kurtarmıyor. Boşananların yüzde 53’ü, yani yarıdan fazlası ilk 10 yıl içinde boşanmış. Şimdi gelelim sebeplere...

  • Kadınların yüzde 36.4’ü, kendisine uygulanan dayak ve kötü muamele nedeniyle boşanmış.
  • Yine kadınların yüzde 9.2’si, eşinin çocuklarına uyguladığı şiddet ve kötü muamele nedeniyle başanma davası açmış.
  • Sorumsuzluk ve ilgisizlik nedeniyle boşananların oranı yüzde 61.5.
  • Aldatma nedeniyle boşananların oranı yüzde 32.2.
  • Ekonomik nedenler yüzde 42.6.

Daha birçok sebep var ama en önemlileri bunlar. Bu arada yüzde hesaplarının toplamda yüzde 100’den fazla olmasının sebebi, boşanma sırasında çiftlerin birden fazla sebep göstermesi. Şimdi tekrar düşünelim.

Çiftlere evlenmeden önce yapılacak psikolojik testin bu boşanmalardan ne kadarını engelleyeceğini sizin takdirinize bırakıyorum.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder