Bu yazıyı yazmak için dün bilgisayar karşısına oturduğumda Twitter’da “11.11.2011’de evlenenler mutlular mıdır acaba?” diye bir tweet’e rastladım. Eski sunucu, yeni çocuk kitapları yazarı Ceren Kerimoğlu bu tweet’e “Çoğu boşanmıştır kesin” diye cevap vermişti. Elimizde, 11.11.2011 tarihinde evlenenlerin ne kadarının boşandığına dair istatistiki veri yok elbette. Ceren, boşanmaların arttığına dikkat çekiyor sadece. Boşanma istatistiklerine bakarsak pek de haksız sayılmaz. Geçen yıl, 155 bin 47 çift boşandı Türkiye’de.
Elbette kimse boşanmak için evlenmiyor. Bütün evlilikler “bir yastıkta kocamak” için başlıyor. Büyük heyecanla oturuluyor nikah masasına. Aşk duygusu yenileniyor, içinizdeki sevgi çoğalıyor ve karşı tarafa coşarak akıyor. Artık yepyeni bir hayat var önünüzde. Güzel bir beraberlik ve mutlu bir yuva. Evet, güzel ve mutlu bir yuvanın hayalini kim kurmaz ki? Evlilik telaşı ile yeni bir yapılanmaya hazır hissediyorsunuz kendinizi.
Nikah masasında söylenen “evet”ler hayatınızda yeni açılan sayfanın da ilk sözcükleri oluyor. Sonra gelenekler, birbirine aşık insanların duygu yoğunluğuna karışmaya başlıyor. Zorunluluklar, sorumluluklar birbiri ardına diziliyor. Hayatın akıp giden çarkına çelme takmaya uğraşırken, birbirinizi anlayamaz hale geliyorsunuz. Küçük tartışmalar başlıyor önceleri, büyük ve güçlü barışmalarla noktalanan.
Sonra gerginlikler artıyor, düzgün ve sakin cümleler bile kuramaz hale geliyorsunuz. Taraflar bir maçın galibi olmaya sanki dünden hevesli rakiplermiş gibi mücadeleye başlıyor. Kısacası, zaman içinde değişiyorsunuz. Bu değişimleri yumuşak geçişlerle evliliğinize taşımayı beceremiyorsunuz.
Sihirli değnek
İşte bu noktada duygusal zeka denilen sihirli değnek devreye girip, görevini üstleniyor. Duygusal zeka olarak adlandırdığımız, karşı tarafı anlayabilme, algılayabilme ve aynı zamanda da kişinin kendi duygularını ifade edebilme becerisi çok önemli. Her alınan kararın altında duygular yatar. İnsan kendisine yapılan bir harekete cevap vermeden önce duygularına başvurur.
Duygusundan aldığı mesajla düşüncesini geliştirir, sonunda da bu düşüncesini eyleme döker. Bu gerçeği göz önüne alırsak duygusal insan, mantıklı insan ayrımına girmemek gerektiğini görürüz. Bir evlilikte duygusal zekanın varlığı, uyumu o evliliği son derece olumlu etkilemekte. Empati; bir kişinin diğer bir kişinin yerine bir an için geçerek, onun gibi hissetme ve onun gibi algılama becerisidir.
Yani bir başkasının gözleriyle dünyaya bakmak ve bir başkasının duygularıyla bir an için yaşamaktır. Eşinin üzüldüğü her hangi bir olayı saçma bulan eş, eğer duygusal zekasını işin içine sokarsa, söz konusu olan üzüntünün hiç de saçma olmadığını fark eder. Kırıcı, yıpratıcı bir çok konuşmanın ve davranışın da bu şekilde önüne geçilmesi mümkün olacaktır.
Evliliğin bittiği nasıl anlaşılır?
- Kırıcı bir tartışmadan sonra ilişkiyi tamir etmek için çaba harcanmıyorsa...
- Sizin çaba harcamanıza rağmen bu çabalar karşılıksız kalıyorsa...
- Basit şeyler büyütülüp bunlar ilişkinin en önemli sorunu haline getiriliyorsa...
- Kızgınlık ve öfke sıkça dışarıya vuruluyor ve hatta incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden şiddetli kavgalar çıkıyorsa...
- Görüntünüzü, saç şeklinizi, giyim tarzınızı daha önce beğendiği halde artık beğenmiyor ve ağır dille eleştiriyorsa...
- Kıskançlık konusunda bitmek bilmeyen tartışmalar yaşanıyor ve taraflar birbirini baskı altında tutuyorsa...
- Bireysel alanlara el uzatmalar, sosyal arkadaşlıklara karışmalar, cep telefonu karıştırmalar, sosyal medya hesaplarına gizlice girmeler başladıysa...
- Birlikte geçirilen zamanın miktarı azaldıysa, gidilen yerlerden artık daha çabuk kalkılıyorsa, ortak bir şeyler yapmaktan kaçınılıyorsa...
- Cinsellik konusunda bencillik başladıysa, hatta cinsellik ilişkide geri planlara atıldıysa...
- Geleceğe dair planlar artık yapılmıyorsa, hatta tatil konusunda bile “Sonra konuşuruz” denilip geçiştiriliyorsa...
- Özel günler unutuluyorsa, unutulmasa bile basit organizasyonlarla geçiştiriliyorsa...
- Önem sırasındaki yeriniz değiştiyse, yani artık siz onun için birinci öncelikli değilseniz... Siz artık uzatmaları oynuyorsunuz demektir.